İslâm; devlet, toplum ve hayat için bir
ideoloji olması itibarı ile Devleti ve yönetimi kendisinden bir
cüz kılmaktadır. Müslümanlara devlet ve yönetimi kurmalarını
ve İslâm'ın hükümleri ile yönetmelerini emretmektedir.
Nitekim Kur'an-ı Kerim'de yönetim ve otorite hakkında,
Allah'ın indirdiği ile yönetmeyi müslümanlara emreden onlarca
ayet indirilmiştir. Aynı şekilde siyasî, ekonomik, askerî,
suçlar ve cezalar ile ve fertler arası ilişkilerle alakalı hükümleri
içeren yüzlerce ayet inmiştir. Ayrıca bununla ilgili bir çok
hadis vardır. Bunların hepsi de kendisi ile yönetilmeleri,
tatbik edilmeleri ve uygulanmaları için indirilmiştir. Nitekim
bunlar, Resül (sav), raşid halifeler ve onlardan sonra gelen müslümanların
yöneticileri zamanlarında bilfiil tatbik edilmiştir. Bu ise,
İslâm'ın yönetim, devlet, toplum ve hayat için bir nizam olduğunu
gösterir.
İslâm, hükümlerini uygulayan bir devlette
canlı olarak var olmadıkça, hayatta da canlı olarak varlık gösteremez.
Zira İslâm, akide/inanç ve nizamdır. Yönetim ve devlet ise
ondan bir cüzdür. Devlet, İslâm'ın hükümlerini genel
hayatta tatbik etmek ve uygulamak için koymuş olduğu tek şer'î
metoddur. Her durumda kendisini tatbik eden bir devleti olmaksızın
İslâm canlı bir varlık gösteremez. İslâm'ın devleti,
beşeri siyasî bir devlettir, teokratik ruhî bir devlet değildir.
Devletin bir kutsiyeti, başkanının da masumiyet sıfatı
yoktur.
Hizb-ut Tahrir Kültüründen [www.hizb-ut-tahrir.org]
|