AMERİKA’NIN İSLÂM'I YOK ETME SALDIRISI |
KONU DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ |
Kapitalistlere göre düşünce özgürlüğü; herhangi bir iş hakkında insanın dilediği görüşü ve işi açıklama, kayıtsız şartsız, söyleyebilme hakkına sahip olması demektir. "And olsun ki; insanlardan, iman edenlere en şiddetli düşman olarak, Yahudileri ve Allah'a şirk koşanları bulacaksın..." ayeti gibi; yöneticilerden birinin polis teşkilatına sadece Yahudilerin gerçek yüzünü ortaya koyduğu için duvarlara yapıştırılmış bulunan Kur'an ayetlerini ve hadisi şerifleri yırtmalarını emretmesi derecesinde baskıcı bir uygulama yapan, düşüncesi İslâm'a dayalı bir düşünce olsa hatta ve hatta söylemek istediği şey yöneticinin düşüncesine veya takip ettiği politikaya muhalif bir Kur'an ayeti ve hadisi şerif olsa bile herhangi bir şahsın düşüncesini açıkça söylemesini engelleyen polisiye yönetimlerin sultası altında yaşamalarının neticesinde bir takım müslümanlar bu özgürlüğün cazibesine kapıldılar. Ancak müslümanların yöneticilerin zulümünden, baskılarından, Allah'ın sınırlarını aşmalarından, Allah'ı kızdıran şeyleri kabul etmelerini onlara mübah görmeyen idarecilerden müslümanlar çok çektiler. Fakat, Kapitalistlere göre düşünce özgürlüğü; idarecileri muhasebe etmek, siyasilerin ve başkalarının davranışlarını eleştirmekle sınırlı değildir. Düşünce özgürlüğü bunlarla birlikte; açık küfrü, Allah'ın varlığını inkâr etmeyi, faiz, kumar, içki, zina, eşcinsellik vb İslâm'ın korunmasını ve sımsıkı bağlı kalınmasını emrettiği Allah'ın emirlerini ve İslâm’ı değerleri yok etmeyi hedefleyen İslâm akidesi ile çelişen veya İslâm akidesinden çıkan hükümlere ters düşen herhangi bir fikre davet etmeyi de içermektedir. Düşünce özgürlüğü; uşaklara, münafıklara, facirlere, İslâm ümmetini kavimlere, bölgelere ve gruplara ayırarak parçalayıp yok etmek için, İslâm'a karşı çağrıda bulunan İslâm düşmanlarına, Rasulullah (s.a.s)'in leş olarak nitelediği, İslâm'ın çağrıda bulunulmasını haram kıldığı, tamamıyla terk edilmesini emrettiği milliyetçilik esası üzere kurulu çağrılara izin verilmesi demektir. Aynı zamanda, kadınlarla her türlü ilişkiyi helal kabul eden rezillikleri ve fesadı yayan, ırz, namus ve şeref değerlerini yok eden küfür düşüncelerine çağrıda bulunmaya da izin vermek demektir. Düşünce özgürlüğü çerçevesinde, mürted Salman Rüşdi'nin Rasulullah (s.a.s) ve mü'minlerin anneleri hakkında söyledikleri sözlerin söylenilmesine izin verildiğinin hatırlanması, Kapitalistlerdeki düşünce özürlüğünün ne derece korkunç boyutları olduğunu kavramak için yeterlidir. İSLÂM'ın müslümana her konuda ve her işte görüşünü açıklamasına izin verdiği doğrudur. Ancak İslâm bunun; İslâm akidesinden kaynaklanan veya İslâm akidesine dayalı olması ve İslâm'ın mübah kıldığı sınırlar çerçevesinde kalması şartıyla serbest bırakmıştır. Düşüncesi, şer'i delile dayanması veya şeriatın çizdiği sınırlar çerçevesinde kalması şartıyla; Halifenin benimsediği görüşlerin veya müslümanların büyük bir çoğunluğunun tersine düşünceler olsa bile kişinin dilediği görüşü açıklama hakkı vardır. Hatta İslâm; Allah'ı kızdıracak bir iş yaptığı veya söylediği, zulmettiği zaman, yöneticiyi muhasebe etmeyi, düşüncesini ona söylemeyi müslümana farz kılmaktadır. Üstelik müslümanın bu davranışı Rasulullah (s.a.s)'in: "Şehitlerin efendisi Hamza ve Zalim bir imamın yüzüne karşı hak söz söyleyen, onu kötülükten alıkoymaya çalışan ve bu yüzden öldürülen kimsedir" hadisiyle de Allah yolundaki Cihadın en üstünlerinden sayılmıştır. Fakat müslümanın; İslâm akidesine veya İslâm akidesinden kaynaklanan herhangi bir hükme muhalif olan bir düşünceyi söylemesi caiz değildir. Aynı şekilde feminizme, milliyetçiliğe, vatancılığa, bölgeciliğe veya benzerlerine çağrıda bulunması, Kapitalizm veya Sosyalizm gibi küfür ideolojilerine veya İslâm'la çelişen herhangi bir düşünceye çağrıda bulunması caiz değildir. Bu esaslara göre müslümanın; Kapitalistlerin çağrıda bulundukları düşünce özgürlüğünü kabullenmesi caiz değildir. Rasulullah (s.a.s)'in: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kimse ya hayır konuşsun ya da sussun" hadisi şerifi gereğince müslümanın söylediği her söz şeriatla sınırlıdır. Hadisi şerifte geçen "Hayr" kelimesi İslâm veya İslâm'ın kabul ettikleri ile sınırlıdır. Yine Rasulullah (s.a.s)'in:"Arzuları benim getirdiğime (Kur'an'a ve Sünnete) uymadıkça sizden biriniz iman etmiş sayılmaz" hadisince İslâm, İslâm'a muhalif olan her şeye inanmayı hatta meyletmeyi bile yasaklamıştır. |
||||
<< önceki konu | sonraki konu >> |