Hata ile öldürme iki kısma ayrılır:
1- Öldürülen kimsenin isabet alması
istenmemesine rağmen ona isabet etmesi ve onu öldürmesidir.
Bir ava atış yapılırken bir insana isabet etmesi ve onu
öldürmesi veya öldürme kastı taşımayan bir fiilin -caiz
olan veya olmayan bir fiil olması fark etmeksizin-
değişikliğe uğrayarak bir şahsı öldürmesi ya da bu fiil
nedeniyle darbe alması sonucunda bir kişinin ölmesi, bir
otomobil ile geri geri giderken görmediği bir şahsı
öldürmesi, öldürme kastı ile bir kişiye ateş açarken bir
başkasını öldürmesi gibi fiiller hata ile öldürme
türlerindendir.
2- Avrupa ve Amerika gibi kafirlere ait
ülkelerin birinde yaşayan fakat; Müslüman olduğu halde,
İslâm toprağına geçip kurtuluncaya kadar Müslümanlığını
gizleyen bir kimsenin, harbi kafir zannıyla öldürülmesi. Bu
türden öldürme olayı da hatayla öldürme türlerinden sayılır.
Her iki tür de hatayla öldürme
türlerinden olup bu kapsama giren her türlü öldürme hata
ile öldürme sayılır. Hatayla öldürme hükmü hususunda
birtakım tafsilatlar vardır. Hata ile öldürme fiilinin
birinci türünde, maktulün isabet almasının istenmediği bir
fiilin gerçeklemesi söz konusudur. Böylesi bir durumda fidye
olarak yüz deve vermesi ve bir köle azat etmesi, şayet
bunları bulamazsa peş peşe iki ay oruç tutması gerekir.
Hata ile öldürme fiilinin ikinci türünde ise; İslâm'a
girdiğini gizleyen ve sonradan Müslüman olduğu ortaya çıkan,
düşman topraklarında yaşayan bir kafirin öldürülmesi söz
konusudur. Böylesi bir durumda yalnızca keffaret gerekir,
diyet gerekmez. Bunun delili şu ayettir:
"Bir müminin bir başka mümini hata
ile olması dışında öldürmesi asla caiz değildir. Kim bir
mümini hata yoluyla öldürürse mümin bir köle azat etmesi
ve ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi lazımdır. Bunu
sadaka olarak bağışlamaları hali müstesna. Size düşman
bir topluluktan ise mümin bir köleyi azat etmek gerekir.
Şayet (öldürülen) kendileriyle aralarında bir
anlaşma bulunan kavimdense o vakit ailesine bir diyet vermek ve
mümin bir köle azat etmek gerekir. Kim bunlara güç
yetiremezse Allah tarafından tevbesinin kabulü için aralıksız
iki ay oruç tutması gerekir. Allah, alimdir, hakimdir."
*
Bu ayette Allah-u Teâla: "Kim bir
mümini hata yoluyla öldürürse mümin bir köle azat etmesi
ve ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi lazımdır."
*
ifadesini kullanmaktadır. Bu ifade öldürülenin Müslüman
veya ahitli bir kafir olması arasında fark olmaksızın hata
ile öldürmeye uygulanacak cezanın, keffaret ile birlikte
diyet ödemek olduğuna işaret etmektedir. Aynı ayette yer
alan şu ifadeler de bunu teyit etmektedir:
"Şayet (öldürülen)
kendileriyle aralarında bir anlaşma bulunan kavimdense o vakit
ailesine bir diyet vermek ve mümin bir köle azat etmek
gerekir. Kim bunlara güç yetiremezse Allah tarafından
tevbesinin kabulü için aralıksız iki ay oruç tutması
gerekir."
*
Yine aynı ayette Allah-u Teâla şöyle
buyurmaktadır:
"Size düşman bir topluluktan ise mümin
bir köleyi azat etmek gerekir."
*
Burada, Müslümanlara düşman olan bir
topluluktan birisinin öldürülmesi durumunda -ki o mümindir-
yalnızca mümin bir köle azat etmek gerektiği ifade edilmiş
ve bunun dışında bir başka şey zikredilmemiştir. Oysa
ayetin öncesinde köle azat etmekle birlikte diyet ifadesi de
kullanılmıştı. Ayetin bundan sonraki kısmında, bu
durumdaki hükmün birinci haldeki hükümden farklı olduğu ve
bunun da yalnızca keffaretten ibaret olduğu yani mümin bir
köle azat etmek veya peş peşe iki ay oruç tutmak olduğu
belirtilmiştir. Bu hüküm, hata ile öldürmeye delil olan
ayetin tümü içerisinde ikinci durumun delilini oluşturmaktadır.
Hata Yerine Geçecek Bir Şekilde Öldürme
Hata yerine geçecek bir şekilde öldürme,
kişiden iradesinin dışında bir fiil ortaya çıkması ve bu
fiil nedeniyle de bir şahsın ölümüne sebep olmasıdır.
Uyuyan bir kimsenin bir başka kişinin üzerine düşerek onu
öldürmesi veya yüksek bir yerden düşmesi ve üzerine düştüğü
kişiyi öldürmesi veya tökezleme sonucunda bir şahsın
üzerine düşmesi ve onu öldürmesi veya bir silah ile
oynarken silahtan çıkan kurşunun bir kişiye isabet ederek
onu öldürmesi veya arabaya ait bir parçanın kırılmasıyla
kontrolün şoförün elinde çıkması sonucunda bir şahsı
öldürmesi gibi olayların tamamı, her ne kadar fail üzerinde
cebren gerçekleşmiş olsa da hata yerine geçecek bir şekilde
öldürme fiillerindendir. Bu yönüyle de hata ile öldürmenin
birinci türüne benzemektedir. Araba ile geri manevra yaparken
hata ile öldürme fiili ile, arabadan bir parçanın
kırılarak aracın kontrolünün şoförün elinden çıkması
sonucundaki öldürme birbirine benzemektedir. Aynı şekilde
ava atış yaparken veya silah ile oynarken hata ile bir insanı
öldürmek de hata ile öldürmedir. Dolayısıyla her ikisi
arasında açık bir benzeşme vardır. Ancak hata ile
öldürmek olayı, bizzat fiilin kendisinde değil, failin
iradesinden kaynaklanan bir fiil üzerinde gerçekleşmektedir.
Hata yerine geçecek bir şekilde öldürmede ise, kesinlikle ne
failin iradesinden kaynaklanan bir fiilde, ne bizzat fiilin
kendisinde, ne de başkasında gerçekleşmektedir. Bu nedenle
bu türden eylemlere hata denilmeyip hata yerine geçecek eylem
denilmiştir. Bu nedenle de hükmü hata ile öldürme fiilinin
birinci kısmına ait hüküm gibidir. Yani fidye olarak yüz
deve fidye verilmesi, keffaret olarak da bir köle azat edilmesi
gerekir. Bunları yapamazsa peş peşe iki ay oruç tutması
gereklidir.
|