Evlerin, hayvanların, arabaların v.b. kiralanması gibi sözleşme
malların menfaatleri üzerine yapıldığında, üzerinde sözleşme
yapılan malın menfaati olur. Uygun ücretin belirlenmesi,
menfaati kiralananın menfaatine denk olan şeye bakmayı kaçınılmaz
kılar.
Malın kiralanması ne zaman tamamlanırsa, kiralayanın kiraladığı malın
menfaatinin tamamını alması hakkı olur. Bir ev kiralandığında
onda oturması onun hakkı olur. Bir hayvan ya da araba kiralandığında
ona binip yolculuk yapması onun hakkı olur.
Kiralayanın, kiraladığı malı teslim alınca, kira ücretinin aynısı
veya fazlası ya da azı ile o malı kiraya vermesi hakkı vardır.
Çünkü kiralanan malın teslim alınması; menfaatin teslim alınması
yerini alır. Bunun delili de; o menfaatte tasarrufta bulunmasının
caiz olmasıdır. Dolayısıyla o menfaat üzerine sözleşme
yapması da caiz olur. Zira sermaye ile sözleşme yapmak caiz
olduğu gibi, fazlası ya da eksiği ile de sözleşme yapmak
caiz olur.
Ancak o, malı bir menfaat için kiraladığında, o menfaatin aynısını
kullanma hakkı vardır, ondan başkası zarar vermektir. O
menfaatin fazlasını kullanma hakkı yoktur. Çünkü hakkından
fazlasını ya da hak etmediği şeyi kullanması/tüketmesi ona
caiz olmaz. Dolayısıyla, binmek için bir hayvan kiralarsa,
onun o hayvana yük taşıtması caiz olmaz. Çünkü binici yükten
daha hafiftir. Yine belirli bir mesafe sürmek için araba
kiraladıysa, arabayı kiraladığı mesafeden fazla sürmesi
ona caiz olmaz. Oturmak için bir ev kiraladıysa, onu odun veya
demir gibi eve oturmaktan daha fazla zarar veren bir şey için
depo yapması ona caiz olmaz.
Kısaca, sözleşme; bir bedel karşılığı mal üzerine olduğunda o,
alış-veriş olur, bir bedel karşılığı malın menfaati üzerine
olduğunda ise kiralama olur. Dolayısıyla sözleşme; meyvesi
olgunlaşmaya başlamış meyveli ağacın, meyvesini satmaksızın
sadece ağacı satmak gibi sadece malın üzerine olabilir.
Olgunlaşmaya başlamış meyvenin satışı gibi sadece meyve
üzerine olabilir. Evde oturulması gibi mal ile cisimleşmemiş
belirli bir menfaat üzerine olabilir.
Sözleşme mal sayılmayan herhangi bir menfaat üzerine yapıldığında,
o kiralama olur, alış-veriş olmaz. Malı satın alan kimsenin
malı mülk edinmesi, onda diğer tasarruflarda bulunması gibi,
aynı şekilde kiralama yoluyla sahibi olduğu menfaati
kiralayan kimsenin de o menfaatte diğer tasarruflarda bulunması
hakkı vardır. Ağacın meyvesini satın alan kimsenin olgunlaştığında
o meyveyi ağacındayken satması hakkı olduğu gibi, aynı şekilde
malı kiralayan kimsenin de o malı kiraya vermesi hakkı vardır.
Çünkü o da satın alan kimsenin satın aldığı o meyveyi mülk
edinmesi gibi, o malın menfaatini mülk edinir. Buna binaen
kiralayana kiraladığı malı teslim alınca kiraya vermesi
caiz olur. Çünkü malın teslim alınması, kiralanan
menfaatin teslim alınması yerinde olur. Çünkü onda
tasarrufta bulunması caiz olur. Ağacın üzerindeki meyvenin
satışı gibi o menfaat üzerine sözleşme yapmak da caiz
olur. Malın kiralanması menfaatlerinin teslim alınması işlemi
tamamlandığında, kiralayan kimse kiraladığı malın
menfaatindeki bütün şer'î tasarruflara sahip olur. Çünkü
o menfaatler onun mülküdür. Dolayısıyla onun o malı ne
kadar olursa olsun uygun gördüğü bir ücret ile kiraya
vermesi hakkı vardır. Mesela elli liraya kiraladıysa beş yüz
liraya kiraya vermesi caiz olur. Çünkü o, o menfaate
sahiptir, dolayısıyla uygun gördüğü ücretle onu kiraya
verme hakkına da sahiptir. Kiraladığı ücretle kiraya
vermesi şart değildir. Buna binaen depolar, evler v.b. için
“hava parası” dedikleri –ki bu, ev veya depo için
birinci kiralayana belirlenmiş ücretten fazla belirli bir ücretin
ondan kiralamak isteyen kimse tarafından ödenmesidir- caizdir,
bunda bir mahzur yoktur. Çünkü kiracı, kiraladığı evi
veya depoyu başkasına belirli bir ücretle, ona ödediği ücretten
fazla bir miktarla kiraya veriyor. Bu, kiraladığı malı,
kendisinin kira olarak verdiği ücretten fazlası ile kiraya
vermektir. Bu caiz bir husustur. Çünkü o kişiye, kiraladığı
şeyi kiraladığından daha fazlası ya da eksiği ile kiraya
vermesi caiz olmaktadır. Çünkü o, malı artıran sözleşmedir.
Dolayısıyla satın alınanın teslim alındıktan sonra, satın
aldığından fazlası ile satmak gibi, fazlalık caiz olmaktadır.
Burada bir mesele var: Kiralananın, sözleşme bitince mal sahibine
teslim edilmesi, kiralayana vacib midir yoksa değil midir?
Buna cevap şudur: Kiralayana ait kiralananın geri verilmesi, kiralanan
elinin altında ise, kiralayana vacibtir. Bunun delili de;
Ahmed’in Şamra’dan rivayet ettiği Nebi (u)’in şu sözüdür:
عَلَى
الْيَدِ مَا
أَخَذَتْ حَتَّى
تُؤَدِّيَهُ
“Aldığını geri veresiye kadar el sorumludur.”
Eğer kiralanan elinin altında değilse, bakılır; o, kendisinden gasb
edilmiş ise, o kiralanan malın sahibine geri vermek sorumluluğu
gasb edenin üzerindedir, kiralayanın üzerinde değil. Çünkü
gasb eden, malı geri vermekle emrolunandır/sorumlu olandır.
Nitekim Ahmed, el-Saib b. Yezid’den, o da babasından
Rasulullah (u)’in şöyle dediğini tahriç etmiştir:
لا
يَأْخُذَنَّ
أَحَدُكُمْ
مَتَاعَ
صَاحِبِهِ
جَادًّا
وَلا
لاعِبًا
وَإِذَا
وَجَدَ
أَحَدُكُمْ
عَصَا
صَاحِبِهِ
فَلْيَرْدُدْهَا
عَلَيْهِ “Sizden birisi, sahibinden malını ciddi olarak ya
da oyun ile almasın. Sizden birisi sahibinin bastonunu almışsa
onu, ona geri versin.”
Bu, geneldir. İster o malı sahibinden alsın ister başkasından fark
etmez.
Eğer kiralayan, kiralananı başkasına ödünç vermişse ya da kiraya
vermiş ise; kiralayan ile mal sahibi arasındaki sözleşme
sona erdikten sonra, kiralayanın, kiralananı mal sahibine
teslim etmesi vacib olur. Bu, “aldığını geri veresiye kadar el sorumludur”
hadisin genelliğinden dolayıdır. Kiralama ve başkası hakkında,
gasb hakkında geçen bu hadisi istisna eden başka bir nass geçmedi.
Onun için bu hadis, حتى
تؤديه
“geri veresiye kadar”
sözündeki genelliği üzere kalır.
Şöyle denilmez: “Hadis, ikinci kiralayanı da kapsar. Çünkü onun
eli de aldı. Dolayısıyla onun da geri vermesi gerekir. Böylece
geri vermek sorumluluğu ikinci kiralayan üzerine de olur.”
Böyle denilmez. Çünkü hadis, her ne kadar ikinci kiralayanı kapsıyor
olsa da kiralananın geri verilmesi sorumluluğu birinci
kiralayandan düşmez. Dolayısıyla birinci kiralayanın üzerine
düşen, kiraladığı malı sahibine geri vermektir. İkinci
kiralayana düşen de kiralanan malı birinci kiralayana
geri vermesidir. Birinci kiralayan üzerindeki o malı
geri verme sorumluluğunu düşürmez. Aynı şekilde ikinci
kiralayan üzerindeki o malın geri verilmesi gerekliliği,
birinci kiralayandan o malı geri verme sorumluluğunu düşürmez.
Ancak, mal sahibi kiraya verdiği ve malı teslim ettiği kişinin
peşine düşer. O kişi de birinci kiralayandır.
Buna binaen bir kişi bir evi bir başka kişiye kiraya verdiğinde, o
kiracı da o evi başka birisine daha fazla ücretle kiraya
verdiğinde, yani “hava parası” denileni aldığında,
birinci kiralayanın kiralama süresi sona erdiğinde sözleşme
sona erer. Evi sahibine teslim etmesi birinci kiralayan üzerine
zorunlu olur. Ancak, ev sahibi onunla sözleşmeyi yenilerse, ev
onun eli altında olmasa da otoritesi altında kalmaya devam
eder. Ya da evin sahibi sözleşmeyi ikinci kiralayan ile
yaparsa, ev sahibi, evi kendisi teslim almış sayılır. O
zaman birinci kiralayan, evi teslim etme sorumluluğundan
kurtulmuş olup, evi sahibine teslim etmiş sayılır. Evin
sahibi ile alaka, ikinci kiralayan ile olur.
|