Bilim adamları tarafından değişik dallarda
yapılmakta olan fenni ilerlemeler ki bunlardan; biyoloji,
embriyoloji, tıbbi biyoloji,
histoloji, genetika ve hayvanların kopyalanması (klonlanması)
ile ilgili bu araştırmaların tek amacı; ilerde insanları
da kopyalayabilmek
içindir. Bu daldaki gelişmeler
beklentilerin ötesine geçerek, bilim dünyasını hayrete düşürmüştür.
Elde edilmiş bilimsel bulgular, uygulamalar
ve ilerleyen teknolojinin getirdiği yenilikler;
Allah (cc) nun büyüklüğünü, ilmini ve gücünü ortaya
koyan (ispatlayan) delillerdir. Ve yine bütün bu gelişmeler gösterir
ki, alemdeki hiçbir şeyin tesadüfen oluşmasının kesinlikle
imkanı yoktur, bilakis her şey (düzen sahibi bir yaratıcı tarafından)
mükemmel bir düzen içerisinde meydana getirilmiştir. Zira bu kadar düzenli bir sistem ve
kanunun tesadüfen
oluşması mümkün değildir. Bu yaratıcı Allah’u
Tealadır. Çünkü Allah’u Teala alemdeki her şeyi düzenli
bir sistem dahilinde yaratmıştır.
Kopyalama/klonlama: Yaşayan
bir canlının; bitki,
hayvan veya insanın tıpatıp aynısının kopyalanmasıdır.
Canlının kopyalanması aşağıda anlatacağımız şekilde
olmaktadır. Kopyalanmak istenen canlının, (insanın
kopyalanması da bu yöntemle olacaktır) vücudundan hücre alınarak,
bu hücrenin
çekirdeği çıkarılmaktadır. (hücrede doğal olarak
bir çekirdek ve bu çekirdeğin içerisinde kromozomlar vardır)
Daha sonra kadından da bir yumurtalık hücresi alınarak, bu hücrenin
çekirdeği de çıkartılmaktadır. Yaşayan hücrenin
çekirdeği, kadının çekirdeği çıkarılan yumurtalık hücresine
yerleştiriliyor. Yani herhangi birinin dokusundan alınan bir
"hücre çekirdeği", kadından alınan "yumurtalık
hücresine" yerleştiriliyor. Bu yerleştirme, kimyasal
ve elektrik dalgaları yolu ile oluyor. Birleştirilen bu
"yeni hücre" özel bir ortamda, belli bir bölünme
sayısına (ortalama 20 hücreye) ulaşınca; gelişmesini
tamamlaması için gerekli olacak ortama (rahme) yerleştiriliyor.
Bu rahim, kendilerinden "doku hücresi" ve
"yumurtalık hücresi" alınan kişilerden başka
herhangi bir kadının rahmi olabilir. Artık bu "yeni hücre"
(kopyalanmış hücre), orada büyümesine ve bölünerek çoğalmasına
devam edebilir. Bundan sonraki aşamalarda ise fotüs (bebeğin ilk
devresi) oluşarak doğal bir
şekilde çocuk meydana
gelebilir. Böylece, kendisinden "hücre çekirdeği"
alınan ve kadının "yumurta hücresine" yerleştirilen
kişinin kopyası elde edilmiş olur. Klonlamada esas olan,
doku/vücut hücrelerinin birleştirilmesi olayıdır, cinsel hücrelerin birleştirilmesi
değil.
İnsan vücudunda milyarlarca, trilyonlarca hücre
bulunmaktadır. Her
hücrenin de 46 tane kromozomu ( 22'si çift otozom, 1'i de çift
eşeysel kromozom olmak üzere toplam 46 kromozom) vardır. Bu kromozomlarda insanın
genetik bilgileri ve doğuştan gelen özellikleri bulunmaktadır
(göz rengi, boyu vb. tüm özellikleri.)
Sadece cinsel hücrelerde; yani erkeğin hayalarından
ve kadının yumurtalığından gelen cinsel
hücrelerde 23'er tane kromozom vardır.
Bu hücreler, normal döllenme yoluyla birleştiklerinde
erkek sperminde
bulunan 23 kromozom, kadın yumurtasında bulunan 23
kromozom ile birleşir. Böylece 46 kromozomdan bir hücre oluşur.
46 kromozomun yarısı kadından yarısı da erkeğin
kromozomundan teşekkül eder. Bu şekilde doğan bir bebekte
erkeğin ve kadının özellikleri yer alır.
Buna karşılık kopyalamada (klonlamada) kullanılan metot:
"kopyalanmak" istenen kişinin vücudundan "doku
hücresi" alınır. Bu hücrede bulunan 46
kromozomla, o kişiye ait bütün genetik özellikler; çekirdeği
çıkarılmış "yumurta hücresine" yerleştirilir. O yüzden kopyalama metoduyla
meydana gelen bebekte, "hücre çekirdeği" kullanılmış olan
kişinin bütün özellikleri bulunur. Yani "genetik kopyası"
alınır, tıpkı fotokopi makinesinden aynı renklere sahip diğer
kopyanın alınması gibi.
Sadece erkek ve
kadının cinsel hücrelerin (sperm-yumurta) birleşiminden
doğal birleşim (döllenme) olmaktadır. Buna karşılık kopyalama
metodunda; eğer cinsel hücreler yerine vücut hücreleri kullanılırsa;
fotüs (yani
bebeğin ilk aşaması) erkek (erkeğe ait vücut hücresi)
olmadan da oluşabilir.
Kadının kendi hücresi bile bu yöntemle
yalnız başına kullanılabilir. Şöyle ki; kadının "vücut
hücresinde" bulunan çekirdek alınır. Bu çekirdekte
46 kromozom bulunur. Kadının bütün genetik özelliklerinin
kayıtlı olduğu bu "çekirdek" kadının "yumurtalık hücresine"
yerleştirilir. Böylece
ortaya çıkartılmış yumurtalık hücresi (hazırlanmış
yeni hücre) kadının ana rahmine yerleştirilir.
Bu yumurtalık hücresi daha sonra doğal bir şekilde bölünerek
çoğalmaya başlar ve bir fotüs oluşur ve büyümeye devam
eder. Dünyaya geldiğinde hangi kadının hücresi kullanılmışsa
onun kopyası olur. Bahsi geçen bu kopyalama aşamasında hiç
bir erkek hücresi kullanılmamaktadır.
Doğal birleşimde, çocuklara geçen özellikler
anne ve babanın karışımlarını taşır. Sonuçta çocuklar
tıpatıp aynı olmaz. Yani çocuklarla anne-baba arasındaki ve
birbirleri arasındaki özellikler değişik olur. (boy, göz-saç
rengi, şekli, akıl kapasitesi ve yaratılıştan
olan psikolojik özellikler... vb.)
Kopyalamada ise; bütün bu özellikler hiç
değişime uğramadan, hücresi kullanılan kişiden çocuğa
aynen aktarılır.
Yani dünyaya gelen bebek orijinal kişinin kopyasıdır.
Mesela: boy, saç rengi, ten rengi, göz rengi, akıl kapasitesi
gibi. Ama yaratılıştan olan özellikler ayrıdır. Kendi
yeteneği
ile oluşturduğu özellikler de farklıdır. Mesela: büyük
bir bilim adamının hücreleri kopyalamada kullanılırsa
oluşan bebekte bu özellikler
meydana çıkmaz. Yani orijinal kişinin bilgilerine ve ilmine
sahip olamaz.
Kopyalama metodunun keşfi ve genler hakkında
insanoğlunun elde ettiği bilgiler; Allah’u Teala'nın, insan ve
diğer canlı hücrelerini belirli bir kanun
içerisinde, mükemmel bir şekilde tanzim ettiğini (düzenlediğini)
ortaya çıkartmıştır. Yine
kopyalama metodu ile bir gerçek daha ortaya çıkmıştır ki;
bu yolla insan ve hayvan
benzerleri bir nesil oluşturulabilir. Yeter ki hücrenin
çekirdeği alınıp, çekirdeği çıkartılmış kadının döllenme
hücresine yerleştirilsin. Tıpkı erkeğin
sperması kadının yumurtalık hücresiyle birleştiği gibi.
Bu insan kopyalanmasının bir realitesidir
(gerçeğidir).
İnsanı kopyalamada bir başka metot daha
vardır ki; bu da, ana rahminde oluşmuş olan bebeğin (fotüs)
kopyalanması. Ana rahminde sperm ve yumurtanın birleşmesinden
oluşan tek hücre
(zigot) doktorlar tarafından iki veya daha fazla hücrelere bölünür. Böylece bu
çoğalma
metodunda birden daha fazla hücreler yapılabilir.
Bunların hepside orijinal zigotun kopyasıdır.
Kopyalama metodu bitkilerde kullanılmış ve
son zamanlarda hayvanlarda da uygulanmıştır. Şu ana kadar
insanlar üzerine tatbik edilmemiştir.
KOPYALAMA HAKKINDA ŞER-İ HÜKÜM NEDİR?
Kopyalamanın amacı; bitkilerde ve hayvanlarda
kaliteyi yükseltmek, ürünü çoğaltmak ve sık görünen
insan hastalıklarına doğal bir tedavi bulmaktır. Yani
zararlı olan kimyasal ilaçların yerine
bu yöntem kullanılır. Kalitenin yükseltilmesi, ürünlerin çoğaltılması,
bitkilerin, hayvanların ve insan hastalıklarının tedavisinde;
Şari kopyalamayı
mubah kılmıştır.
İslam’da, hastalıkların nedeninin
araştırılmasına ve hastalığı tedavi edecek ilaçların icat
edilmesine teşvik vardır. İmam Ahmed’in rivayetiyle,
Enes (ra)’dan gelen bir rivayete göre Resulullah (sav) şöyle
buyurmuştur: “Allah dert ve dermanı birlikte verdi. O
halde dermanı arayın.”
Ebu Davud ve İbn Mace’den
rivayetle Usame bin Şerik: Ben Peygamber Efendimizle
birlikteydim. Bedeviler geldi ve sordular.
Ya Allah’ın Resulü bizler hastalıklarımıza
derman arayalım mı? O
da: “Evet, Allah’ın kulları derman arayın.”
dedi. Yüce Allah (cc)
hiç bir hastalık vermemiş
ki onun dermanı olmasın.
Bundan anlaşılıyor ki, bitkilerde ve hayvanlarda
kopyalama uygulamak; ürün kalitesini yükseltmek, üretimi
çoğaltmak ve insan tedavisinde
kullanmak kaydıyla mubahtır. Bu hüküm hayvanların
ve bitkilerin kopyalanması ile ilgilidir.
İnsan kopyalamakla
ilgili hüküm:
Günümüzde insanın kopyalanması halen gerçekleştirilebilmiş
değildir. Ana rahminde, sperm ve
yumurtalık hücrelerinin birleşerek yeni bir hücre oluşturmasına
"zigot" denmekte idi. Bu zigot ise, birçok hücrelere
bölünüp birbirinden ayrılarak çoğalır ve her biri diğerinden
bağımsız
bir fotüs oluşur. Bunların hepsi orijinal fotüsün kopyasıdır.
Eğer bu fotüs (cenin) alınarak başka bir kadının rahmine yerleştirilse
ya da "iki evli" olan bir erkeğin,
ikinci hanımının rahmine yerleştirilse, her iki kopyalama yöntemi
de haramdır. Çünkü bu şekilde
akrabalık bağları (nesil) karışmakta ve ortadan kalkmış olmaktadır. Bu da kesinlikle
haramdır. Ama; diğer taraftan
bir veya bir kaç zigot bir kadının kendi rahmine
yerleştirilirse (şayet ilk hücre de kadının kendisine ait
ise); o zaman bu kopyalama yöntemi helaldir. Çünkü bu olay
sadece bir zigotun çoğalmasıdır. Bu da tıbbi bir yöntemle ana rahmine yerleştirilmiştir.
Bununla bir ikiz dünyaya gelir. Bunlar insanlarda fotüs
(cenin) kopyalanması ile ilgili hükümlerdir.
*İnsanların kopyalanması (klonlama) henüz bilim adamları
tarafından gerçekleştirilmemiştir. Fakat hayvanların
kopyalanmasını gerçekleştirmeleri insanların kopyalanmasına
doğru atılan bir adımdır. İnsanın kopyalanması yöntemine
kısaca yine değinirsek;
Erkeğin herhangi bir vücut hücresinin
çekirdeği çıkarılarak; bu çekirdeğin, çekirdeği çıkartılmış kadının
yumurtalık
hücresiyle birleştirilmesi sağlanıyor. Bu yeni hücre (Erkeğin hücresinin çekirdeğini
taşıyan kadın yumurtalık hücresi) kadının rahmine
yerleştirilerek orada bölünüp
büyüyor. Böylece bir fotüs oluşur. Bebek şekillenmeye
başladığında, bu bebek; kendisinden hücre çekirdeği alınan erkeğin
kopyası oluyor.
Kopyalama başka bir yöntemle de olabilir:
Sadece kadının hücreleri kullanılarak da yapılabilir.
Burada erkeğin hiçbir fonksiyonu olmaz. Kadının vücut hücresi
alınarak çekirdeği çıkarılır ve başka bir kadının
yumurtalık hücresinin çekirdeğinin
yerine yerleştirilir. Daha sonra bu oluşturulan
yeni hücre kadının rahmine konur. Orada fotüs oluşur.
Bu fotüs, vücut hücre çekirdeği
kullanılmış kadının kopyası
olur.
Bu kopyalama yöntemi "Dolly"
ismini verdikleri koyuna
uygulanmıştır. Bir koyunun meme dokusuna ait bir hücrenin çekirdeği
çıkartıldı. Bu çekirdek
bir başka koyundan alınan yumurtalık hücresinin alınan çekirdeği yerine yerleştirildi. Daha sonra fotüs oluşması
için bir başka koyunun rahmine konuldu.
Böylelikle başka bir koyunun hücre çekirdeği ile kopyalanarak
Dolly dünyaya geldi.
İnsanların kopyalanması, (erkek veya
kadın üzerine) tatbik edildiğinde dünya için bu bir felaket
olur. Hatta bu uygulama; kaliteyi yükseltmek,
gelecek nesli; daha zeki, daha kuvvetli,
daha sıhhatli yapmak; milletin sayısını çoğaltarak
devleti güçlendirmek amacıyla dahi olsa; bu amaçla
yapılacak bütün kopyalama işlemleri haramdır. Nedenlerini aşağıda sıralayacağız:
1 - Bu şekilde çocuk edinmek Allah’u Tealanın
şeriatına aykırıdır.
Allah’u Teala Kuran-ı Kerim'de buyuruyor
ki:
“Şurası muhakkak ki (rahime)
atıldığında nutfeden, erkek ve dişiden ibaret
olan çifti O yarattı. Şüphesiz tekrar
diriltmek de O'na aittir.” (Necm
45-46) ve yine buyuruyor ki:
“O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden
bir nutfe (sperm) değil miydi? Sonra bu, alaka (aşılanmış
yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan
biçiminde) yaratıp şekillendirmişti.
Ondan da iki eşi, yani erkek ve dişiyi var etmişti.”
(Kıyamet 37-39)
2 - Kadınların kopyalanmasıyla doğan
çocuklar; yani erkeğe ait "vücut hücreleri" kullanılmadan doğan çocukların
babaları yoktur. Bunun yanı sıra anneleri de olamaz. Çünkü
birleştirilmiş hücrelerden oluşan fotüs; rahmine yerleştirilmiş
olan kadının kendi hücreleri değildir. Fotüs için sadece, bu kadından
"kalıcı bir yer" olarak (büyüyüp gelişmesi için)
faydalanılır. Bu şekilde doğan
varlığın kişiliği kaybolur. Öyle ki; ne annesi
ne de babası olur. Bunların hepsi Allah’ın buyruğuna
terstir. Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle
bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi
kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en
değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz
Allah bilendir,
her şeyden haberdardır.”
(Hucurat 13)
“Onları (evlat edindiklerinizi)
babalarına nisbet ederek çağırın. Allah yanında en doğrusu
budur. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız,
bu takdirde onları din kardeşleriniz ve görüp
gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin. Yanılarak
yaptıklarınızda size vebal yok fakat; kalplerinizin
bile bile yöneldiğinde günah vardır.
Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Ahzab 5)
3 - Akrabalık bağlarının kayboluşu demektir.
İslam dini akrabalık bağlarının kopmamasını emrediyor.
İbn-i Abbas’tan rivayetle Peygamber Efendimiz
(sav) buyuruyor:
“Kim ki doğuştan olan bir akrabalık dışında;
başkalarından olduğunu söylerse, Allah’ın
(cc), meleklerin ve bütün insanların
laneti onun üzerine olsun.”(İbn-i Mace)
Ebi Osman an-Nahri’nin, Saad (ra) ve Ebu Bekr’den
(ra) duyduğu hadisi şerifte Peygamber
Efendimiz (sav) buyurmuştur:
“Her kim ki bir insana, babası
olmadığını bildiği halde, babası olduğunu iddia ederse cennet
buna haramdır.”
(İbn-i Mace)
Ebu Hureyre’den rivayetle Peygamber Efendimiz
(sav) buyurmuştur ki:
“Herhangi bir kadın bir kaç kişiye
"bu
senin zürriyetindendir" derse; hiç de onların zürriyetinden olmadığı halde,
onun Allah’la (cc) hiç bir alakası yoktur o cennete
giremeyecektir.
Herhangi bir erkek oğlunun gözüne
baka baka inkar ederse o zaman Allah’u Teala da ona kendini
göstermeyecek ve bütün insanlara rezil edecek.” (Ed-Darimi)
Kopyalamanın amacı şayet yüksek düzeyde
insanlar oluşturmak, yani evli olup olmadığına
bakılmaksızın çok zeki, çok kuvvetli, sıhhatli
ve güzel bir nesil kazandırmak ise; elbette bu özelliklere
sahip olan bir başka kadın ve erkekler aranır. Böylece
bu özelliklere sahip olan erkeklerin hücreleri ve seçilmiş
kadınların yumurtalık hücreleri kullanılır. Birleştirilen
yeni hücre seçilmiş
kadınların rahmine yerleştirilir. Böylece akrabalık
bağları tamamen karıştırılmış ve yok edilmiş olur.
4 - Kopyalama yöntemiyle dünyaya gelen
insanlar üzerine şeriatın bir çok hükmü uygulanamaz.
Mesela; evlilik, akrabalık, nafaka, babalık,
evlatlık,
miras, himaye, mahremiyet vb… Bütün hayat nizamını
değiştirir. Bu yüzden insanların kopyalanması İslam
şeriatına göre yasaktır. Allah’u
Teala şeytanın iç yüzünü Kur-an’ı Kerimde
bize bildirmiştir:
“Allah onu
(şeytanı) lânetlemiş; o da: "Yemin ederim ki,
kullarından belli bir pay edineceğim"
demiştir. "Onları mutlaka saptıracağım,
muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım,
kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını
yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar),
şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın
yarattığını değiştirecekler" (dedi). Kim Allah'ı
bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık
bir ziyana düşmüştür.” (Nisa 118-119)
Allah’u Teala yarattığı insanları belli bir nizam ve
sistemle yaratmıştır. Allah’u Teala'nın, "çocuk edinme" hakkındaki
hükmü; sadece evli olan erkek ve kadınlar arasında ki
birleşme ile olur. Dolayısıyla
kopyalama olayı bizim akidemize ve nizamlarımıza
ters düştüğünden batıldır.
|