YABANCI ŞİRKETLERİN
İSLAM ÜLKESİNDE YATIRIM YAPMALARI HARAM VE TEHLİKELİDİR
İranlı yetkililer bu senenin mart ayında
İran’da yatırım yapan yabancı şirketlerin demir, çelik
ve bakır gibi işletme alanlarında yapacağı yatırımların
11 milyar dolara ulaşacağını açıkladılar.
Petrol ve doğal gaz alanlarında Fransız “Total”
şirketi ve diğer Avrupalı şirketlerin İran’da bu
zamana kadar zaten oldukça büyük yatırımlar yaptıkları
bilinmektedir. Amerikalılar da Fransızların açıkladıkları
gibi Amerikalı, Meksikalı veya Panamalı adı altında bir
hayli yatırımlar yaptılar.
İslâm açısından incelenirse yabancı
şirketlerin İslam beldelerinde yatırım yapmaları haramdır.
Çükü müslümanların mallarının bir kısmı bu şirketlere
ve tabiatıyla yabancılara verilmiş olur. Halbuki bu madenler
(demir, çelik, bakır, petrol, gaz, vs.) İslami açıdan
bakıldığı zaman genel mülkiyettendir. Hatta bu mallar
(madenler) yerli şirketlere dahi verilemez (özelleştirilemez).
Kamu mülkiyetine ait olan bütün mallar ve servetleri çıkartmak
veya bunları işletmek özel şirketlere veya özel sektör
kuruluşlarına bile verilemez. Devlet bunları kendisi çıkartmalı
ve işletmelidir. Devlet madenleri ve petrolü çıkartmak
istediğinde işçileri, uzman ve mühendisleri bir ücrete
mukabil çalıştırır, makine araç ve gereçleri
şirketlerden satın alır veya kiralar. Devlet hiç bir zaman,
madenleri veya petrolü ve buna benzer kamu mülkiyetine dahil
olan malları ve servetleri yarı yarıya veya bir kısmına
mukabil kimseye işletmek üzere veremez.
Aslında İslâm Devleti’nin başkanı
(Halifesi) kamu mülkiyetine ait malları kontrol eder ve
devletin hazinesine koyar. Devletin işleri için bir kısmını
ayırır ve bir bölümünü de halkın ihtiyaçlarını
karşılamak için veya fakirleri, miskinleri zengin etmek için
onlara dağıtır.
Şu hiç bir zaman unutulmamalı: her hangi
bir ülke yabancı şirketlerin kendi ülkesinde yatırım
yapmalarına müsaade ederse, o ülke o yabancı şirketlerin ve
devletlerin egemenliğine, nüfuzuna ve sömürgeciliğine
zemin hazırlamış olur. Özellikle kafirlerin her fırsatta
ezmek istediği İslâm memleketlerini bu yabancıların zulmü
altında sokar ve zülüm içinde bırakır. Müslümanları
kafirlerin tahakkümü ve zülmü altına sürüklemek ise
haramdır. Çünkü Nisa suresinin 141. Ayetinde Allah’u
Tealâ müminler üzerinde kâfirler için bir yol bulunmasını
(tahakküm etmesini) kabul etmediğini bildirmektedir.
Bu ayette Allah'u teala kafir oburların
vasıflarını bize haber veriyor ve onlara karşı uyanık
olmamızı istiyor.
“Sizi gözleyenler, Allah'tan size bir
zafer gelirse, "Sizinle beraber değil miydik?"
derler; eğer kafirlere bir pay çıkarsa, onlara: "Size
üstünlük sağlayarak sizi mü'minlerden korumadık mı?"
derler. Allah kıyamet günü aranızda hüküm verir. Allah
inkarcılara, inananlar aleyhinde asla fırsat vermeyecektir.”
(Nisa: 141)
İran Şah Rıza Pehlevi döneminde bu tür
yatırımlar sebebiyle İngilizlerin egemenliği, nufüzu ve
sömürgeciliği altına girdi. Bu nedenle İngilizler 1941’de
II. Cihan Harbinin akabinde Ruslar ile İran’ı paylaşarak
işgal ettiler. Zengin İngiliz petrol şirketleri Şah’ın
siyasetine tahakküm ediyorlardı. Bu durumdan rahatsız olan
Şah Rıza onların istekleri doğrultusunda hareket etmeyi red
edince onu devirdiler ve yerine oğlu Muhammed’i Şah olarak
getirdiler. 1951’de Amerikalılar Şah’ın başbakanı Dr.
Musaddık’ı kendi taraflarına çekerek Şah’ı ona
devirttiler. Daha sonra Şah Muhammed’i İngiliz şirketler
tekrar geri getirdiler. Çünkü Dr. Musaddık bu şirketleri
kovamadı ve onlarla anlaştı, ama Şah’ın sürgünden geri
dönmesini şart koştular. Amerikalılar ise buna karşılık
Amerikan şirketlerinin İran’a girmesini şart koştular.
İngilizler bu şartı kabul ettiler. Böylece Şah Muhammed
İran’a döndü ve aynı zamanda Amerikan şirketleri de İran’a
girip Şah’ı etkilemeye başladılar. Bu hal Şah’ı 1979’da
devirinceye kadar nüfuzları İran’da yerleşti. Görünüşte
1979’da Amerika İran’ı kaybetti, ama bu aslında böyle değildir.
İran’da şu anda en fazla nüfuz sahibi olan Amerika’dır.
Şimdi ise pastadan kendine daha büyük bir pay ayırmak
isteyen Fransızlar İran’daki Amerika’ya ait gizli
şirketleri ortaya çıkartmaya çalışıyorlar. Amerikalılar
sözde İran’da 40 milyon doların üzerinde yatırım yapan
şirketleri cezalandıracağına dair karar almış olmasına
rağmen bunu Fransızlara karşı uygulayamıyor. Oysa Fransız
Total şirketinin İran’daki yatırımı 9 milyar dolar
civarındadır. Sadece geçen yıl 2 milyar dolar değerindeki
gaz projesini İran Total’a verdi.
İşte, İran veya diğer İslâm topraklarında
kurulan devletlerin yabancı şirketlere yatırım yapma müsaadesi
vermesi nedeniyle bu devletler ABD ve Batı Avrupa devletlerinin
tahakkümü altına girmiş oldular.
“İnkar edenler birbirlerinin
dostlarıdır. Eğer siz aranızda dost olmazsanız yeryüzünde
kargaşalık, fitne ve büyük bozgun çıkar.” (Enfal: 73)
a
|