İDEAL EKONOMİ POLİTİKASI |
||
|
||
SANAYİ
Hangi toplumda olursa olsun, sanayi her ümmet veya halk için iktisadi hayatın en önemli esaslarındandır. Geçmişte sanayi yalnızca el sanatları ile sınırlı idi. İnsan, aletlerin gelişiminde buharı kullanmayı keşfettiği zaman el sanatlarının yerini makine sanayii aldı. Yeni buluşlar ortaya çıkınca sanayide çok önemli bir devrim oldu ve üretim, akıllara gelmeyecek ölçüde artış gösterdi. Ardından da makine sanayii iktisadi hayatın en önemli esaslarından biri haline geldi. Yapılan bu sanayi devrimi kapitalist sistemin zulümünü korkunç bir şekilde ortaya çıkardı. Bu zulüm, kapitalistlerin, işçilerin emeğini sömürmelerinde, stokçulukta ve korkunç devasa tröstlerde kendini gösterdi. Bu nedenle komünist düşünce ortaya çıktı ve sanayi mülkiyeti konusu araştırılmaya başlandı. Fabrika devlete mi ait olacak yoksa ferde mi ait olacak? Fabrika mülkiyeti kamu mülkiyetinden midir yoksa özel mülkiyetten midir? Bu konuyu inceleme konusu haline getiren sebep sanayi devriminin gerçekleştirildiği ülkelerde tatbik edilen kapitalist sistemin bozukluğunun görülmesi ve kapitalist sistemin zulümünün bütün boyutlarıyla açığa çıkmasıdır. Bu nedenle fabrikalar konusu incelendiğinde, kendimizi fabrikalar özel mülkiyetten midir yoksa kamu mülkiyetinden midir? sorusuna cevap aramaya zorlamamalıyız. Yani, kapitalist sistemin bozukluğunun açıkça görülmesi ve bunun da Sosyalizmin doğmasına yol açmasından kaynaklanan şartlarla, gelişmelerle kendimizi kayıtlamamız ve bu alana kendimizi hapsetmemiz doğru değildir. Bilakis fabrika konusu, bir makine niteliğine sahip olması ve ürettiği ürün açısından incelenmesi gerekir. Dolayısıyla fabrikanın mülkiyetine de bu açıdan bakmak gerekir. Meseleye, kapitalist sistem ve kapitalizme çözüm olarak ortaya çıkan Sosyalist düşüncenin ışığı altında bakmak yanlıştır. Çünkü fabrikaları incelemekten maksat, ne Kapitalizmin bozukluğunu açıklamak ne de Sosyalizmin ortaya çıkışının doğru ya da yanlış olduğunu açıklamak değildir. Fabrika konusunu ele almaktan maksat, üretimde kullanılan bir alet olmasından dolayı ferdi mülkiyet veya kamu mülkiyeti olarak mülk edinilebilir mi sorusuna cevap aramaktır. Konuya bu açıdan bakıldığı zaman yani konumu açısından bakıldığı zaman bu probleme çözüm bulmak için bakılmış olur ve mesele de çözüme kavuşturulur. Fakat meseleye vakıası açısından değil de Sosyalistlerin yaptığı gibi işçiler ve insanlara yapılan zulüm, işçilerin sömürülmesi açısından bakıldığı zaman, kapitalist sistemin ortaya çıkardığı zulüme çözüm aranmış olur. Yani fabrikalar meselesine değil kapitalist sisteme çözüm bulunmuş olur. Oysa istenen şey kapitalist sistemi çözüme kavuşturmak değil fabrikalar meselesine çözüm bulmaktır. Dolayısıyla fabrikalar meselesinin çözümü bu temel üzerinde olmalıdır. Yani fabrikalar meselesini çözmek için konulan hükümler bu noktada odaklaşmalıdır. İslâm geldiğinde fabrikalarla ilgili hükümleri açıklamış ve fabrikaların ferdi mülkiyetten sayıldığını belirtmiştir. Tebaadan her ferdin fabrikayı mülk edinebileceğini açıklamıştır. Fabrika, yapısı gereği kamu mülkiyetine veya devlet mülkiyetine değil, özel mülkiyete dahildir. Rasulullah ( sav)'in ferdi mülkiyete ait atölyelerde minber ve yüzük yaptırması bu konunun delildir Rasulullah (sav) zamanında insanlar atölyelerde imalatlar yapıyorlardı ve Rasulullah (sav) de onların bu faaliyetlerine ses çıkarmıyordu. İster silah, ister maden ister marangoz atölyesi olsun, ister diğer atölyeler olsun Rasulullah (sav)'in ıkrarı ile fabrikalarda ferdi mülkiyet caizdir. Fabrikaların ne devlet mülkiyetine ait olduğuna dair, ne de kamu mülkiyetine ait olduğuna dair bir nass geçmediği gibi fabrikanın mülk edinilmesini yasaklayan bir rivayet de yoktur. Dolayısıyla fabrikaların ferdi mülkiyete dahil olduğu konusunda hükümler geneldir.
|
||
|
||
|
||