MEHMED AKİF'TEN
Ey koca Şark, ey ebedi meskenet !
Sen de kıpırdanmaya bir niyyet et.
Korkuyorum, Garb’ın elinden yarın,
Kalmıyacak çekmediğin mel’anet.
Hakk-ı hayâtın daha çiğnenmeden,
Kan dökerek almalısın merd isen.
Çünkü bugün ortada hak sâhibi,
Bir kişidir: “Hakkımı vermem!”
diyen.
.......
Ah! Karşımda vatan nâmına bir
kabristan
Yatıyor şimdi... Nasıl yerlere geçmez
insan?
Şu mezarlar ki uzanmış gidiyor, ey
yolcu,
Nereden başladı yükselmeye, bak, nerde
ucu!
Azıcık kurcala toprakları seyret hele
ne çıkıyor.
........
Dipçik altında ezilmiş, paralanmış
kafalar!
“Medeniyyet” denilen vahşete lâ’netler
eder,
Nice yekpâre kesilmiş de sırıtmış
dişler!
Süngülenmiş, kanı donmuş nice
binlerle beden!
Nice başlar, nice kollar ki cüdâ
cisminden!
Beşiğinden alınıp parçalanan
mahlûkat;
Sonra, nâmûsuna kurbân edilen bunca
hayat!
Bembeyaz saçları katranlara batmış
dedeler!
Göğsü baltayla kırılmış memesiz vâlideler!
Teki binlerce kesik gövdeye aid
kümeler:
Saç, kulak, el, çene, parmak... Bütün
enkâz-ı beşer!
Bakalım yavrusu uğrar mı, deyip,
karnından,
Canavarlar gibi şişlerde kızarmış
nice can!
İşte bunlar o felâket-zedelerdir ki,
düşün,
Kurumuş ot gibi doğrandı bıçaklarla
bütün!
Müslümanlıkları biçârelerin öyle
büyük
Bir cinayet ki: Cezâlar ona nisbetle
küçük!
Ey, bu toprakta birer na’ş-ı perişan
bırakıp,
Yükselen, mevkib-i ervâh! Sakın arza
bakıp;
Sanmayın: Şevk-ı şehâdetle coşan
bir kan var...
Bizde leşten daha hissiz, daha kokmuş
can var!
Bakmayın, hem tükürün çehre-i
murdârımıza!
Tükürün: Belki biraz duygu gelir ârımıza.
Tükürün cephe-i lâkaydına Şark’ın,
tükürün!
Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın,
tükürün!
Tükürün milleti alçakça vuran
darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan
kahpelere!
Tükürün Ehl-i Salîb’in o hayâsız
yüzüne!
Tükürün onların aslâ güvenilmez
sözüne!
Medeniyyet denilen maskara mahlûka
görün!
Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!
...
Halka îman gibi telkîn ile, dinin
sesini
Susturan aptalın idrâkine bol bol
tükürün!...
...
Veriniz başbaşa; zîrâ sonu hüsrân-ı
mübin:
Ne hilafet kalıyor ortada billâhi, ne
din!
“Medeniyyet!” size çoktan beridir diş
biliyor.
Evvelâ parçalamak, sonra da yutmak
diliyor.
.......
Zulmü alkışlayamam,
zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?!
Sizden Gelen sayfası
|