Takiyyuddin en-Nebhani'nin Nesebi:
Adı:
Muhammed Takiyyuddin b. İbrahim b. Mustafa b. İsmail b. Yusuf
en-Nebhani, Baba Adı: İbrahim, Soyadı: Nebhani.
Takiyyuddin en-Nebhani, Filistin'de yerleşen bedevi arap
kabilelerinden biri olan Nebhan oğulları kabilesine mensuptur.
Bu kabile, Filistin'in kuzeyinde Hayfa şehrine bağlı İczim köyünde
yerleşmiştir.
Doğumu ve Yetişmesi: Takiyyuddin en-Nebhani,
1909'da İczim köyünde fakih bir babanın oğlu olarak dünyaya
geldi. Ailesi hep ilimle ve dinle meşgul idi. Babası
Filistin'de şer'i ilimler müderrisi idi. Annesi ve babası Şeyh
Yusuf en-Nebhani'den şer'i ilimler öğrendiler. Dedesi Şeyh
Yusuf en-Nebhani, Osmanlı Devleti'nde en önemli alim ve kadılardan
birisi, Sultan Abdulhamid'in gözdelerindendi. Edebiyatçı ve
şairdi. Dedesi Yusuf en-Nebhani'nin hayatı hakkında Hayrettin
Zirikli "Alimler Fihristi" isimli kitabında şunları
söyler: "Yusuf b. İsmail b. Hasan b. Muhammed
en-Nebhani, 'Ebu'l Mehasin' lakabını aldı. Şafii mezhebinde
fakihtir. Edebiyatçı, şair ve mutasavvıf olan Yusuf
en-Nebhani aynı zamanda da Yüksek Kadı idi. Filistin'de Cinin
kasabasında kadılık yaptı. Daha sonra İstanbul'a göçtü.
Ardından Musul vilayetine bağlı Suriye'deki "Yekva"
ilçesine kadı olarak tayin edildi. Lazkiye'de Ceza Mahkemesi
Başkanlığı yaptı. Daha sonra Kudüs'e ve Beyrut Hukuk
Mahkemesi Başkanlığı'na tayin edildi. 48 kitap yazdı."
Takiyyuddin en-Nebhani böyle bir çevrede yetiştiği için,
çevresi onun yetişmesinde etkili oldu. Onüç yaşına
basmadan Kur'an'ı ezberledi. Dedesinin ilminden çok etkilendi.
Ayrıca önemli siyasî konuları kavradı ve öğrendi. Çünkü
dedesi Yusuf en-Nebhani'nin Osmanlı Devleti'nde adamları ile
sağlam ve samimi ilişkisi vardı.
Takiyyuddin en-Nebhani, dedesinin yaptığı ilmî ve fıkhî
oturumları, münazaraları ve münakaşaları dinliyordu. Onun
bu davranışları dedesinin dikkatini çekti ve El-Ezher'e gönderilmesi
için babasını ikna etti. Tahsili ve İlmî Hayatı: Dedesinden
ve babasından şer'i ilimlerin temelini öğrendi. Küçük yaşta
Kur'an'ı ezberledi. İlkokulu İczim köyünde, Liseyi de
Akka'da okudu. Liseyi bitirmeden dedesinin isteğine binaen Mısır'a
gidip 1928'de Ezher'in Lise bölümüne girdi. Ezher'in lise bölümünü
birincilikle bitirip diplomasını aldı. Ardından Ezher'e bağlı
Dar'ul Ulum'a devam etmeye başladı. Dedesinin tavsiyesi üzerine
Ezher alimlerinden Muhammed Hader Hüseyin'in derslerine devam
etti. Ezher'in eski programını okuduğu gibi Ezher'de okutulan
yeni programa göre de okudu. Üstünlük gösterip bütün
dersleri birincilikle geçen Takiyyuddin en-Nebhani, hocalarının
ve okul arkadaşlarının dikkatini çekti. Fikirleri derin, görüşleri
olgundu. Bu özelliğinden dolayı Kahire'de yüksek okullarda
fikrî münazaralara ve münakaşalara katılıyordu. Böylece hüccetli,
delilleri kuvvetli bir kişi olarak tanındı. 1932 yılında
Dar'ul Ulum ve Ezher'i bitirdi. Arapça ilimleri, fıkıh, fıkıh
usulu, hadis ve hadis usulu, tefsir, tevhid ve kelam ilimlerini
ve diğer ilimleri okudu. Bu ilim derslerine katılan en uyanık
ve derin düşünen kişi olarak tanındı. Delilleri ince bir
şekilde kavrayıp anlatıyordu. Fikir, münakaşa ve münazaralarda
ikna edici delillere sahip idi. Ciddiyette, çalışkanlıkta,
ilmi tahsil etmekte ve vaktini en iyi bir şekilde değerlendirmekte
özen gösteren bir talebe olarak bilindi. Çalışma
Alanı: Tahsilini bitirip Mısır'dan Filistin'e
Hayfa'daki Devlet Liselerine Şer'i İlimler hocası olarak
tayin edildi. Aynı anda Hayfa İslam Okulunda da hocalık
yapmaya başladı. 1932'den 1938 yılına kadar bir kaç şehre
geçti ve bir kaç okulda öğretmenlik yaptı. Şer'i
mahkemelerde çalışmak için müracaat etti. Filistin'de Bisan
Mahkemesi'ne katip olarak tayin edildi. Sonra Taberiye'de aynı
görevde çalıştı. 1940'da Hayfa Şer'i Mahkemesi'ne başkatip
olarak tayin edildi. Ardından da aynı mahkemeye başkatip ve
adlî müşavir olarak tayin edildi. 1945'e kadar bu görevde
kaldı. 1945 yılında Remle Şer'i Mahkemesi'ne kadı olarak
tayin edildi. 1948'de Filistin'in Yahudiler tarafından
işgal edilmesine kadar bu görevini sürdürdü. 1948'de Filistin Yahudiler tarafından işgal
edilince Şam'a geçti. Arkadaşı Prof. Enver el-Hatib'in Kudüs
Mahkemesi'ne kadı olarak tayin talebi üzerine aynı yıl Kudüs'e
geri dönerek Şer'i Mahkeme kadısı olarak tayin edildi. Ardından
Şer'i Mahkemeler Müdürü ve Şer'i Yargıtay Başkanı Şeyh
Abdülhamidt es-Saih tarafından Şer'i Yargıtay Üyeliğine
tayin edildi. 1950'ye kadar yargıtay kadısı olarak görev
yaptı. 1950 yılında bu görevinden istifa ederek 1951 yılından
itibaren İslâmi İlimler Fakültesi'ne bağlı okullarda
dersler vermeye başladı. Nablus'un büyük camii olan Mescid-i
Kebir'de bir hutbe verdikten sonra dönemin Ürdün Kralı
Abdullah (Kral Hüseyin'in dedesi) tarafından çağrılarak
sorguya çekildi. Bunun üzerine Kral Abdullah'a şu cevabı
verdi: "Allah'ı dost edineni dost edineceğime, Allah'a
düşmanlık yapana düşmanlık yapacağıma dair Allah'a söz
verdim." Ardından Kral Abdullah tarafından hapse atıldı.
Araya bölgenin etkili alimlerinin girmesi ile hapisten çıkartıldı.
Sonra Kudüs'e dönüp yüklendiği devlet görevlerinin tümünden
istifa ederek şöyle dedi: "Benim gibi insanların
herhangi bir devlet görevinde çalışması doğru değildir." Devlet
memuriyetinden istifa edip ayrıldıktan sonra ölümüne kadar
geçen süre içerisinde hayatını İslâm mücadelesi ile geçirdi. 23
Receb 1398 (20 Haziran 1977) yılında Beyrut'ta vefat etti.
Vefat edince mütevazi bir törenle Beyrut'taki İmam'ı Evzai
Mezarlığına defnedildi. Allah rahmet etsin. Alim, mütefekkir
ve aynı zamanda da müctehid olan Takiyyuddin en-Nebhani'nin
eserlerinden bazıları şunlardır: Eş-Şahsiyyetü'l İslamiyyetü
(3 cilt) Nizam el-Hüküm fi'l İslam Nizam
el-İktisad fi'l İslam Nizam el-Ukubat fi'l İslam Nizam
el-İctima'i fi'l İslam Et-Tefkir (Düşünme Metodu
adı ile dilimize çevrildi) Sür'at'ül Bedihe (Kıvrak
Zeka adı ile dilimize çevrildi) Es-Siyase el-İktisadiyye
el-Müsla El-Fikrü el-İslami ***
|