Ayın Konusu İnceleme Soru-Cevap Kitap Tanıtım Hakkımızda
Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

     MEHMED AKİF'TEN

Ey koca Şark, ey ebedi meskenet !

Sen de kıpırdanmaya bir niyyet et.

Korkuyorum, Garb’ın elinden yarın,

Kalmıyacak çekmediğin mel’anet.

Hakk-ı hayâtın daha çiğnenmeden,

Kan dökerek almalısın merd isen.

Çünkü bugün ortada hak sâhibi,

Bir kişidir: “Hakkımı vermem!” diyen.

.......

Ah! Karşımda vatan nâmına bir kabristan

Yatıyor şimdi... Nasıl yerlere geçmez insan?

Şu mezarlar ki uzanmış gidiyor, ey yolcu,

Nereden başladı yükselmeye, bak, nerde ucu!

Azıcık kurcala toprakları seyret hele ne çıkıyor.

........

Dipçik altında ezilmiş, paralanmış kafalar!

“Medeniyyet” denilen vahşete lâ’netler eder,

Nice yekpâre kesilmiş de sırıtmış dişler!

Süngülenmiş, kanı donmuş nice binlerle beden!

Nice başlar, nice kollar ki cüdâ cisminden!

Beşiğinden alınıp parçalanan mahlûkat;

Sonra, nâmûsuna kurbân edilen bunca hayat!

Bembeyaz saçları katranlara batmış dedeler!

Göğsü baltayla kırılmış memesiz vâlideler!

Teki binlerce kesik gövdeye aid kümeler:

Saç, kulak, el, çene, parmak... Bütün enkâz-ı beşer!

Bakalım yavrusu uğrar mı, deyip, karnından,

Canavarlar gibi şişlerde kızarmış nice can!

İşte bunlar o felâket-zedelerdir ki, düşün,

Kurumuş ot gibi doğrandı bıçaklarla bütün!

Müslümanlıkları biçârelerin öyle büyük

Bir cinayet ki: Cezâlar ona nisbetle küçük!

Ey, bu toprakta birer na’ş-ı perişan bırakıp,

Yükselen, mevkib-i ervâh! Sakın arza bakıp;

Sanmayın: Şevk-ı şehâdetle coşan bir kan var...

Bizde leşten daha hissiz, daha kokmuş can var!

Bakmayın, hem tükürün çehre-i murdârımıza!

Tükürün: Belki biraz duygu gelir ârımıza.

Tükürün cephe-i lâkaydına Şark’ın, tükürün!

Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün!

Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!

Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere!

Tükürün Ehl-i Salîb’in o hayâsız yüzüne!

Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!

Medeniyyet denilen maskara mahlûka görün!

Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!

...

Halka îman gibi telkîn ile, dinin sesini

Susturan aptalın idrâkine bol bol tükürün!...

...

Veriniz başbaşa; zîrâ sonu hüsrân-ı mübin:

Ne hilafet kalıyor ortada billâhi, ne din!

“Medeniyyet!” size çoktan beridir diş biliyor.

Evvelâ parçalamak, sonra da yutmak diliyor.

.......

Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?!

Sizden Gelen sayfası

 

Yukarı