Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

PDF

Hizb-ut Tahrir davasından yargılanan Hakan ÖZBERK’in, Ankara 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinde, 16 Ocak 2002 tarihinde yapılan duruşmada, Mahkemeye okumuş ve vermiş olduğu savunma metnidir.

Bismillahirrahmanirrahim

Hamd Allah(c.c)’ya, Salat ve Selam Hz. Muhammed (sas)’e, ehl-i beytine, ashabına ve müslümanlara olsun.

Öncelikle şunu söylemek isterim: Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve siyasal krizlerin ve sıkıntıların müsebbibi; 80 yıldır zorla dayatılan laik cumhuriyet rejiminin tatbiki ile müslüman halkı ve İslam’ı potansiyel suçlu gören yöneticileridir. Dünyanın hiçbir ülkesinde, kendi halkına bu kadar zulmeden ve İslam’ın esaslarına saldıran başka bir devlet de yoktur.

Sayın Başkan ve Mahkeme Üyeleri

Bugün ülkenin geldiği noktayı birçok devlet yetkilisinin, savcıların, sivil toplum örgütlerinin de dile getirdiği ve medyanın her gün ortaya koyduğu gibi, devletin bütün kurumlarıyla çivisinin çıktığı, yoksuzluk, rüşvet, adam kayırmacılık ve hantallığın ayyuka çıktığı ortadadır. Hükümet kendi refahını düşünmekten ve asılsız tartışmalardan halkı unutmuş, hazine halkın parasını tefecilere, hortumculara peşkeş çekmekten, para yetiremez hale gelmiştir.

ABD ülkeyi fiilen işgal ederek askeri üsler açıp, askeri gücünü yerleştirmiştir. Hükümet kararları ABD ve Avrupa Devletleri’nin dayatmaları ve istekleriyle alınır. Bütçenin hazırlanması, işçi ve memurun maaşını, çiftçinin ürettiği ürünün fiyatını, Ekonomiden Sorumlu Bakanın kim olacağını, kurumların ve bakanlıkların yönetimini, ABD Büyükelçisi ve IMF belirler. ABD istedi diye 15 dakika içinde, Afganistan’a asker göndermek için karar alınıp, gizlice gönderilir. Bunu Dışişleri Bakanı söylemesine rağmen halktan gizlenir.

Sayın Başkan ve Mahkeme Üyeleri

Ülkeyi fiilen işgal ettirenler, ülkeyi geri bırakanlar, suni krizler oluşturanlar, ülkeyi ABD ve Avrupa Devletlerinin kapılarında dilenci konumuna düşürenler, ülkeyi fahişelere, travestilere, soygunculara, hortumculara ve rüşvetçilere Cennet, asıl sahipleri olan müslüman halk için geçinilemez bir ülke haline getirenler, halkın din, namus ve yaşam güvenliğini tehdit eden sömürgeci kafir devletlerin dayatmalarını kabul edenler ve Batı kültürünü savunanlar, suçlu terörist olmuyorlar da, bu toprakların asıl sahibi olan İslami yaşam tarzının gelmesini, istemek mi terör suçu oluyor?

Ülkenin servetini, halkın vergilerini hortumlayıp, içki ve fuhuşla saçıp savurarak, ülkeyi borç batağına sürüklemesine sebep olan zihniyet ve rejimine karşı çıkmak mı kamu suçu oluyor?

Bir avuç mutlu azgın azınlığın, bu müslüman halkın parasıyla refah içinde lüks bir hayat sürmesi, 65 milyon insanın ise açlık ve sefalet içinde hak etmediği bir yaşama mahkum edilmesine karşı çıkmak mı terör oluyor?

Bu milletin askerini, ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail gibi sömürgeci kafir hain devletlerin menfaati uğruna, Afganistan gibi bölgelere gidip ölmesine yada müslümanları öldürmesine karşı çıkmak mı terör oluyor?

ABD terörünün on binlerce masum insanı öldürmesine, karşı çıkmak mı terör suçu oluyor?

Devlet yöneticilerinin keyfi tutumlarına, krizler oluşturmalarına, İslam’a saldırmasına, müslüman insanlara haksızlık yapıp zulmetmesine karşı olduğumuz için mi yoksa, devlet yetkilerini kötüye kullanarak, estirilen devlet terörüne karşı olduğumuz için mi suçlu oluyoruz?

Bu gerçekleri halkın görmesi ve uyanması, İslam inancının ve fikrinin yayılması için bildiri dağıtmak mı terör suçu oluyor?

Sayın Başkan ve Mahkeme Üyeleri

Savcılığın iddia ettiği gibi, ben Hizb-ut Tahrirliyim. Hizb-ut Tahrir’in fikir ve görüşlerini benimsediğim, İslam’ın yeniden hakim olması için çalıştığım ve böyle bir çalışmanın içinde bulunduğum için Allah’a hamd ederim. 

***

Bu sayfayı birine göndermek için tıklatınız

Yukarı