Hilafet -115                 Rebi-ul Ahir  1420            Haziran/Temmuz  1999                Yıl 11

<<

>>

 

KOSOVA'DA SAVAŞ BİTTİKTEN SONRA İNSANLARLA MÜNAKAŞALARDA KONUŞULACAK NOKTALAR.

1- Gerçek olan, ‘Kosova sorunu’ denilen müşkülün çözülmemiş olmasını, daha doğrusu NATO ve Rusya'nın oraya girip egemen olmalarından dolayı bu sorunun daha fazla düğümlenmiş olması, buna ek olarak da bu güçlerin Kosova'dan ne zaman çıkacağına ve bu bölgenin nihai şeklinin nasıl çizileceğine dair belirsizliğin bulunması, anlatılır.

2-Genel olarak, İslam dünyasında kurulu olan devletlerin tutumları, bunların nasıl utanç verici ve rezil bir tutum ve tavır aldıkları, oradaki Müslümanları nazıl rezil bir halde bırakıp kafirlerin ağızlarında kolayca çiğnenecek bir lokma halinde bıraktıkları, sergilenir.

3- Özellikle, Türkiye devletinin tutumu gösterilip, eskiden Osmanlı devletinin tutumuyla mukayese edilir. Osmanlı devleti savaşlara girdi ve Balkan Müslümanlarını savundu, fakat Türkiye devleti NATO'ya uyup bağlandı ve kafirlerin gittiği yolunu izledi.

4- NATO'nun Yugoslavya'ya yönelttiği darbelerin özelliği ile Irak'a yöneltilmiş olan darbelerin özelliği arasında mukayese yapılır. Yugoslavya'ya yöneltilen darbelerin özelliği; sivillerden en az miktarda kurban gitmesine özen gösteriliyordu. Çünkü, bunlar Hristiyandır. Fakat Irak vurulurken ve hala da ona darbeler indirilirken buna hiç dikkat edilmiyor. Irakta çok sivil öldürülüyor ve vahşice vuruluyor. Çünkü Tevbe süresinde Allah'u Teala şöyle bildiriyor:

"Kafirler müminlere karşı imkan elde edince, onlarla akrabalığı veya bir sözleşmesi varsa, bile bunu tanımazlar"

5- Bu savaşa alakalı hususlar gösterilir. NATO'nun rolünün nasıl aktifleştirildiği, Amerikan’ın Nota’yu kendi elinde bir araç haline getirmesi, planlarını ve Doğu Avrupa'da daha da egemen ve nüfuz sahibi olmak için NATO'yu kullanması, bu müdahaleyi izlenecek yol haline getirmesi ve dünyanın her yerinde müdahale etmesi için meşru yol durumu haline getirmesi gibi konular üzerinde durulur. Clinton Kosavayı ziyaret ederken şöyle bir açıklamada bulundu:

"Etnik azınlık gruplar ezilince, Amerika ister Afrika da, ister Latin Amerika'da, dünyada her yerde müdahale etme konusunda hiç terettütlü olmayacaktır."

6- Kafirlerden yardım almak hakkında şeri hüküm, bunun delilleri ve bu yardım alınınca nasıl tehlikeli neticelerin doğduğunu vakıalar ile örnekler gösterilir. Bu savaş esnasında yüz binin üzerinde Müslüman'ın katledildiği örnek verilir. Oysa bu savaş öncesi (Nato’nun saldırısından önce) en fazla iki bin Müslüman öldürüldü. Bununla beraber, NATO Müslümanların silahlarını toplayıp onları silahsız bıraktığı bir gercektir.

7- Kosova sorununun çözümüyle, bu çözümün nihai şekliyle, Avrupa'daki Amerikan rolüyle ve tekrar oraları tesis etmekle ilgili NATO içinde Amerika ile Avrupa arasında var olan ihtilafları bariz şekilde gösterilir. ABD Dış İşleri Bakanı şöyle açıklama yaptı: "Savaş sürerken Amerika masrafın en büyük payını kaldırdı, Avrupa ise barış sürecinde masrafın en büyük payını kaldırmalıdır." Bunun manası, ABD Avrupa'ya baskı yapıyor ve orada yeniden yapılaşmanın masraflarını Avrupa'ya üstlendirmek istiyor.

8- Kosova sorunun dünyanın her tarafında Müslümanların karşılaştığı diğer sorunlar gibi bir sorun olduğunu göstermek ve bunun çözümünün de ancak bu sorunları çözmeye direk yönelecek Müslümanlara ait olacak siyasi varlığın bulunmasıyla mümkündür diye beyan edilmelidir.

9- Kosova sorunun çözümü bağış vermek ve dua etmek şeklinde temsil edilmez. Savaşmak ve cihat etmek şeklinde temsil edilir. Cihadı kötüleyen Batı devletleri, Kosova sorununu çözmek için savaş yapmaktan başka çarenin bulunmadığını kesin şekilde kendileri açıkladılar. Bu konuya değinilir.

10- Ümmet nezdinde, fertler ve cemaatlar düzeyinde ve onlara ait olacak devlet düzeyinde siyasi uyanıklığın icat edilmesinin zarureti üzerine durulur ki; Müslümanlar kafirlerin tuzaklarına düşmesinler ve kafirlerin hesabına Müslümanlar gayret ve çabalarıyla hizmet etmiş olmasınlar. Şöyle ki; Müslümanlar çaba sarf ediyor kafirler ise bunun meyvesinin topluyorlar. Bu hadiseler bu yüzyılda Cezayir'de oldu. Ondan sonra Afganistan'da; Filistin'de, Körfez’de ve Bosna'da olduğu gibi ve şu anda Kosova da ve Keşmir'de oluyor. İleride İslam dünyasının başka yerlerinde olabileceği bilinmeli.

 

H.13 R. EVVEL 1420

M. 27-06-1999

< Önceki

sonraki >