Batıl Üzerinde Küfür Önderlerinin İttifakı
İslam Kerimov’dan, Hizb-ut Tahrir’in durumu
ile ilgili olarak Moskova ve Washington tarafından desteklendiğine
dair bir söz nakledildi. Amerika ve Rus heyetleri Rusya’nın başkenti
olan Moskova’da toplandılar ve Hizb-ut Tahrir’in aşırı bir
örgüt olduğunu nitelediler.
“(Resulüm) De ki : Ey kafirler! Ben sizin
tapmakta olduklarınıza tapmam.” (Kâfirûn
1-2)
Başbakan Müşerrefin onuruna verilen yemekte
Hindistan başbakanı Narayan yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Öğrencilerimiz, artistlerimiz, yazarlarımız, diğer
profesyoneller ve halkımız sorunsuz bir birleriyle görüşebilsinler
ve kardeşliklerinin sıcaklığını paylaşabilsinler. Bu hedefe
ulaşabilmek için barışçıl bir atmosfer yaratmalıyız ve birbirimize
güven içerisinde olmalıyız. İki ülke arasındaki bağda
şiddeti kaldırmalıyız.” Aynı yemekte başbakan Müşerref
şu açıklamayı yaptı: “İki taraflı düşmanlık içerisinde
kilitli kaldık. Bunun sonucunu da ağır bir şekilde ödedik.
Bizler gelecekteki nesillere yeni bir sayfa açarak, uluslararası
iyi bir ilişkiler kurmayı düşünüyoruz. Geçmişimizin
geleceğimiz üzerinde hüküm sürmesine izin vermemeliyiz. Tarihin
yükünü aşmalıyız. Diğer halklar böyle yaptı. Bizlerde aynı
şekilde hareket etmeliyiz.”
Başbakan Müşerrefe sormak istiyoruz: “Aşmayı
istediği bu tarihin yükü acaba nedir?!” 14 ağustos 2002
Pakistan’ın kafir İngiliz emperyalizminden kurtuluşunun 55.
yılıdır. Pakistan ülkesinin meydana gelmesinde büyük rolü
olan Pakistan Hareketinin, Müslümanların ve Hintlerin aynı
ülkede aralarındaki göz ardı edilemez farklardan dolayı beraber
yaşayamayacaklarını içeren, “iki halk-teorisinden” haberdardı.
Müslümanlar ve Hintler arasındaki farkı gösterebilmek için bu
iki toplumun arasındaki en bariz 14 fark meydana konuldu. En
önemli farklardan biri Müslümanların kesip yedikleri
sığırlara Hintlerin tapmalarıydı. Bu düşüncenin Pakistanlı
Müslümanların Hindistan’a karşı takındıkları tavır büyük
bir rol oynamıştı ve Başbakan Müşerref ve Başbakan Narayan’in
ortaya attıkları bu yeni “kardeşlik” fikrine yol açmıştır.
General Müşerrefin altını çizdiği “tarihin
yükünün” diğer elementleri Hindistan’la olan üç savaş on
binlerce Müslüman’ın şehit edildiği ve sonu gelmeyen Keşmir
tartışmalarıdır.
General Müşerref neden Pakistan ve Hindistan
arasındaki “tarihin yükü” değiştirmek ve şimdi iki ülke
arasında barışçıl ve sağlam bağlar kurmayı istiyor?! Bunun
gerçek sebebi; general Müşerrefin kalbinin yumuşaması değil,
Amerikan siyasetinde yapılan sert değişikliklerdir. Soğuk
savaşın ardından Çin Amerikanın en önemeli global meselesi
haline geldi ve birbirinden çok farklı olan bu iki sistem arasında
görüşmeler başladı. Bir yandan Amerika Çin ekonomisine büyük
yatırımlarda bulundu ki; Çin Devleti dünya ekonomisine yani
Amerikan ekonomisine bağlansın. Diğer taraftan Amerika Çin sınırları
dışında Çin Devletine düşman yaratmayı içeren yeni
siyasetini uyguluyor. Bu yeni siyasetin ikinci başrol oyuncusu
Güney Asya’dır. Amerika Güney Asya üzerinde bu oyunu
oynayabilmek için Hindistan ve Pakistan’ı Çin’in karşısına
güçlü bir blok olarak geçirmeye çalışıyor. Hindistan
Devletinin bir üyesi Pakistan’ın ve Hindistan’ın bir
devlet birliği içerisine girmelerinin gerektiğini söyleyebilecek
kadar ileri gitti. Hindistan medyasına açıklama yapan Başbakan
Müşerref’te ayni şekilde konuştu: “Güçlü bir ortak her
zaman zayıf olan ortağı muhafaza etmeli.”
Bu söylenenleri yapmak için iki ülke fazla
gecikmedi. Artık yapılması gereken iş, sadece iki ülke halkını
yakınlaşmaya ikna etmekti. İşte buda tanınmış Pakistan
liderlerinin ve politikacılarının ekonomik ve askeri platformda
Hindistan’la ilişkilerini pekiştirmek adı altında yaptıkları
yatırımların asıl sebebidir. Şuan Pakistanlı Müslümanlara
sanatçılarla, filmlerle ve müziklerle provokasyon yapılarak
Hindistan kültürü aktarılıyor. İki ülkenin düşünürleri,
habercileri, emekli diplomatları ve askeri personelleri arasında güçlü
yeni bağlar geliştiriliyor.
Ey Pakistan Müslümanları!
Yöneticilerinizin Amerikanın planlarını adım
adım takip etmesine nasıl izin veriyorsunuz?! Onlardan çok farklı
olduğunuz halde Hint kültürünün toplumunuza hatta evlerinize
girmesine nasıl izin veriyorsunuz?! Sizlere 55 yıl boyunca inandığınız;
“iki halk-teorisini” sunan fakat simdi Müslümanların
ve Hintlerin kardeş olduğunu kabul edip ve o şekilde hareket eden
liderleriniz gibi mi hareket edeceksiniz?! Kâfirûn suresinin anlamını
unuttunuz mu!?
“(Resulüm!) De ki: Ey kafirler! Ben sizin
tapmakta olduklarınıza tapmam. Siz de benim taptığıma
tapmıyorsunuz. Ben de sizin taptıklarınıza asla
tapacak değilim. Evet, siz de benim taptığıma tapıyor
değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinimde banadır” (Kâfirûn
1-6)
“İki halk teorisi” zaten başlı
başına yanlıştır. Çünkü bu teori mücahitlerin kanlarıyla
sulanmış Müslümanların geniş topraklarının kapılarını
Hint putlarına Müslümanlara Pakistan adı altında ufacık bir
yer bırakarak sonuna kadar dayıyor. Müslümanların dış
ülkelerle olan ilişkileri kafirlerin çıkarları için değil,
İslam’a uygun ve Müslümanlara kâr sağlayacak şekilde
olmalıdır. Batı kafiri tarafından oluşturulmak istenen
Müslüman ve Hint bloğu her zaman için taşa tapan Hintliler
hakimiyetinde olacaktır. Amerika ve İngiltere Müslümanların
hayata ayrı bir bakış açılarının olduğunu çok iyi
biliyorlar. Bu yüzden hiçbir zaman Müslümanlara güç
vermeyecekler. Çünkü Müslümanlar kendilerinin ve çıkarlarının
karşısında yeni bir global düşman olacaklardır. Hintliler
hakkında ufak bir araştırma yaptık mı onların çok büyük bir
tehlike olmadığını görürüz. Çünkü Pakistan liderleri
Amerika’ya Hindistan liderlerinden daha fazla içtenlikle bağlılık
gösterdiler. Buna rağmen, kısa bir zaman önce Amerika Pakistan
değil de Hindistan taraflısı olmuştu. İşte bu yüzden Pakistan
askeri bütçesi şuan donmuştur ve Hindistan askeri bütçesi
büyümektedir. Hindistan üzerinden cezalar kaldırılmıştır,
fakat Pakistan için bu söz konusu değildir.
Akıllı ve zekalı olan politikacılar Çin’i
Amerikanın karşısına geçirmeye uğraşmalılar ve Amerikanın
kendi çıkarları için kullandığı elindeki oyuncağı olmayı
kabul etmemeliler.
Ey Pakistanlı Müslümanlar!
Bu batı sistemlerini ve bu sistemleri uygulayan
yöneticileri kabul etmemelisiniz. İslamın tekrar dünyaya hakim kılınması
ve Müslüman ülkelerini bir sancak altında toplamak için çalışmalıyız.
Keşmirli, Hindistanlı, Güney Asyalı ve diğer beldelerdeki tüm
Müslümanlar bu çağrımızı işitin! Hindistan, Hilafet
Devletinin önünde bir engel teşkil etmemeli.
Evet! Asya’da bir blok olmalı, fakat Hindistan’ın
oluşturacağı Amerikan çıkarları için çalışan bir blok
değil Müslümanların oluşturacağı bir İslami blok yani İslam
Devleti olmalı.
Asya’da böyle bir devlet oluştuğunda ve Asya’daki
Müslümanlar birleştiğinde diğer devletlerin, Avrupa’nın ve
Amerikanın İslam Devletine ne kadar baş kaldırabileceklerini sanıyorsunuz?
Diğer devletlerle İslam sancağı altında birleşilecektir ve böylece
müthiş bir güç oluşacaktır.
Allah (cc) şöyle buyurmuştur :
“O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar
da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resûlünü
hidayet ve Hak Din ile gönderendir.” (Tevbe 33)