İslâm'da egemenlik şeriatındır.
Egemenliğin manası; iradeyi uygulamak ve yürütmektir. Fert
kendisi bizzat iradesini uygular ve yürütür ise, egemenliği
kendisine aittir. Ümmet iradesini kendisi uygular ve yürütürse
egemenliği kendisine aittir.
Ancak bu egemenlik hakkında İslâm'daki
hüküm ise, egemenliğin şeriata ait olmasıdır, ümmete değil.
Şeriata göre ferdin iradesini yürüten, istediği gibi hareket
eden ferdin kendisi değildir. Bilakis ferdin iradesi Allah'ın
emir ve nehiyleriyle yürür. Aynı şekilde ümmet de istediğini
yapan bir şekilde iradesini yürüten değildir. Bilakis ümmet
de Allah'ın emir ve nehiyleriyle yürür. Allahu Teâla şöyle
dedi:
"Hüküm ancak Allah'ındır." (Yusuf: 40)
"Hayır, Rabbine and olsun ki, aralarında çıkan
ihtilafta seni hakem kılmadıkça … iman etmiş olmazlar."
(Nisa: 65)
"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Resülüne ve sizden
olan yönetim sahiplerine itaat edin. Eğer bir şey hakkında
çekişirseniz, Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsanız onu
Allah'a ve Resülü'ne götürün." (Nisa: 59)
Allah ve Resülü'ne götürmenin manası,
şeriatın hükmüne götürmektir. Ümmette ve fertte hakim olan,
ümmet ve ferdin iradesini yürüten sadece şer'î hükümdür.
Bundan dolayı egemenlik şeriata aittir.
Hizb-ut Tahrir Kültüründen [www.hizb-ut-tahrir.org]
|