8- KÖLELİK VE KÖLELEŞTİRME KARŞISINDA
İSLÂM’IN TUTUMU |
|
İslâm geldiğinde dünyanın her yerinde köle vardı ve kölelik dünyanın
her yerindeki bütün halklar ve ümmetler nezdinde yaygın bir
nizamdı. Dünyada içerisinde köle ticareti yapılmayan ve hür
kişilerin köleleştirilmediği bir yerin varlığı
bilinmiyordu. İçerisinde köleleştirmenin olmadığı bir ülkenin
varlığından haber verilmedi.
İslâm bu sorunun şu iki yön ile alakalı olduğunu gördü:
a-)
Birincisi: Bilfiil köleleştirilmiş zayıf güçsüz kişiler
ile yani kölelikle alakalıdır. O köleler ki, saygınlıkları
diğer hür kimselerin saygınlık seviyesinden aşağıya düşmekte,
alınıp-satılan ve hakkında pazarlık yapılan diğer ticaret
malları gibi ticari mal sayılmaktaydılar. Dolayısıyla bu köleliğe,
o zayıf güçsüz insanları kölelikten kurtarıp hür
kimseler olmasını sağlayan bir çözümün olması kaçınılmaz
idi.
b-)
İkincisi: Köleleştirme
ile alakalıdır. Köleleştirmeye bir sınır getiren bir bir
çözümün olması da kaçınılmazdı.
Onun için, bu iki yöne de çözüm getiren ayetler ve hadisler gelmiştir.
Bu çözüm insan vakıasına, insanın fertleri ve ümmetleri
arasındaki ilişkilerin vakıasına mebnidir/kuruludur ve insan
için faydalıdır.
|