Bundan önceki bölümde açıklanmış olunan hükümler, İslâm Devleti
ile alakalı ve onun diğer devletler, halklar ve ümmetler ilişkisi
ile alakalı şer'î hükümlerden örneklerdir. Bazı hükümler
diğer hükümlere örnek olarak açıklanmıştır. Ta ki
onlardan müslümana bu genel ilişkilerin üzerine kurulu olduğu
esas ve o ilişkilerin sorunlarını çözen hükümlerin türü
açığa çıksın.
Şimdi bu bölümde ise; fertler arasındaki yaşamlarında maslahatlarının
üzerine kurulu olduğu ilişkiler vardır. İslâm gelip
fertler arasındaki bu ilişkileri, ferdî ilişkilere göre özel,
insan olması vasfı ile insan için genel şer'î hükümler
ile çözmüştür.
İslâm, bütün teşriinde/hüküm koyuşunda insan için hüküm koyar,
belirli fertler için değil. Fakat fertler içerisindeki örnek
insan için hüküm koyar. O fertler için, bir cemaatı oluşturan
insanlardan bir topluluk olmaları itibarı ile insanî vasıfları
bakımından hüküm koyar. O fertler ve bu cemaat için ilişkilerden
ve varlıkları ile toplumu oluşturan fertlerarası ilişkilerden
ihtiyaç duydukları hususla ilgili hüküm koyar. Kast olunan,
insan cinsinden insan olduğunda, onun Hâlid olmasına Mahmud
olmasına bakılmaz. Zira teşrî/hüküm koyma bu insan için
geldi, belirli bir fert için değil. Kast olunan Hâlid ya da
Mahmud olması bakımından belirli bir şahıs olan fert olduğunda,
İslâm teşrî yükümlülüklerin yapılmasını; o fert olması
itibarı ile fertten talep edilen ve kendisi ile herhangi bir
ferdin sorunlarının çözümü kast edilen, İslâm’da gelen
her hususa bağlanmakla emrolunan kılmıştır. Zira hükümler
her ne kadar insan için konulmuş olsa da, onların yükümlülüklerinin
yapılması kendisinden talep edilen, belirli fertler yani Hâlid
ve Mahmud’dur, fakat boyu, yeşili sevmesi, eti sevmemesi gibi
hakkında başkasının kendisine ortak olmadığı ferdî özelliği
itibarı ile değil de, insanın fıtrî sıfatlarının
kendisinde tatbik edildiği bir insan olması itibarı iledir.
Bu insan olması itibarı ile ferdin fiillerinden açığa çıkan
hayat enerjisinin tezahürlerinden/ görüntülerinden bir tezahür/görüntü
olan hususlardandır.
İslâm, genel ve özel yaşamlarda fertler arasındaki ilişkileri düzenlemek
için hükümler getirmiştir. Yani insanların birbirleriyle
ilişkilerini düzenlemek için hükümler getirdiği gibi,
insanın devlet ile ilişkilerini ve devletin diğer devletlerle
ilişkilerini düzenlemek için ya da cemaat olması bakımından
cemaatı tanzim için konulmuş hükümler getirdi. Bütün
bunlar, Mahmud ve Hâlid ve Hasan olan belirli ferdin
kendileriyle mükellef/yükümlü kılındığı hükümlerdir.
Fakat o fert, insan olması bakımından yükümlü olmaktadır.
Şer'î hükümlerin bütünlük içinde incelenmesinden; İslâm’ın hükümler
koyarken özel kişisel özellikleriyle ferdin maslahatını gözettiğini,
fertleri arasındaki ilişkileri bakımından değil de cemaat
olması bakımından fertlerden oluşan bir cemaat itibarı ile
ferdin içerisinde yaşadığı cemaatın maslahatını gözettiğini
görürüz. Aralarındaki ilişkilerle ilgili hususlarda cemaat
için hüküm koyarken ferdin maslahatını gözetmektedir.
Ferdin başkasıyla arasındaki ilişkilerden bir hususta fert için
hüküm koyarken de cemaatın maslahatını gözetmektedir. Onun
için onu, Beytülmalın belirlemiş gelirleri yetmediğinde
devlete tebaanın işlerinin idaresi için müslümanların malından
alma hakkı verirken, devleti ancak cihad için mal almak, açların
doyurulması için mal almak gibi Allah’ın cemaata farz kıldığı
hususlar için almakla sınırlandırdığını, bunu da ancak
zenginlerin mallarının ihtiyaç fazlasından yani onların
yemek, giyisi ve mesken/ev gibi temel ihtiyaçlarından ve
evlenmek, uzak ihtiyaçlarını karşılamak için peşine düştükleri
husus gibi, hizmetçi gibi v.b. benzerlerin ihtiyaçlarından
ma’ruf olmasına göre yani toplumların ıstılahına göre
zaruri sayılan lüks ihtiyaçlarından arta kalandan almakla
devleti sınırlandırdığını görürsün. Böylece cemaatı
korumak için yapılan bu hüküm koyuşta ferdin maslahatı gözetilmiş
olmaktadır. Yine şeriatın ferde bir ev yapmasına ya da bir
bahçe dikmesine izin verirken insanlara yol hakkı vermesini
ona zorunlu kılıp, onu yol hakkında ya da kamu mülkiyetine
tecavüz eden herhangi bir şekilde ziraat yapmayı, dikim
yapmayı, bina yapmayı yasaklamış olduğunu görürsün.
Ferde sahip olduğunu ticarî maksat ile dâr’ül İslâm’ın/İslâm
ülkesinin dışına satmasına izin verirken, ona silah satmasını
ve düşmanın müslümanlara karşı güçlü olmasını sağlayan
hususları satmasını yasaklamıştır. İşte bu, içerisinde
cemaatın maslahatını gözeterek fert için hükümler koymaktır.
Buna binaen, fertler arası ilişkileri düzenleyen teşrî/hüküm koyma
her ne kadar ferdî ilişkiler için hüküm koyma olsa da hem
insan için hüküm koyma oluşundan, hem cemaat için hüküm
koyma oluşundan, hem de toplum için yani bu cemaatın fertleri
arasındaki ilişkiler için hüküm koyma oluşundan kopuk ayrı
olmaz.
Buna binaen, fertlerin ilişkileriyle alakalı şer'î hükümlerin örnekleri;
her ne kadar fertlerin ilişkilerini düzenleseler de genel
olarak insanoğlu için şer'î hükümlerdir. Bu hükümler,
onları doğrudan yapan belirli fertlere uygun düşer. Mesela;
alış-veriş hükümleri; İslâm Devletinin bayrağı altında
İslâm’ın hükümlerini tatbik eden fertler arasındaki ilişkilerin
tanzimi/düzenlenmesi için şer'î hükümlerdir. O fertler, bu
hükümlerle doğrudan ilgilidirler. Fakat bu hükümler, insanoğlundan
bütün fertlere de uygun düşerler. Mahmud ve Hâlid alış-veriş
hükmü ile doğrudan ilgili olduklarında alış-verişe girişmelerinden
dolayı alış-veriş hükümlerini uygulamakla muhatap olmaktadırlar.
Alış-verişe girişmeyen Sâlih ve Hasan bu hükümlerden
sorumlu olmazlar. Zira alış-veriş hükümleri, fertlerin
tatbik etmeleri için konulmuştur. Fakat o fertlerin insanoğullarından
olmaları, bir cemaatte yaşıyor olmaları, sorun meydana geldiğinde
o hükümleri tatbik ediyor olmaları ve o hükümlerle doğrudan
ilgili olmaları itibarı ile o hükümler konulmuştur.
Fert müslüman ise, ferdî amellerine İslâm’ın hükümlerini tatbik
etmesi kaçınılmazdır. Doğrudan yapmayı istediği her
meselede şeriatın hükmünü bilmesi o fert üzerine farzı ayındır.
Dolayısıyla fertlerin birbirleri ile ilişkileriyle alakalı hükümlerden
örnekler sunulması; müslümanların onları bilmeleri, ihtiyaç
duyduklarını öğrenmeleri için şer'î kitaplara başvurmaları
için faydalıdır.
|