Raşidi Hilafet Dergisi Yıl 12  Sayı 131  1421/ 2000   

 
 

SORU-CEVAP

Soru: Melik-i Adut yöneticileri nasıl İslami yönetim olarak sayıyorsunuz?

Cevap: Melik-i Adut zihniyetini, hiç bir kimse veya herhangi bir tarih kitabı onların idaresinin küfürle idare edilen bir yönetim olduğunu iddia etmemiştir. Fakat tatbiklerinden doğan aksaklıklar konu edilmiştir. Bunlardan bir tanesi de biat alma olayıdır. Bu konuda zulüm işlenmiştir. Bu ve buna benzer zulümlerinden dolayı o idarecileri kafirlikle vasıflandırmak mümkün değildir. Onların bu zulmü kendilerini kafir kılmaz. İşte bu zulümleriyle sistemi ısırdıklarından dolayı Resulullah (sav) onlar hakkında şöyle buyurmuştur: “Allah’ın takdir ettiği müddet kadar aranızda nübüvvet bulunacaktır. Allah onu dilediği zaman kaldıracaktır. Sonra peygamberin yoluna uygun Hilafet dönemi gelecek. Allah onu da dilediği zaman kaldıracaktır.Sonra birbirini ısıran ısırıcı melikler donemi gelecek. Allah bunları da dilediği zaman kaldıracaktır. Daha sonra zorba sultalar, sultanlar donemi gelecek. Allah bunları da kaldırmayı dilediği zaman kaldıracaktır. Daha sonra ise Hilafet gelecektir. dedi sonra sustu. (Ahmed bin Hambel)

Hadiste Resulullah (sav) onları ısırıcı melikler olarak vasıflandırdı. Bundan dolayı da onlara Melik-i Adut denmektedir. Burada konumuza aydınlık getireceğini umduğumuzdan dolayı kısaca biat olayına değinmek istiyoruz.

Halifenin seçimi, sahabenin icmaı ile gerçekleştiğini biliyoruz. Ümmet veya temsilcileri, ser-i hükümler tatbik edildiği müddetçe seçilen halifeye itaat edeceklerine dair söz verirler. Böylece biat (sözleşme) gerçekleşmiş olur.

Halife vefat etmeden önce halife adayı gösterebilir. Bu sahabenin icmasıyla gerçekleşti. Hz. Ebu Bekir ümmetin görüşüne müracaat ederek tespit yapıp Hz. Ömer’i (ra) halife adayı olarak gösterdi.

Hz. Ömer kendi zamanında ise altı aday gösterdi. Ümmette onlardan birini seçti. Bu hadiselerde sahabenin icmaı gerçekleşmiştir.

Muaviye’nin halifeliği ise zorla gerçekleşmiştir. Altı ay Hilafet makamında kalan Hasan (ra) kan dökülmemesi için sahabelerle beraber Muaviye ile anlaşmak istedi. Muaviye’den sonra halifeliğin yeniden Hasan (ra) verilmesi şartıyla ümmet Muaviye- nin halifeliğini kabul etti.

Emevi, Abbasi ve Osmanlı dönemlerinde Halife vefat etmeden önce ya oğlunu veya yeğenini aday gösteriyordu. Ümmet genellikle böylesi duruma razı oluyordu.

İşte Hasan (ra) dan sonra ki (bazı güzel tatbik edenler hariç) döneme Melik-i Adut veya ısırıcı yönetimler denmektedir. Bunlar halifeliği dişleriyle ısırıyor, diğerlerine kaptırmak istemiyorlardı. İkinci Yezid, Ömer bin Abdülaziz, Harun Er-Reşit gibilerini bunun dışında tutmak gerekir.

Kötü tatbikin olmasına rağmen küfür sistemleriyle idare edilmemiş olan Emevi, Abbasi ve Osmanlı dönemlerini yine de İslam devleti Hilafet olarak kabul ediyor onların idaresini küfür idaresi olarak görmüyoruz. Fakat şunu açıkça belirtelim ki; bunları Raşidi Hilafet düzeyinde de tutmak mümkün değildir. Biz o dönemler işlenen yanlışlıklar ve hatalardan ibret ve ders alarak aynı hatalara düşmek istemiyoruz. Talip olduğumuz ve candan gelmesini arzu ettiğimiz ise İslam’ın en güzel şekilde tatbik edilmiş olan Raşidi Hilafettir.

 

 

"Raşidi Hilafet" İslam Fikrine Dayalı Siyasi Dergi