Ana Sayfa YIL 12   SAYI 143   ŞABAN 1422   KASIM 2001 E-Mail

Amerika ve İngiltere, İslam’a ve Müslümanlara Savaş Açıyor

Hizb-ut Tahrir

“Onlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin toplumun kalplerini ferahlatsın.” (Tevbe: 14)

07/10/01 tarihinde küfrün başı Amerika ve onun müttefiki İngiltere, Müslümanlara yönelik vahşi bir savaş başlattılar. Kâbil, Kandahar ve Celalâbad gibi Afganistan’ın büyük şehirlerine, Tomahawk isimli füzeler ve onlarca ton stratejik kitle imha bombalarıyla saldırıda bulunuldu. Bu füze ve bombalar Hind okyanusunda konuşlandırılan savaş uçakları, gemiler, deniz altı ve firkateynlerden fırlatıldı. Bu saldırılarda kullanılan uçaklar ise, cani ve hain yöneticilerin yardımıyla komşu Müslüman ülkelerden uçuş yaptılar.

İslam’ın ve Müslümanların düşmanı olan Amerika ve İngiltere bu saldırıları, çeyrek asırdan beri kasıp kavuran savaşlardan yıpranan fakir, savunmasız mazlum Afgan halkı üzerine düzenlediler. Afganistan hükümetinin Amerika ve İngiltere’ye karşı herhangi bir saldırganlık tutumunda bulunup, savaş ilan etmediği halde bu saldırılar düzenlenmiştir.

Herkesin gözü önünde savunmasız Müslüman Afgan halkına kitle imha silahlarıyla saldırarak ve İslam’la sözde terörizm adı altında savaştıkları halde, kafirlerin bu saldırıyı İslam’a ve Müslümanlara karşı olmadığını iddia etmeleri, dünya kamuoyu önünde acaba ne kadar inandırıcıdır!..

Savaş canisi Bush, 11/09/01 tarihinde Amerika’ya düzenlenen saldırıların ardından, Amerikan halkının intikam duygusunu tatmin etmek ve Amerikanın kaybettiği prestijini tekrar kazanması için Müslümanlara yönelik acımasız bu savaşı gerçekleştirmiştir. Zira anket sonuçları, Amerikan halkının %80’inden fazlası kendilerine yönelik yapılmış olan saldırılara karşılık olarak, askeri harekatın yapılmasını istediklerini göstermiştir. Ayrıca acımasızca sürdürülen bu savaşın diğer bir maksadı ise; Müslümanların İslam Devletine tekrar kavuşmalarını engellemek, Amerikanın ve Batının güdümünden kurtulan Taliban hükümetini devirmektir. Amerika açısından böylesi bir durum, kendi nüfuzuna tehlike arz etmektedir. Gelişen olaylar Pakistan, Özbekistan, İran ve diğer memleketlerdeki Müslüman halklarının kafirlerin tahakkümünden kurtulmasını beraberinde getirecektir.

Savaşın diğer canisi Tony Blair ise, İslam ve Müslümanlara karşı düşmanlık ve kin besleyişi bariz olarak su yüzüne çıkmıştır. Zira o, savaşı kızıştırıcı ve Müslümanlara yönelik katliamlar konusunda lideri olan Bush’tan daha ileridedir. Blair’in İslam’a ve Müslümanlara karşı bu tutumu açık bir düşmanlıktır. Yani, İslam ümmetini hiçe sayarak kin beslemektir. Hem de Müslümanların başlarında bulunan ajan ve hain yöneticilerin gözü önünde. Sanki bu yöneticilerin görevi, ümmetin varlığını ve devletini korumak değil!..

Küfrün başı Amerika, onun müttefiki İngiltere ve diğer kafir devletlerin Afganistan’a düzenlemiş oldukları bu savaş, yeni Haçlı seferleridir. Yalan söyleyerek ve gerçekleri saptırarak terörle mücadele adı altında yaptıkları bu Haçlı seferlerindeki amaçları ise; İslam’ı ve Müslümanları yok etmek, kendilerinin çıkarlarını gözeten Müslümanların başlarında bulunan hain ve ajan yöneticileri korumaktır. Zira bu hain yöneticiler, İslam âleminin doğusundan batısına kadar kafirlerin düzenledikleri bu saldırı için Müslümanlara ait bütün havaalanlarını ve ülke topraklarını kullandırmaktadırlar.

Bu saldırı, Amerika ve İngiltere’nin Müslümanlara ilk düzenledikleri saldırı değildir. Zira daha önce Kuveyt’i ve Kuveyt halkını korumak adı altında, gerçekte ise Amerika, körfezde ki petrol servetini çalmaya devam etmek için İngiltere ve diğer kafir ülkelerle birlikte 1990’da Irak’a saldırı düzenlemiştir. Hâla şu güne kadar da Irak’ın güney ve kuzeyinde günlük hava saldırıları geçekleştirmektedir. Ayrıca onların her ikisi 1948’de Filistin’de Yahudi varlığını kurdurdular. Yahudi varlığına her türlü finans, silah ve nüfuz desteğini sundular ve hâlen sunmaya devam etmektedirler. Müslümanların başına, Müslümanlara sefil bir hayat yaşatacak, batılıların Müslümanların servetlerini çalmalarını sağlayacak, Müslümanların küfür tahakkümünden kurtulup tekrar yeryüzünde İslam hükmüne kavuşmalarını engelleyecek hain yöneticileri musallat etmişlerdir. Amerika ve İngiltere’nin bütün bunları yapmalarının nedeni, İslam ümmetine düşmanlık ve kin beslemelerindendir. Dolayısıyla bunların her ikisi de düşmandır. Savaş durumu onların bütün Müslümanlar arasında kaimdir. Onlara karşı takınılacak tavır şer-i hükümlerin gerektirdiği tavırdır. Bu hükümler, hem onlara hem de Müslümanlara karşı savaşan her ülke için geçerlidir.

“Allah uğrunda sizinle savaşanlarla savaşın.” (Bakara: 190)

Geride kalan zaman bize, Arap ülkeleri başta olmak üzere İslam âlemindeki yönetim çetesi olan yöneticilerin kafirlere ne denli bağlı ve ajan, İslam ümmetine de ne denli düşman olduklarını göstermiştir. Onlar, Müslüman Afganlıları öldürmek için kafirlerle işbirliği yapıp, onlara yardımcı oldular. Kafirlere, her türlü askeri kolaylığı sağlayarak, askeri üs ve havaalanlarını kullanma yetkisi verdiler. Müslümanları öldürmeleri için devlet sırrı olabilecek her türlü istihbarat bilgilerini onlara verdiler. Ayrıca takibe alınmaları için “şüpheli veya sanık” adını vererek, kişilerle ilgili bilgileri aralarında sanki yarışırcasına kafirlere verdiler ve bu savaşın faturasını Müslümanlara çıkartmada ortak oldular.

Ey İslam ümmetinin orduları:

Artık sizin, İslam ümmetine sahip çıkmanın zamanı geldi. Allah-u Teala şöyle buyurmaktadır:

“Ey iman edenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda savaşa çıkın!" denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Dünya hayatını ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır.” (Tevbe: 38)

Siz hiç küfrün başı olan Amerika ve onun müttefiki İngiltere’nin Afganistan’daki Müslümanların evlerini açık bir şekilde bombalayarak nasıl yok ettiklerini, İslam âlemindeki yönetim mafyası olan yöneticilerinde müminlere karşı kafirlerle nasıl dost olduklarını hiç mi duyup, görmediniz?

‘Ey iman edenler! Yahudiler ve hırıstiyanları dost edinmeyin,onlar ancak birbirlerinin dostu olurlar.Kim sizden onları dost edinirse onlardan olur’(Maide 51).

"Ey iman edenler!benim de düşmanım, sizin düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin"(Mümtehine 1).

Artık ümmetin, kafirleri dost edinip, Müslümanlara düşmanlık yapan, yönetim çeteleri şeklinde bulunan bu yöneticilerden kurtulmanın zamanı gelmiştir. Onlara, itaat etmeniz haramdır. Zira size düşen görev, İslam’a ve Müslümanlara vahşice savaş sürdüren Amerika, İngiltere ve onların müttefiklerine karşı koyarak, ümmetin ajan ve hain yöneticilerden kurtulması için çalışmak ve Afganistan Müslümanlarını desteklemektir.

Ey aziz ümmet:

Afganistan veya başka bir Müslümanların beldesine savaş açmak, yeryüzünde bütün Müslümanlara savaş açmak demektir. Kâbil, Şam, Bağdat, Kahire, Mekke veya Cakarta hangi İslam beldesi olursa olsun hiç fark etmez. Zira kafirlerin Müslümanların arasına koyduğu sınırlarının hiçbir kıymeti ve değeri yoktur. Bütün Müslümanların savaş ve sulh durumları birdir. Resulullah (S.A.S) Müslümanlar hakkında Medine vesikasına şunları yazdırmıştır: “Onlar insanlardan ayrı olan tek bir ümmettir,...mümindir, insanlardan ayrı olarak birbirlerinin dostudurlar,...müminlerin sulhu da birdir, bir mümin Allah yolunda bir savaşta diğer müminlerden ayrı olarak sulh yapmaz.”

Hizb-ut Tahrir

H. 22. Recep. 1422

M. 09.Ekim. 2001

YIL 12  SAYI 143  ŞABAN 1422  KASIM 2001

Yukarı