Haçlı zihniyeti
yine hortladı. Yıllardır açığa vuramadıkları içlerinde
gizledikleri kinlerini nasıl da açığa vurdular. Öyle ki, bu
defa başlarınızdaki hain yöneticilerle bir olup, Müslüman
olduğunuz için sizinle açıktan savaşmaktadırlar. Allah
(cc) şöyle buyuruyor:
“Allah, yalnız
sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları
ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi
yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır.” (
Mümtehine 9)
Haçlı zihniyeti Müslümanların
çobanının olmadığı, Müslümanlardan sorumlu bir devletin (İslam
devleti) olmadığı bir zaman da ortaya çıkmıştır. Bugün
haçlı orduları ve zihniyeti karşısında duracak Selahaddin Eyyübi’ler
yoktur. O günlerin acısını içlerinde gizleyen ve hâla
unutamayan kafirler bugün Müslümanlara yönelik haince saldırılarda
bulunmaktadırlar. Saldırdıkları halklar mazlum olduğu gibi
silah bakımından güçsüzdürler. Müslümanların şu an güçsüz
olduklarını bildikleri içinde acımasız her türlü silahlarıyla
katlediyorlar. Sadece öldürme zihniyetine sahip oldukları için,
dünyanın her yanında topluca insanları katletmektedirler.
Afganistan’da olduğu gibi. Katletmekle de kalmayıp çeşitli
hilelerle onların ellerindeki malları gasp etmektedirler. ABD bu
hususta başı çeken haçlı ordularının komutanıdır. Dünyayı
“Ya benim yanımda olursunuz veya onların” diyerek tehdit
etmektedir. Yanında yer almayanları cezalandıracağını, yer
alanlarında para, rüşvet ve kredilerle ödüllendireceğini
ortaya koymuştur.
Müslüman’lar
İslam zihniyetine sahip oldukları için, ne tarihte ne
günümüzde hiçbir masum silahsız toplumu ezmiş değillerdir.
Onlar eli silah tutamayan, yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve aç
insanlara, onların ekili arazilerine saldırmamıştır. Çünkü
Müslümanlar insan ve insani değerleri İslam’ın şemsiyesi
altına alıp korumayı amaçlamışlardır.
Tabi ki; ABD ve onun
kapı kölelerinin karşısında duracak olan yine Müslümanlardır.
Fakat bugün Müslümanlar sayıca çok olan, başakları büyük,
danesi az olan buğday başağını andırmaktadır. Yeryüzünde
1,5 milyar Müslüman’ın olduğundan bahsediliyor. Bunlar yeryüzünde
siyasi hiçbir etkinliği bulunmayan, başlarında çobanın
olmadığı, öz devletlerinden yoksun sadece kuru kalabalıktır.
Bu hali idrak eden ABD ve uşakları elbette ki; kurdun sürüye
saldırdığı gibi saldırmaktadır. Suçsuz insanları öldüren,
salyalarını akıtarak zavallı aç masum Afgan halkına saldıran
bu zihniyet ve cürümleri terörist eylem değilde nedir acaba?!!!
Bir yeri parçalayıp,
sömürmek istiyorlarsa bütün gaddarca planları uygulamaktan
çekinmezler. Senaryoda rol alanları değişebilir. Dün katil
İngiltere idi, bugün Amerika’dır. Bunlar hiçbir kanıta gerek
duymadan, “yeni dünya düzeni” adı altında masum insanları
öldürmek için taarruza geçmişlerdir. ABD ve yandaşları için
Müslümanların kanlarından daha ucuz bir şey yoktur.
Bugün ABD kendisini
yeryüzünde ilah ilan etmiştir. Bunu ABD’nin her çıkışında
görmek mümkündür. “Sonsuz adalet”, “Ya benim yanımda yer
alırsınız, yada onların yanında” diyerek seçeneksiz bırakması
gibi.
Allah’a mahsus olan
bir saadeti kendisine mal eden Bush, ilahlığını ilan ederek,
yeryüzünde “sonsuz adalet” adı altında emirler yağdırmakta
ve uygulanmasını istemektedir. İlahlık ancak Allah’a aittir.
Sonsuz olan O’ dur. Sonsuz adaletin tek sahibinde ancak ve ancak
Allah’tır. Bunlar, ilahlık ilan eden Firavun ve onun gibilerin
akıbetini galiba idrak etmiyorlar. Bu söylenen kelimeler özenle
seçilmiştir, boşu boşuna laf olsun diye ortaya atılmış
değildir. Bu ilahın kulları da aldıkları emirler doğrultusunda
İslam’a ve Müslümanlara acımasızca saldırmaktadırlar.
“Rabbinin sözü,
doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini
değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.”(En-am
115)
Kafir batı,
savaşın İslam’a ve Müslümanlara karşı olmadığını söyleseler
de bu sadece aldatmadır ve işin asıl mahiyetini örtbas
edemezler. Batının zihniyeti tektir. Onlar son söyleyecekleri
sözü önceden söylerler. İtalyan başbakanı Berlusconi; “batı
medeniyeti İslam medeniyetinden üstündür” sözleriyle bu
görüşü doğrulamaktadır.
Açıkça
görülüyor ki; bu savaş İslam’a ve Müslümanlara karşı açılmış
bir savaştır. İslam ümmeti ezilip, yok edilmek istenmektedir.
Yüzlerce, binlerce savunmasız, sivil Müslüman’ın ölmesi
onlar için bir övünç kaynağıdır. Bosna’da toplu mezarlardan
çıkartılan yüzlerce Müslümanın karşısında, Sırpları
ödüllendiren kafirler, Afganistan’da katliamlar işlemekten
çekinecek değillerdir. Batılı İslam’ın yayılmasından, Müslümanların
çoğalmasından korkmaktadır. Onlar için gaye vasıtayı meşru
kılar. Bush bunu sık sık dile getirmektedir. Her devletin kendi içerisindeki
düşmanını temizlemesini istemiştir. Maksat Müslümanların
kıskaca alınmasıdır.
İşte Rusya;
yıllardır Çeçen halkına karşı giriştiği katliamlar. Çin’in
kapalı kapılar ardında, dünyanın pek haberdar olmadığı yüzlerce
Müslüman’ın öldürülmesi. İsrail’in dünyanın gözü
önünde, tanklarla, uçaklarla masum Filistin halkını
bombalaması. Türkiye’nin tek düşman olarak Müslümanları görüp
her türlü İslam’i değerlere ve Müslümanlara saldırısı.
Neden zihniyeti bozuk
olan, Müslümanların başlarına dikilmiş hain, kapı kulları
İslam’a, Müslümanlara saldırıp, bu saldırıların
karşısında ödüllendiriliyorlar?!... Evet bu bir savaştır. Savaştır,
fakat adil olmayan bir savaştır. O hain idareciler ve onları
destekleyenlere sesleniyoruz; “unutmayın ki; bu kötülükler bir
gün size de dönebilir. O bombalar üzerinizde patlayabilir. Aklınızı
başınıza alın. kafirlere kapı kulluğu yapmaktan vazgeçin.
Çünkü batılılar sizi kullanıyor. İşlerine yaramadığınız
an sizleri de aynı kategoriye koymaktan çekinmezler. Tarih bunun
örnekleriyle doludur.
ABD kurulduğu
tarihten itibaren haçlı savaşlarına katılmamış bir ülke
olarak, neden “haçlı seferleri” cümlesini telaffuz etmiştir;
ABD bu cümleyi sarf ederken Avrupalıları yanında görmek istemiştir.
Çünkü haçlı zihniyeti ve orduları Avrupa’nın sahip olduğu
geçmişten gelen bir vasıftır. Onlara tek millet olduklarını
hatırlatmak istemiştir. Hepsinin düşmanı aynıdır. Yani Müslümanlardır.
Müslümanların başlarındaki hain idareciler bunu çok iyi kavradıklarından,
yerlerini garanti etmek açısından onlarla işbirliği yapmaktadırlar.
Bunlar kesinlikle Müslümanlardan değildirler. Eğer öyle olmasa
idi; ellerinde imkanları olduğu halde Afgan halkının yanında
yer almaktan, kafirlere askeri, maddi, hava üslerini, karadan
lojistik destek, ağızlarını kapatarak kafirlere hoş görünmeye
çalışmazlardı.
Cihad elbette vardır
ve İslam’ın bir emridir. Bu kıyamete kadarda devam edecektir.
İman ettim diyenler, tabi ki saflarını belli etmek zorundadır.
Kafirlere karşı top yekün cihada çıkmaları gerekir. ABD haçlı
orduları diyerek savaş alanına çıkıp, Müslümanları
katlediyor, Müslümanlar neden bu savaşa toptan karşılık
vermesinler!?
“İman edenler
Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tâğut (bâtıl
davalar ve şeytan)
yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı
savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır.”
(Nisa 76)
Müslümanların
arkasında, şu an devletleri olmasa da, onlar bu savaşa karşı
koymaya ve anında devletlerini ikame etmeye kadirdirler. Ve yine
onlar; geçmişte nasıl ki Hz. Ömerler, Selahaddin Eyyubiler’i
aralarından çıkmışlarsa, bugünde bu şahsiyeti çıkartacak
yıkılmaz bir İslam ideolojisine sahiptirler. Görecekler ki;
kafirler korkacak ve kaçacak delik arayacaklardır. Yeter ki; Müslümanlar
Allah’a güvensinler, ondan gelen nizamlara kucak açsınlar,
vekil olarak Allah’ı kabul edip ona yönelsinler.
“Allah düşmanlarınızı
sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter, bir yardımcı
olarak da Allah kafidir.” (Nisa 45)
|