Hilafet -111               Şevval/Zilkade  1419     Ocak/Şubat 1999               Yıl 11

<<

HİLAFETİN SÖZÜ

>>

 

KOKUŞMUŞ DEMOKRASİ İNSANLARIN MİDELERİNİ BİR KERE DAHA BULANDIRIYOR

Dünyanın en büyük ve en demokratik devleti olduğu söylenen ABD devlet başkanı bir buçuk yıl süreyle karısına ihanet etti ve daha sonra da yalan söyledi. Fakat, zina olayı sabit olduktan sonra mecburen bu zinakâr başkan durumu itiraf etti. Bu yüzden zillet göstererek dünya kamuoyu önünde durumu itiraf ederek hainliğini ortaya koydu.

Başkanın üyesi bulunduğu Demokrat Parti onu savunmaya çalışarak düşürülmesini engellemeyi başardı. Zira, kendi iktidarlarını korumak ve 2000 yılında yapılacak olan seçimleri kazanmaya çalışıyor. Buna karşılık Cumhuriyetçi Parti baskı yaparak Kongre’de onu düşürmeye çalışıyor. Kongrede yargılanması konusunda başarılı oldular. 1974’te Demokrat Parti Cumhuriyetçi Richard Nixon’u istifaya mecbur kılmıştı. O zaman da Nixon ikinci dönem seçimi kazanmak için Demokrat Partisi aleyhine casusluk yaparak onları dinlemek yoluna gitmişti. Bu durum ortaya çıkınca önce yapmadığını söyledi, fakat ispatlanınca yalan söylediğini itiraf ederek istifa etmek zorunda kalmıştı.

Demokrasiyi benimseyenler hep yalancıdırlar ve skandalcıdırlar. İktidarı elde etmek veya elde tutmak uğruna yalan söylerler. Casusluk yaparlar, birbirlerini düşürmek için skandallar çıkartırlar. Bu durum da demokrasinin ne kadar çirkin olduğunu göstermektedir. Çünkü temeli yalan üzerine bina edilmiştir. İddia edilir ki; demokrasi halkın kendi kendisini idare etmesidir. Fakat halk ne kendi kanununu çıkartabilir ne de kendi kendisine hükmedebilir. Ancak bir gurup insan kanun çıkartabilir ve bir kişiyi tayin ederek ona bunları uygulatırlar. Halka baktığımız zaman halkın her kesimi kendileriyle ilgili kanunları bir şekilde protesto etmektedir. Buna misal olarak Almanya’daki işçiler kendileri ile ilgili kanunları sık sık grev yaparak protesto ediyorlar. Diğer kesimler için de durum aynıdır, öğrenciler, kamu araçları sürücüleri ve görevlileri, emekliler, sigortalılar, tabibler, diş doktorları,vs. Her kesim kendilerini ilgilendiren kanunlardan rahatsızdır. Zaman zaman bunu ortaya koymak için protesto yapıyorlar. Bunlar kendi kanunlarını yapmış olsalardı ve kendi kendilerini yönetmiş olsaydılar bu grev ve protestolar olmazdı. Memnun bir şekilde yaşarlardı. Bu günkü durumdan yalnızca aşırı zenginler ve yönetenler memnundur. Yüzeysel bir bakış bile demokrasinin temelinin yalan ve yalancılık olduğunu gösterir. Skandalları ortaya çıkmış olan Clinton ve Nixon neden yalan söylemesinler ki. Diğer demokratlar yalan söylemiyorlar mı? Aslen hepsi aynıdır ve yalancıdırlar. Bu örnek verdiklerimizin durumu skandalları ortaya çıkmış olmasından dolayıdır. Demokratların hepsi yalancı, makyavelisttir (gaye vasıtayı meşru kılar ilkesini benimseyenler). Bu sebeple, Türkiye’deki halk siyaset veya politika sözünü duyunca hemen aklına yalan ve yalancılık gelmektedir. Yoksa aslında siyaset veya yabancı bir sözcük olan politika insanların işlerini yürütmektir. Demokraside insanların işleri yalan söyleyerek ve onları kandırarak yürütülür.

İslam’da ise insanların işleri Allah (c.c.)nun şeriatı ile yürütülür. Halife yalan söylerse cezalandırılır ve fasık sayılarak mezalim mahkemesinde yargılanarak indirilir. Evli olduğu halde zina etmiş olursa mezalim mahkemesi tarafından indirilir ve ölünceye kadar taşlanır. Demokraside ise, Meclis veya Kongrenin üçte ikisi onaylarsa başkan azledilir. Aksi olursa azledilmez. Oysa demokratik sistemde, zina yaptığı, yalan söylediği ve hileye başvurduğu halde bir başkan düşürülemez. Hem azledilse de yalan söylediği için kırbaçlanmaz ve evli olduğu halde zina ettiği için ölüme kadar taşlanmaz. Bu durum da demokrasinin kokuşmuşluğuna örnektir. Ancak meclisin üçte ikisi onaylarsa düşürülebilir. İslam’da Hâlife ümmet meclisi tarafından muhasebe edilir ve sorgulanır, fakat kuvvetli müctehitlerden oluşan Mezalim Mahkemesi tarafından yargılanır ve onun hakkında karar verir. Mahkemenin vermiş olduğu karar polis gücüyle uygulatılır.

İşte, güzel ve adaletli olan sistem İslâm budur. Bunun Hilâfet devleti kurulmazsa insanlar bu güzelliği ve adaleti göremezler ve hissedemezler.

* * * * *

< önceki içindekiler sonraki >