KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ |
|
Kadına dübüründen yanaşmak haramdır.
Dolayısıyla erkeğin kadına dübüründen yanaşması haram
olup bazı imamlar bunu zina olarak değerlendirmişlerdir. Her
ne kadar livata olarak isimlendirilmese de livata gibidir. Bazen
kadın livatası da denilmektedir ki bununla erkeğin kadına dübüründen
yaklaşması kastedilmektedir. Livata diye isimlendirildiğinde
erkeğin erkeğe yanaşması anlamı kastedilir, bir başka
anlamı yoktur. Bu nedenledir ki kadına dübüründen yanaşmak
livata sayılmaz. Dolayısıyla kadına dübüründen yanaşmanın
haram olması, zina oluşundan ya da livata oluşundan
kaynaklanmamaktadır. Çünkü bu, zina olmadığı gibi livata
da değildir. Ancak bu konu hakkında şer’î deliller vardır.
Allahu Teâla şöyle buyurmaktadır:
"İyice temizlendikleri vakit
Allah'ın size emrettiği yerden onlara varın."
*
Bu ayet, kadına Allah'ın yaklaşılmasını
emrettiği yerden, kadının cinsel organından yaklaşılması
gerektiğini kayıt altına alan bir nasstır. Bunun anlamı
şudur; Allah'ın size yaklaşmanızı emrettiği yerin
dışında bir başka yerden onlara yaklaşmayın. Bu emir,
nikahlanma emrindeki şu ayetler gibidir:
"...Hoşunuza giden kadınlarla
evleniniz..."
*
"İçinizdeki bekarları evlendiriniz."
*
"...Velilerinin izniyle onlarla
evlenin..."
*
Bu ayetle de vurgulanan husus evliliktir.
Erkeklerin kadınlara Allah'ın emrettiği yerden, cinsel
organdan yaklaşmaları şer’î nassın gereğidir.
Ali b. Ebu Talha İbni Abbas'tan şunu
rivayet eder:
"Allah'ın size emrettiği
yerden..."
*
ayetinden maksat cinsel organdır. Bunun dışına çıkmayınız.
Kim bunun dışına çıkarsa haddi aşmış olur." Mücahid
der ki: “emrettiği yerden” ayeti cinsel organdan
anlamına gelmektedir." Bu ayetin yüce Allah'ın şu
ayetine atıf olduğu söylenemez: "Onun için adet
halinde kadınlarınızdan ayrılın."
* Çünkü ayetin
tamamı şöyledir:
"Sana adet halinden soruyorlar. De
ki: O, bir ezadır. Onun için adet halinde kadınlarınızdan
ayrılın. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. İyice
temizlendikleri vakit, Allah'ın size emrettiği yerden onlara
varın..."
*
Böyle bir ifade kullanılamaz, çünkü hayız
hali, mekanla değil zamanla alakalı bir husustur. Şayet
mekanla alakalı bir husus olsaydı, hayız zamanının
dışında onlara yaklaşınız denilirdi. Tam tersine ayet
mekana delalet edecek bir şekilde gelmiştir. Bunun, hayza
çevrilmesi mümkün değildir. Zira "haysü"
lafzı ancak mekana delalet ettiğinden dolayı kesinlikle
hayız anlamına gelmez. Allah'ın size emrettiği yerden yani
cinsel organdan yaklaşınız anlamına gelir. Nikah ve evlilik
ayetleri de bunu emretmektedir. Bu anlamı, bu ayetin hemen
ardından gelen ve kadının, nesil için olduğunu açıklayan
ayet de teyit etmektedir. Ayet adeta şu anlama gelmektedir:
Neslin geldiği yerden yaklaşınız. Nesil ise ancak cinsel
organdan gelmektedir. Bu nedenle ayet şöyledir:
"Allah'ın size emrettiği yerden
onlara varın. Şüphesiz ki Allah hem tevbe edenleri hem de
temizlenenleri çok sever. Kadınlarınız sizin için bir
tarladır. O halde tarlanıza dilediğiniz yerden varın."
*
Bu ayette yer alan: "Kadınlarınız
sizin için bir tarladır." ifadesi, daha önce gelen:
"Allah'ın size emrettiği yerden onlara varın."
ayetini açıklamaktadır. Bu ifade, Allah'ın,
yaklaşılmasını emrettiği yerle, cinsel organla ilgili bir açıklamadır.
Yine ayette yer alan: "tarlanızdır" ifadesi
ekilecek yer anlamında kullanılan bir kinayedir. "dilediğiniz
yerden" ifadesi, nasıl isterseniz demektir.
kelimesi nereden isterseniz değil nasıl isterseniz anlamına
gelir. Çünkü kelimesi "nasıl" anlamında
kullanılmaktadır. Nadiren karşılaşılabilecek durumlar
haricinde "nereden" anlamında kullanılmaz. Her iki
anlamda da kullanılacağını varsaysak bile; "tarlanızdır."
ifadesi burada, "nereden" anlamına değil
"nasıl" anlamına ait bir karinedir. Bu karine iki
yerde birden gelmektedir. "Kadınlarınız sizin için
bir tarladır" ifadesi, ekin anlamına geldiği ve ekin
yerinden gelinmesi hususunda yeterlidir. Ancak yaklaşma
konusunu anlatırken "onlara dilediğiniz yerden varın”,
ifadesi kullanılmamış, tam tersine, (ekin) kelimesi
kullanılarak şöyle denilmiştir: "O halde tarlanıza
dilediğiniz yerden varın." Ayette; her türlü
ihtimali ortadan kaldırmak ve tekid için "kadınlara
dilediğiniz yerden varın" ifadesi
kullanılmamıştır. Adeta Allahu Teâla şöyle demektedir:
Ekin yerinden yaklaşmak kaydıyla kadınlara dilediğiniz
şekilde yaklaşmanızda size bir günah yoktur. "O
halde tarlanıza varın." ifadesi cinsel organdan
yaklaşma hususunda kesin bir nasstır. Diğer taraftan bu
ayetin nüzul sebebini oluşturan kadınlara nasıl
yaklaşılması gerektiği yönündeki soru da buna delalet
etmektedir. Süfyan b. Said es-Sevri'den: Muhammed b.
el-Münkedir Cabir b. Abudullah'ın şöyle dediğini haber
veriyor: "Yahudiler; kim karısı ile arkası dönmüş bir
halde cinsi münasebette bulunursa çocuk şaşı olur,
derlerdi. Bunun üzerine; "Kadınlarınız sizin için
bir tarladır. O halde tarlanıza dilediğiniz yerden varın."
*
ayeti nazil oldu. "Bir hadiste ibni Cüreyc, Rasulullah (sav)'in: "Fercden (cinsel organdan) olduktan sonra önden
ve arkadan." dediğini rivayet eder. Bu
nedenledir ki; "Allah'ın size emrettiği yerden onlara
varın." ayeti, Allah'ın emrettiği yerin dışından
onlara varmanın haram olduğuna delalet eder. "Kadınlarınız
sizin için bir tarladır." ayeti, Allah'ın
yaklaşılmasını emrettiği yeri yani cinsel organı açıklayan
bir ifadedir. Bunlara ilave olarak nikah ve evlilikle ilgili
ayetler de buna delalet etmektedir. Bunların tamamı kadına dübüründen
yaklaşmanın haram olduğuna delalet etmektedir. Öte yandan
kadınla dübüründen ilişki kurmanın haram olduğuna açıkça
delalet eden birçok hadis vardır.
Huzeyme b. Sabit'ten:
Rasulullah (sav) erkeğin karısıyla dübüründen
temasta bulunmasını yasakladı.”
*
İbni Abbas'tan: Rasulullah (sav) şöyle dedi:
"Allah Teâla bir kadınla ya da bir
ekekle dübüründen temasta bulunan kimseye (kıyamet günü)
rahmet nazarıyla bakmaz.”
*
Amr b. Şuayb babasından onun da dedesinden
rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle demiştir:
"Karısına dübüründen temasta
bulunan kimse küçük livata yapmış olur.”
*
Ali b. Talk'dan Rasulullah (sav) şöyle
dedi:
"Kadınlara dübüründen temasta
bulunmayın. Şüphesiz ki Allah hakkı söylemekten (açıklamaktan)
utanmaz."
*
Bu hadisi ayrıca Ahmed İbni Hanbel, Ebu
Muaviye'den rivayet etmekte ve şöyle demektedir: Bize
Abdürrezzak anlattı, Ma'mer Süheyl b. Ebu Salih'ten,
el-Haris'ten, Muhlid'den o da Ebu Hüreyre'den nakletti:
"Şüphesiz ki Allah, karısına dübüründen
temas kuran kimseye (kıyamet günü rahmet) nazarıyla bakmaz.”
*
Yine Ahmed'den: Bize Affan, Vüheyb, Sehl
Haris b. Muhalled'den onun da Ebu Hüreyre'den rivayet ettiği
bir hadiste Rasulullah (sav) şöyle dedi:
"Şüphesiz ki Allah, karısı ile
dübüründen cima yapan adama (kıyamet günü) bakmaz."
*
Bu hadislerin tümü kadınlara dübüründen
temas etmenin haram olduğu hususunda delildirler. Dolayısıyla
erkeğin karısına dübüründen temas kurması haramdır.
Ancak şeriat bunun için ceza olarak belli bir ceza koymadığından
dolayı bu hususta verilecek olan ceza had cezaları kapsamında
değerlendirilemez. Tazir cezaları kapsamına girer. Bu nedenle
imam ya da hakimin bu fiili işleyen kimseye caydırıcı ve
acıtıcı bir ceza vermesi gerekir. Çünkü ceza her ne kadar
tazir cezası olsa da caydırıcı ve acı verici olması
lazımdır. Evla olan bu hususun hakimin takdirine
bırakılmasıdır.
|