Ayın Konusu İnceleme Soru-Cevap Kitap Tanıtım Hakkımızda
Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

Özbekistan Müslümanlarının Çektiği Zulüm ve İşkenceler Ne Zaman Bitecek ?

Bugün sizden hiç kimse, hain katiller birliğinin lideri Yahudi Kerimov'un, Özbekistan müslümanlarına, özellikle de onların İslam'a davet eden samimi evlatlarına karşı yürüttüğü, acımasız saldırıları inkar edemez. İnsanlık dışı zulümlerin, insani hakların şiddetli bir şekilde ihlal edilmesinin, iftira temeline dayanan hileli mahkeme işlemlerinin, uzun süreli çok sert hapishane mahkumiyetlerinin, akrabalara ve aile fertlerine yapılan zulümlerin, soruşturmalar sırasında yapılan işkencelerin ve hapishanelerde uzun süreli hayal edilmez zorbalıkların, hiç kimsenin duymadığı ve görmediği çeşit çeşit işkence yöntemlerinin; kesinlikle inkar edilemez binlerce delili vardır. Oysa bunlar, alçak Kerimov yönetiminin barbarlıklarının çok az bir kısmıdır.

Bunların da üzerinde, Kerimov'un müslümanlara olan kini ve düşmanlığı, ülke çapında sürdürdüğü terörizme (!) karşı yasal mücadelede açığa çıktı. Özbekistan'da devlet yönetiminin mevcut düzeni, insan haklarının korunmasını garanti etmiyor. Aslında, Kerimov tarafından zorla empoze edilen kanunlar ve çeşitli girişimler; özel hayat (mahremiyet), ferdi gelişim, kişisel kimlik, özel mülk, inanç veya güvenlik gibi tüm insani hakların ihlali için zeminler hazırlıyor.

Özellikle, geçenlerde çıkan "Anti-terörizm yasası" polislere; terörist olarak "şüpheli" görülen vatandaşların evlerine rahatlıkla girme, mallarını haciz ettirme ve hatta "yasal gözaltı"na alınmaya direnen kimseleri işkenceyle öldürme haklarını verdi. Terörist olabilir şüphesi, acımasız işkencelerini haklı çıkarmak için yeterlidir. İnsanlara işkence etmek, öldürmek veya uzun süreyle mahkum etmek veya böyle ölçülerle korku ve dehşet saçmak, olağan hale geldi. Cellatların işkenceleri, soruşturma sırasında insanlara zulmetmekte uzmanlaşmak ve önceden verilen kararların okunduğu "mahkeme duruşmaları"; dünyanın demokratik ülkelerinin sahip çıktığı, çeşitli kimselerce onaylanan ve Kerimov tarafından kurulan "Batı Demokrasisi"nin acı meyveleridir.

Elbette bu yazı, zulüm ve işkencelerin ağırlığını hafifletemez ve hapishanelerde katlanılması zor şartlar altında bulunan Hizb-ut Tahrir Gençlerine yapılan barbarlıkları durduramaz. Müslümanları "yıldırma" yöntemleri, hapishanelere atmak, akrabalar ile görüştürmemek, sürekli dayanılmaz elektrik vermek, aç bırakmak veya açlıktan öldürmek, "hapishane kurallarına itaatsizlik" suçlamasıyla bazen günlerce bazen haftalarca tecrit edilmiş koğuşlara (hücrelere) koymak ve oralarda işkence etmek, hastalanan müslümanları tıbbi tedaviden yoksun bırakmak; bunlardan da öte tedavi için gelen doktorları kovalamak ve akrabalarının getirdiği yiyecekleri reddetmek şeklinde belirginleşiyor. Tüm bunlar ve bu şekilde zaten zayıflayan sağlık durumlarının daha kötü hale getirilmesi, zulüm altındaki gençlerin maruz kaldıkları sıkıntıların sadece birkaç örneğidir.

Bütün insan haklarını koruma organizasyonlarına diyoruz ki; Kerimov yönetimi ile işbirliği içinde yaptığınız tüm inceleme ve denetlemeler, bazı küçük meseleler dışında, hiçbir sonuç vermedi. Kerimov sizi hor görerek, tepeden bakarak ve ikiyüzlülükle aşağılıyor. Kerimov'un ikiyüzlülüğü karşısında sizin aldığınız tavır; etrafına korku ve dehşet saçan bir adam karşısında, onun katliamlarını durduracağı yerde, onun zihniyeti ile hareket eden ve onu teşvik eden kimsenin tavrına benziyor. Ve dünyanın her tarafında düzenlediğiniz tüm toplantı ve konferanslarda, Özbekistan'da insan haklarını korumada gösterdiğiniz başarıları ilan etmeniz; mevcut şartları düzeltmek ile tamamen alakasızdır. Bu hareketler, kamuoyunun dikkatini, başka yönlere çekmek için hazırlanan bir manevraya benzemektedir.

İşte siz böylesiniz ! Eğer Amerika, Avrupa Birliği veya Rusya'da bir vatandaşın herhangi bir hakkı çiğnense, hemen ayağa kalkar, ülkelerinizi ve dünya kamuoyunu sorunun çözümü için çağırırsınız. Hapishanelerde çürütülen, oralarda fikirlerinden dolayı sürekli zulme uğratılan müslümanların durumlarını gördüğünüzde, neden sesiniz çıkmıyor ? Ne için ülkelerinizden despot Kerimov'un durdurulmasını istemiyorsunuz ? Veya sizin organizasyonlarınız kafirlerin problemlerini çözmek için çırpındığı halde, müslümanların haklarının korunması ihtiyacı doğduğu zaman, neden yerinize çakılıp kalıyorsunuz? 

Hizb-ut Tahrir Özbekistan gençlerinden

Abdulhamidov İbrahim

22 Nisan 2001

Sizden Gelen sayfası

 

Yukarı