Ayın Konusu İnceleme Soru-Cevap Kitap Tanıtım Hakkımızda
Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

“Yöneticileri Muhasebe”den niçin kaçınıyoruz!

Günümüzde, İslam beldelerin başında bulunan yöneticilerin, halklarını dipçik zoru ile yönettiklerini görüyoruz. Hatta bu, Allah’ın, tartışmasız kat-i emri olarak bilinen ve müslümanların yüzyıllarca tatbik edilen “başörtüsü” ne el atmaya ve onu açık bir şekilde yasaklamaya gitmelerine kadar vardı!? Ve bunun akabinde ise utanmadan bir de ’biz müslümanlardanız’ demeleri, hatta T.C.’nin; ‘ biz İslam ülkeleri arasında İslamı en güzel uygulayan, yaşayan ve onu laiklik esaslarına göre tatbik eden tek örnek ülkeyiz’ diyerekten İslamı tevil edip kendi emellerince kullanıyorlar. Ve bunlarla da yetinmeyip bir takım prof. etiketli insanları görevlendirip “Kuran Işığında İslam Gerçeği” adlı kitap telif ettirip piyasaya sürüyorlar.. ve böylelikle İslamı deforme edip kendi istek ve arzuları istikametinde bir din oluşturmaya çalışıyorlar. Fakat bunu ne kadar isterlerse istesinler Allah’u Teala’nın izni ile başaramayacaklar hatta pişman olacaklar ve bu onlara yürek acısı olacak. Bakınız Kuran Işığında İslam Gerçeği adı altında verilen zehirli fikirlerden bazıları:

1. Akıl, teşri (hüküm verme kaynağı sayılmaktadır.- İslam Gerçeği,s.7-11

2. Peygamberin sünneti, teşri kaynak sayılmamaktadır.- İslam Gerçeği,s.11-13

3. Fıkıh; aklın, zaman ve mekana göre koyduğu kurallar olarak görülmektedir.- İslam Gerçeği,s.47

4. Hukuk hem dine dayanmıyor hem de dinden uzak veya ona karşı değilmiş...! - İslam Gerçeği,s.58

5. Mirasta erkeğin hissesinin kadının hissesinin iki misli olması Allah’ın emri değilde tavsiyesiymiş ! -İslam Gerçeği,s.64

6. Örtünme bir emir değil de öğütmüş, Takva ve en hayırlı giyim olarak gösterilmiş ! - Islam Gerçeği, s.68-71

7. Başın örtülmesi emredilmemiş! -Islam Gerçeği,s.70

8. Zamanla her şey gibi kıyafet de değişebilirmiş. İşte moda da zaten buymuş! -İslam Gerçeği, s.71

9. Kur’an nassına rağmen kadınların şahitliği hususundaki şer’i kuralı İslam Hukukçuları uydurmuş! -İslam Gerçeği, s.65

10. Kadına İslam Hukuku değil de Laik Sistemin anayasası ve yasaları değer ve hak vermiş! -Islam Gerçeği,s.74

11. Recm cezası yokmuş! -İslam Gerçeği,s.87

12. Zina eden kadın ve erkeğe yüz sopa vurmak da Kur’an felsefesine ters düşermiş! -İslam Gerçeği,s.88

13. İslam barış ve hoşgörü diniymiş! -İslam Gerçeği,s.81-82

14. İslam ve yönetim:

‘Kur’an’da hukuk konuları asgari ölçüdedir.’ -İslam Gerçeği,s.90-98

‘Bu büyük dinin yönetim konusunda insanın değişik zaman ve mekan şartlarına göre değişik yapılanmalara gidilmesini esas aldığını da gözden uzak tutmamak zorundayız.’ -İslam Gerçeği,s.91

15. İslam yönetim hakkında sadece bazı ilkeler göstermiş:

‘Biat kavramı da tıpkı şura kavramı gibi, Kur’an’ın cumhuriyet ve demokrasiye insan için en uygun sistem olarak baktığına delildir’ -İslam Gerçeği,s.93

‘Hakimiyet halkındır veya milletindir’ sözü, kozmolojik( evrenle ilgili), ontolojik(varlıkla ilgili) ve metafizik (madde ötesi) anlamında ‘hüküm Allah’ındır’ sözüyle çelişmezmiş...! -Islam Gerçeği,s.93

16. Din ve Laiklik:

Laiklik, din adı altında kendi keyiflerini egemen kılmak isteyen güçlere karşı bir savunma ve nefes alma çaresi olarak keşfedilmiş! Şura ayetleri laiklik bağlamında iyi kavranması gerekmekteymiş..! -İslam Gerçeği,s.100

Kur’an yönetimde egemenlik hak ve yetkisini Peygambere bile vermemiş de halka vermiş..! -İslam Gerçeği,s.101

Evet bu saymış olduğum 16 maddeyi tek tek ele alıp çürütmeyeceyim, cünkü bunların tamamını ele alıp teferruatlı bir şekilde inceleyip çürüten bir yazar var; Ahmet Kılıçkaya.. evet bu yazarın “İslam Gerçeği” adlı kitaba cevaben ‘ Çağdaş Tağutların İslam Gerçeğini Saptırma Çabalarına Reddiye’ adlı kitabından bu sayılmış olan maddelerin cevabını bulabilirsiniz. Ben aslında bunları misal verirken ümmeti Muhammedin halini düşünüyorum da; acınacak, ağlanacak durumumuz var.. ve kendi kendime soruyorum; biz bu yöneticilere daha ne zamana kadar tahammül edeceğiz, onları alaşağı etmemiz gerekirken, alkışlayacağız!? ve onları hiç hata yapmayan yalan söylemeyen birer kişilik olarak algılayacağız? Hiç mi Allah’dan korkmuyoruz. Hiç mi 18 Ağustos depreminden ibret almadık. Niye bu yöneticileri ve yönetim şeklini İslam’la taban tabana zıt olduğu halde değiştirmiyor, Allah’u Tealanın bize farz kılmış olduğu ve Muhammed (s.a.v.) hayata geçirmiş olduğu dar’ul İslama (İslam Devletine) çevirmiyoruz. Allah’u Tealanın emrinden hiç mi ibret almıyoruz:

Tevbe Suresi:31,32,33

“(Yahudiler) Allah’ı bırakıp bilginlerini ( hahamlarını); (Hiristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i (İsa’yı) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilaha kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka ilah yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.” (Tevbe: 31)

“Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.” ( Tevbe: 32) (Çoğu Tefsirde; ayette geçen ‘Allah’ın nuru’ndan kasdedilenin Kuran-ı Kerim veya İslam dini olduğu geçer.)

O (Allah), müşrikler hoşlanmaslar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resulünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir. (Tevbe: 33)

Evet Allah (c.c.)’nun Tevbe suresinin 31. ayetinde zikretmiş olduğu Haham ve Rahipleri rab edindiniz sözüne cevaben bir hiristiyan Allah Resulüne (sav) diyorki; ‘Ya Muhammed (s.a.v.) biz rahiplerimizi rab edinmedik ki !?’ Muhammed (s.a.v.) ona verdiği cevapla şuan müslümanların bulunmuş oldukları manzarayı bakın nasıl çiziyor; ‘siz, onların (rahiplerinizin) dediklerini kabul etmiyor musunuz, onların helal dediklerini helal, haram dediklerini haram olarak kabul etmiyor musunuz ?’ deyince cevaben ‘evet’ diyor. ‘işte bundan dolayı onları birer rabler edindiniz’ buyuran Resul (sav) bunun ne derece önemli bir husus olduğunun altını çiziyor. Evet şimdi bunu günümüzde müslümanların bulunmuş oldukları duruma indirgeyelim ve başımızdaki yöneticileri hangi gözle görmemiz gerektini anlayalım. Allah aşkına söyleyin şuan T.C. Allah’ın helal kılmış olduğunu haram kılmıyor mu; başörtüsü, sakal, ceza hukukuyla alakalı hükümler, muamelatla alakalı hükümlerde olduğu gibi... Allah’ın haram kılmış olduğunu da helal kılmıyor mu; içki, zina, faiz, demokrasi, laiklik, cumhuriyet ve birçok başka hükümlerde olduğu gibi!.. evet hepimizin malumu olan şu manzara mevcut şuan ki düzenin şekli değilmi!? biz bunları kabul ettiğimiz taktirde durumumuz o hiristiyan ve yahudilerin düştükleri o zelil durumdan farklı olurmu? (haşa, Allah muhafaza). Evet Allah’u Teala’nın bu uyarısının kalbimize bir korku serpmesi, kendimize gelmemize vesile olması gerekir ve bu din düşmanları olan despot yöneticileri başımızdan indirip Allah’ın ahkamını uyguluyan İslam Raşidi Hilafeti Devletinin başında olacak Halifemizi getirmemiz lazım. Aksi taktirde Hak ile Batılı karıştırmış oluruz ki; (Bakara :42) Allah Resulünün buyurduğu gibi “dilsiz şeytan” konumuna düşmüş oluruz (Allah muhafaza).

İnşallah meseleleri en iyi şekilde idrak eden, daha sonra yaşayan ve nihayetinde başka insanlara taşıyan Müminler’den oluruz . (Amin)

Sizden Gelen sayfası

 

Yukarı