Ana Sayfa YIL 12   SAYI 143   ŞABAN 1422   KASIM 2001 E-Mail

HAÇLI ZİHNİYETİ

M. Selam

 Haçlı zihniyeti yine hortladı. Yıllardır açığa vuramadıkları içlerinde gizledikleri kinlerini nasıl da açığa vurdular. Öyle ki, bu defa başlarınızdaki hain yöneticilerle bir olup, Müslüman olduğunuz için sizinle açıktan savaşmaktadırlar. Allah (cc) şöyle buyuruyor:

“Allah, yalnız sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır.” ( Mümtehine 9)

Haçlı zihniyeti Müslümanların çobanının olmadığı, Müslümanlardan sorumlu bir devletin (İslam devleti) olmadığı bir zaman da ortaya çıkmıştır. Bugün haçlı orduları ve zihniyeti karşısında duracak Selahaddin Eyyübi’ler yoktur. O günlerin acısını içlerinde gizleyen ve hâla unutamayan kafirler bugün Müslümanlara yönelik haince saldırılarda bulunmaktadırlar. Saldırdıkları halklar mazlum olduğu gibi silah bakımından güçsüzdürler. Müslümanların şu an güçsüz olduklarını bildikleri içinde acımasız her türlü silahlarıyla katlediyorlar. Sadece öldürme zihniyetine sahip oldukları için, dünyanın her yanında topluca insanları katletmektedirler. Afganistan’da olduğu gibi. Katletmekle de kalmayıp çeşitli hilelerle onların ellerindeki malları gasp etmektedirler. ABD bu hususta başı çeken haçlı ordularının komutanıdır. Dünyayı “Ya benim yanımda olursunuz veya onların” diyerek tehdit etmektedir. Yanında yer almayanları cezalandıracağını, yer alanlarında para, rüşvet ve kredilerle ödüllendireceğini ortaya koymuştur.

Müslüman’lar İslam zihniyetine sahip oldukları için, ne tarihte ne günümüzde hiçbir masum silahsız toplumu ezmiş değillerdir. Onlar eli silah tutamayan, yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve aç insanlara, onların ekili arazilerine saldırmamıştır. Çünkü Müslümanlar insan ve insani değerleri İslam’ın şemsiyesi altına alıp korumayı amaçlamışlardır.

Tabi ki; ABD ve onun kapı kölelerinin karşısında duracak olan yine Müslümanlardır. Fakat bugün Müslümanlar sayıca çok olan, başakları büyük, danesi az olan buğday başağını andırmaktadır. Yeryüzünde 1,5 milyar Müslüman’ın olduğundan bahsediliyor. Bunlar yeryüzünde siyasi hiçbir etkinliği bulunmayan, başlarında çobanın olmadığı, öz devletlerinden yoksun sadece kuru kalabalıktır. Bu hali idrak eden ABD ve uşakları elbette ki; kurdun sürüye saldırdığı gibi saldırmaktadır. Suçsuz insanları öldüren, salyalarını akıtarak zavallı aç masum Afgan halkına saldıran bu zihniyet ve cürümleri terörist eylem değilde nedir acaba?!!!

Bir yeri parçalayıp, sömürmek istiyorlarsa bütün gaddarca planları uygulamaktan çekinmezler. Senaryoda rol alanları değişebilir. Dün katil İngiltere idi, bugün Amerika’dır. Bunlar hiçbir kanıta gerek duymadan, “yeni dünya düzeni” adı altında masum insanları öldürmek için taarruza geçmişlerdir. ABD ve yandaşları için Müslümanların kanlarından daha ucuz bir şey yoktur.

Bugün ABD kendisini yeryüzünde ilah ilan etmiştir. Bunu ABD’nin her çıkışında görmek mümkündür. “Sonsuz adalet”, “Ya benim yanımda yer alırsınız, yada onların yanında” diyerek seçeneksiz bırakması gibi.

Allah’a mahsus olan bir saadeti kendisine mal eden Bush, ilahlığını ilan ederek, yeryüzünde “sonsuz adalet” adı altında emirler yağdırmakta ve uygulanmasını istemektedir. İlahlık ancak Allah’a aittir. Sonsuz olan O’ dur. Sonsuz adaletin tek sahibinde ancak ve ancak Allah’tır. Bunlar, ilahlık ilan eden Firavun ve onun gibilerin akıbetini galiba idrak etmiyorlar. Bu söylenen kelimeler özenle seçilmiştir, boşu boşuna laf olsun diye ortaya atılmış değildir. Bu ilahın kulları da aldıkları emirler doğrultusunda İslam’a ve Müslümanlara acımasızca saldırmaktadırlar.

“Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.”(En-am 115)

Kafir batı, savaşın İslam’a ve Müslümanlara karşı olmadığını söyleseler de bu sadece aldatmadır ve işin asıl mahiyetini örtbas edemezler. Batının zihniyeti tektir. Onlar son söyleyecekleri sözü önceden söylerler. İtalyan başbakanı Berlusconi; “batı medeniyeti İslam medeniyetinden üstündür” sözleriyle bu görüşü doğrulamaktadır.

Açıkça görülüyor ki; bu savaş İslam’a ve Müslümanlara karşı açılmış bir savaştır. İslam ümmeti ezilip, yok edilmek istenmektedir. Yüzlerce, binlerce savunmasız, sivil Müslüman’ın ölmesi onlar için bir övünç kaynağıdır. Bosna’da toplu mezarlardan çıkartılan yüzlerce Müslümanın karşısında, Sırpları ödüllendiren kafirler, Afganistan’da katliamlar işlemekten çekinecek değillerdir. Batılı İslam’ın yayılmasından, Müslümanların çoğalmasından korkmaktadır. Onlar için gaye vasıtayı meşru kılar. Bush bunu sık sık dile getirmektedir. Her devletin kendi içerisindeki düşmanını temizlemesini istemiştir. Maksat Müslümanların kıskaca alınmasıdır.

İşte Rusya; yıllardır Çeçen halkına karşı giriştiği katliamlar. Çin’in kapalı kapılar ardında, dünyanın pek haberdar olmadığı yüzlerce Müslüman’ın öldürülmesi. İsrail’in dünyanın gözü önünde, tanklarla, uçaklarla masum Filistin halkını bombalaması. Türkiye’nin tek düşman olarak Müslümanları görüp her türlü İslam’i değerlere ve Müslümanlara saldırısı.

Neden zihniyeti bozuk olan, Müslümanların başlarına dikilmiş hain, kapı kulları İslam’a, Müslümanlara saldırıp, bu saldırıların karşısında ödüllendiriliyorlar?!... Evet bu bir savaştır. Savaştır, fakat adil olmayan bir savaştır. O hain idareciler ve onları destekleyenlere sesleniyoruz; “unutmayın ki; bu kötülükler bir gün size de dönebilir. O bombalar üzerinizde patlayabilir. Aklınızı başınıza alın. kafirlere kapı kulluğu yapmaktan vazgeçin. Çünkü batılılar sizi kullanıyor. İşlerine yaramadığınız an sizleri de aynı kategoriye koymaktan çekinmezler. Tarih bunun örnekleriyle doludur.

ABD kurulduğu tarihten itibaren haçlı savaşlarına katılmamış bir ülke olarak, neden “haçlı seferleri” cümlesini telaffuz etmiştir; ABD bu cümleyi sarf ederken Avrupalıları yanında görmek istemiştir. Çünkü haçlı zihniyeti ve orduları Avrupa’nın sahip olduğu geçmişten gelen bir vasıftır. Onlara tek millet olduklarını hatırlatmak istemiştir. Hepsinin düşmanı aynıdır. Yani Müslümanlardır. Müslümanların başlarındaki hain idareciler bunu çok iyi kavradıklarından, yerlerini garanti etmek açısından onlarla işbirliği yapmaktadırlar. Bunlar kesinlikle Müslümanlardan değildirler. Eğer öyle olmasa idi; ellerinde imkanları olduğu halde Afgan halkının yanında yer almaktan, kafirlere askeri, maddi, hava üslerini, karadan lojistik destek, ağızlarını kapatarak kafirlere hoş görünmeye çalışmazlardı.

Cihad elbette vardır ve İslam’ın bir emridir. Bu kıyamete kadarda devam edecektir. İman ettim diyenler, tabi ki saflarını belli etmek zorundadır. Kafirlere karşı top yekün cihada çıkmaları gerekir. ABD haçlı orduları diyerek savaş alanına çıkıp, Müslümanları katlediyor, Müslümanlar neden bu savaşa toptan karşılık vermesinler!?

“İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tâğut (bâtıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır.” (Nisa 76)

Müslümanların arkasında, şu an devletleri olmasa da, onlar bu savaşa karşı koymaya ve anında devletlerini ikame etmeye kadirdirler. Ve yine onlar; geçmişte nasıl ki Hz. Ömerler, Selahaddin Eyyubiler’i aralarından çıkmışlarsa, bugünde bu şahsiyeti çıkartacak yıkılmaz bir İslam ideolojisine sahiptirler. Görecekler ki; kafirler korkacak ve kaçacak delik arayacaklardır. Yeter ki; Müslümanlar Allah’a güvensinler, ondan gelen nizamlara kucak açsınlar, vekil olarak Allah’ı kabul edip ona yönelsinler.

“Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kafidir.” (Nisa 45)

YIL 12  SAYI 143  ŞABAN 1422  KASIM 2001

Yukarı