METODLA İLGİLİ BAZI NOKTALAR
Bizler dava adamları olarak ümmetimizden
bir parçayız. Davayı yüklendiğimiz ve fikri seviyemiz yükseldiği için
ümmetimizden üstün olamayız, kendimizi üstün göremeyiz. Ve onların seviyesini
horlayamayız. Tersine daha fazla mütevazı ve alçak gönüllü olmalıyız. Ümmetimiz
annemiz, babamız, evlatlarımız ve kardeşlerimizdir.
İnsan nasıl çocukları ve kardeşlerinin durumunu zayıf gördüğü
zaman onlara yardım elini uzatıyorsa, onların hatalarını affediyorsa, onlara karşı
sabırlı oluyorsa, onların üzerine titriyorsa ve onları kendisinden bir parça
sayıyorsa, aynı şekilde biz ümmetimizin evlatlarına karşı öyle davranmalıyız.
Evet, şu anda onların fikri seviyelerinin düşük olduğu bir
gerçektir. Çünkü kafir devletler ve ajanları sürekli değişik araçlarla,
okullarla, televizyonlara, radyolarla, kitaplarla romanlarla, ve benzeri medya yollarıyla
onları fikri ve siyasi yönden saptırmaya çalışıyorlar. Onlara doğru fikir ve
mefhumlar verilmiyor. Gerçeği bilmesinler, batılı kabul etsinler ve hakkı
göremesinler diye sürekli çeşitli saptırma yolları kullanıyorlar. İşte onlar bu
şekilde ümmetimizi sömürüyorlar ve dosdoğru yol olan İslam'dan saptırıyorlar.
Durum böyle iken, doğru anlayıştan uzun zaman uzak kalan
ümmetimizden ne bekleyebiliriz? Ayrıca, geçen yüzyıllarda içtihat kapısı
kapatılıp taklit egemen olunca, yabancı felsefeler Müslümanları etkileyince ve batı
kültürü zihinleri etkilemek üzere Müslümanların arasına sokulunca, zihinleri iyice
karıştı.
Allah'ın yardımıyla ve hidayetiyle uyandık, doğru anlayışı fark
ettik, sahih mefhumları benimsedik, siyaseti kavradık, kafirlerin ve yerli ajanların
oyunları ve entrikalarını idrak ettik. Şimdi kendimize ‘ne yapmamız lazım?’
sorusunu sormamız gerekir.
Şöyle yapmamız gerekir:
1- En güzel ve yumuşak üslupları kullanmamız gerekir. Zira Allah'u
Teala Resulünun ahlakını ve üslubunu bize övdü ve örnek gösterdi. "Sen pek yüksek ahlak üzerindesin" (Kalem 4)
"Allah'ın rahmetiyle onlara karşı
yumuşak oldun, eğer kaba ve katı yürekli olsaydın senin etrafından dağılıp
kaçarlardı." (Ali İmran 159)
2- Müslümanları affeden hatalarına göz yuman kimse olunmalıdır.
Yukarıdaki ayetin devamında Allah’u Teala şöyle buyuruyor:
"Onları affet ve onlar için mağfiret
dile" (Ali imran 159)
Başka ayette cenneti kazanan kimseleri şöyle vasıflandırıyor.
"Gazaplarını bastıranlar ve insanları
affedenler…" (Ali imran 134)
3- Fikirleri açık ve net bir şekilde söylememiz. Güzel ve yumuşak
üslupla karşıdakinin anlayabileceği bir dille açık bir şekilde söylemektir. Zira
hak ve doğru güzelce ve yumuşakça söylenir. Çünkü Resulullah (s.a.v) yumuşak,
açık ve net söylüyordu. "Resule düşen görev apaçık
şekilde tebliğ etmektir." (Nur 54)
Ayrıca, doğru fikri ve hakkı saklamak çok büyük günahtır.
İnsan Allah'ın rahmetinden çıkar.
"İndirdiğimiz kitapta (Kuran)da delilleri
ve hidayeti belirttikten sonra kim bunları saklayıp açıklamazsa, Allah onları
lanetler ve lanetleyenler de onları lanetlerler" (Bakara 159)
4- Derin ve etkili söz söylemek gerekir:
"Onlardan (kabul etmeyenlerden) yüz çevir,
fakat onlara öğüt ver ve derin söz söyle" (Nisa 63)
5- Devamlı Kur’an dan ve sünnetten delil göstermek gerekir:
" Deki Eğer doğru söylüyorsanız
delilinizi getirin ve ispatlayın" (Neml
64)
"Rabbinin yoluna hikmetle (doğru delili
göstererek) ve güzel öğütle (fikir gösterirken duygulandırarak) Rabbinin yoluna
çağır ve en güzel şekilde (batıl fikirleri çürüterek) tartış (Nahl 125)
6- Dava adamı ille de her şeye cevap verecek durumda olamayabilir.
Sadece önemli bir iki nokta üzerinde durur. Bir hususta bilgisi yetersiz gelirse,
açıkça bilmiyorum der ve her şeye cevap vermeye kalkışmaz.
"Bir şey
hakkında ilmin yoksa bunun üzerine durma." (İsra 36)
7- İnsanlara ikramda bulunmak ve lütuf etmek gerekir.
Resulullah (s.a.v) pek cömert idi ve insanlara saygı gösterirdi.
Allah Teala şöyle buyurdu: "Onlar ki, bollukta ve
sıkıntılı günlerde harcarlar" (Ali
imran 134)
8- İnsanlarla ilişkiyi tamamen kesmemek gerekir.
"Onlardan güzel şekilde uzaklaş"
(Müzemmil 10)
Resulullah (s.a.v) bunu beyan etti. Sıkı ilişki olmayacağı gibi
tam olarak kopma olmayacak. Ara sıra onlar ziyaret edilebilir. Eğer reddediyorlarsa ve
fikirleri kabul etmiyorlarsa daha sıkı alaka kurmak gerekir.
"Kendini gece gündüz Rabbına dua edenler
ve yalnız onun yüzünü (rızasını) isteyenlerle beraber sabırlı kıl. Dünyanın
süsünü ve güzelliğini isteyerek gözlerini onların üzerinden çevirme, kalplerini
gaflete düşürdüğümüz ve hevesine uyan ve aşırı giden (Allah'ın sınırlarını
aşıp günah işleyenlere) itaat etme, uyma" (Kehf 28)
9- İnsanların hidayetleri ve müminlerin İslam’ı idrak etmeleri
için çok hırs göstermek gerekir.
"Belki bu sözlere inanmadıkları için
teessüf ederek ve üzülerek kendini neredeyse parçalayacaksın" (Kehf 6)
"Kendinizden bir Resul geldi, inat
gösterdiniz" sizin için üzülüyor, size çok özen ve hırs gösteriyor, O
müminlere karşı çok şefkatli ve rahmetlidir" (Tevbe 128)
10- İnsanlara hakkı ve doğru fikri anlatma konusunda çekinmemek
gerekir.
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Hakkı
söylemek uğrunda insanların kalabalılıklarının heybeti sizi korkutmasın ve engel
olmasın"
Müslümanlar biat verirken şöyle diyerek Resulullah’ı (s.a.v)
onayladı. "Hakkı söylemek uğrunda hiç bir kimsenin kınamasından
çekinmeyeceğiz."
Bundan dolayı davayı yüklenirken ayetlerle ve hadislerle tespit
edilen metodu izlemeliyiz. Çünkü ayetler ve hadislerle tespit edilen hususlarda emir
ifadesi geçerse metottan sayılır. |