Amerikalı müslümanlar,
Amerikan vatandaşlarıdır. Anayasa onlara, hristiyanlara
verdikleri hakların aynısını verir. Ve bundan dolayı onlar;
özgür ve eşit olduklarını zannederler. Peki malum Salı’dan
(11 Eylülden) sonra, müslümanlar hala özgürlük
içerisinde, düşüncelerini seslendirmeye devam edebilirler
mi? Müslüman bir kadın, bir korku hissi olmaksızın, hala
İslami giysisi ile dışarı çıkabilir mi? Müslümanlar
Afganistan’a karşı yapılan saldırılar ile ilgili
duygularını ortaya koyabildiler mi? Onlar nazile duasını
okuyabilirler mi?: Ey Rabbim! Amerika ve onlarla işbirliği
yapanları (ve yaptıklarını), Sana havale ediyoruz. Onlar
minberlerden Ey Allah’ım! Senin kulların olan Mücahidlere
yardım et! diyebilirler mi?
Amerika’nın kefaletleri,
eşitlikleri ve özgürlükleri, tamamen sahte ve yalandır.
Onların ideolojisi, asla insanları kaynaştıramaz. Bizim
dinimize göre; ancak kardeşliğimiz gerçektir ve bunun
sütunları tamamlanmıştır. Bizler Kureyş’li bir
muhacirin, kendi kafir akrabasını öldürmekle, Allah’a
yaklaştığı görmekteyiz. Bir Amerikalı, Amerikan
vatandaşı olan bir müslümandan çok, İngiliz vatandaşı
olan bir protestana güvenir. Öyleyse nerede bizim gerçek kardeşlik
bağımız?
Hizb-ut Tahrir Kültüründen [www.hizb-ut-tahrir.org]
|