Harbî / Savaş Halindeki Kafir


Harbî kafir; müslümanların zımmetine girmeyen her kafirdir. İster anlaşmalı olsun ister emanlı olsun, ister anlaşmalı ve emanlı olmasın fark etmez. İslâm Devleti ile herhangi bir kafir devlet arasında bir anlaşma yapıldığında, bu devletin tebaası anlaşmalı olup, onlarla aramızdaki anlaşmanın belirlemiş olduğu hususa göre muamele görülür. Bu anlaşmanın belirlediği her husus uygulanır. Ancak anlaşmanın varlığına rağmen anlaşmalı kafirler, hükmen harbî kafir olmaları konumundan dışarı çıkmazlar. Çünkü anlaşmanın bitmesi veya onlar tarafından veya bizim tarafımızdan bozulması ile birlikte onların hükmü diğer harbî kafirlerin hükmüne döner. Bundan dolayı, müslümanlara karşı onları güçlendirme söz konusu olmadığında onlara silah ve savaş malzemelerinin satışı engellenmez. Özellikle İslâm Devleti bütün büyük devletlerde olduğu gibi silah imal edip sattığında  engellenmez. Anlaşmada onlara silah ve savaş malzemeleri satışın caiz oluşu zikredildiğinde, bu satış onları müslümanlara karşı güçlendirdiğinde bu şarta bağlı kalınmaz. Çünkü bu şart şeriata muhaliftir. Şeriata muhalif/aykırı olan her şart batıldır, bağlayıcı olmaz.

Kendileriyle aramızda bir anlaşma olmayanlar hükmen değil fiilen harbî kafirlerdir. İster onlar ile aramızda bilffil harp başlamış olsun ister ise olmasın fark etmez. Dolayısıyla her sefer için özel eman/vize ile olmadıkça onların müslümanların ülkelerine girmelerine izin verilmez. Onlara ancak belirli sınırlı bir süre ile ikamet izni verilir.

Ancak bilfiil savaşan harbî kafir devlet ile bilfiil savaşmayan harbî kafir devlet arasında fark vardır. Bu fark ise; bilfiil savaşan ile, barış anlaşmasından önce herhangi bir anlaşma yapılmaz. Onun tebaasından olan bir kişiye ancak, Allah’ın kelamını dinlemek için geldiğinde veya müslümanların ülkesinde yaşayan bir zımmi olmak için geldiğinde eman verilir. Bilfiil savaşmayan harbî devlet böyle değildir. Zira onunla ticaret anlaşmaları, iyi komşuluk ve diğer anlaşmalar yapılır. Onun tebaasına ticaret ya da gezinti ya da yolculuk için İslâm beldelerine girmesi için eman/vize verilir.