Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

HİZB-UT TAHRİR KÜLTÜRÜNDEN: FİKİRLERDEN BİR DİZİ

İŞLER VE DAVRANIŞLARIN TAMAMI ŞERİAT İLE DİSİPLİNE EDİLMELİDİR

Önceki

Sonraki

Allahu Teâla, müslümanlara bütün işlerinin şer'î hükümlerle kayıTlı olmasını emretmiştir. Nitekim İslâm şeriatı, insanların bütün işleri ile ilgili ve ister Allah ile ilişkileri; ister kendi nefisleriyle ilişkileri ve isterse diğerleri ile ilişkileri olsun, bütün ilişkileri ile alakalı olarak gelmiştir. Bunun için, insanların ilişkilerini tanzim maksadı ile devlet için beşer tarafından kanunlar konulmasına İslâm'da asla bir yer yoktur. Zira insanlar, şer'î hükümler ile kayıtlıdırlar. Allahu Teâla şöyle demiştir:

"Resül size ne verdi ise onu alın. Sizi neden nehy etti ise ondan kaçının." (Haşr: 7)

"Allah ve Resülü bir hususta hüküm verdiği zaman mü'min erkek ve kadın için o işte seçenekleri yoktur." (Ahzab: 36)

Onun için, İslâm'ın devletinde insanların ilişkilerini tanzim maksadı ile hükümler koymak, anayasa ya da kanunlar koymak hususunda beşere bir yer yoktur. Çünkü kanun koyucu Allahu Teâla'dır. Halife, Allah'ın koymuş olduğundan kanunlar ve anayasa benimser.

Devletin ve ondaki işlerin tanzimi için halifenin idari kanunlardan benimsemiş olduğu husus ise (Ömer b. Hattab'ın divanları tanzimi gibi) Allahu Teâla'nın beşere mübah kıldığı hususlardır. Böylelikle bu tür hususlar şer'î hükümlere uygun olurlar.

Hizb-ut Tahrir Kültüründen [www.hizb-ut-tahrir.org]

 

Yukarı