İbn Mes’ud (r.a.) şöyle diyor:

“İlim ehli ilmi koruyup layık olanlara öğretseler, dönemlerinin efendileri olurlar. Ne var ki ulemâ, ilmi, kendilerini dünyaya kaptırmış kimselere öğretiyorlar. Bunun sebebi dünyalık elde etmektir. Bu yüzden de dünyalılar nezdinde değerleri düşüyor. Ben, Peygamber Efendimizden dinlemiştim, şöyle buyurmuştu:

-Her kim tüm dertleri bir tek dert edinir, yalnız âhiretin tasasına düşerse Allah onu diğer dertlerden korur. Her kim de dünyanın çeşitli meselelerinin derdine düşerse o kimse, dünyanın hangi vâdisinde helâk olursa olsun Allah umursamaz.” 

(İbn Asâkir, el- Kenz 5/243).

Süfyan b. Uyeyne anlatıyor:

“Duyduğumuza göre İbn Abbâs (r.a.) şöyle demiş:

-Eğer ilim adamları ilmin hakkını verip onun gerektirdiği şekilde davransalardı Allah’ın , meleklerin ve salih kimselerin sevgilerini kazanır, haktan da saygı görürlerdi. Fakat onlar ünleriyle dünyalık aradıklarından Allah kendilerine kızmış, insanların da gözlerinden düşmüşlerdir.”

(İbn Abdülberr, Camiü’l-İlm de: 1/188.)

İbn Mes’ud (r.a.):

-Küçükleri büyültecek, büyükleri kocaltacak bir fitne sizi sardığında haliniz nice olur? Öyle bir fitne ki o, zamanla halk arasında sünnet telâkki edilecek, ortadan kaldırılmaya kalkışıldığında “bu suçtur” denilecek, dedi.

Kendisine:

-Bu söylediğin fitne ne zaman baş gösterecek? diye soruldu.

Şu karşılığı verdi:

-Güvenilenleriniz azalıp idarecileriniz çoğaldığı, fakihleriniz (anlayışı derin olan bilginleriniz) tek tük kalıp hâfızlarınız çoğaldığı, İslam bilgileri din için değil başka gayeler için öğrenildiği, âhiret amelleriyle dünyalık devşirilmeye kalkışıldığı zaman. 

(Abdürrezzâk, et-Tergib: 1/82).