Ana Sayfa YIL 12   SAYI 143   ŞABAN 1422   KASIM 2001 E-Mail

DÜNYADAN KISA HABERLER

Hilafet Dergisi

AMERİKA SİVİLLERİ AÇ BIRAKIYOR

“Kilitlerin ve engellerin yok edilmesi, bununla birlikte eğer doğruysa ele geçirilmesi teklif edilmelidir. Bunun için çalışılmalıdır. Böyle bir yıkım, insanları öldürmek veya boğmak demek değildir. “Konferans masasında ortaya attığımız yüzeysellik ile, mesela pirincin sel sularıyla telef edilmesi gibi yiyecek üretilmediği sürece (bir milyondan fazla) insanın aç kalmasının zamanı gelecektir.” (John Mc Naughton, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Vietnam politikası. Noam Chomsky’nin ‘Arka Oda Gençlerinin Zihniyeti’ isimli 1973 tarihli makalesinden alıntı.)

Bugüne kadar Amerika hep; Afganistan, Irak ve Libya üzerinde yaptırımlar uygulanması ve 1998’de Sudan’daki eş-Şifa ilaç fabrikasının bombalanması gibi sivillere pek çok eziyetlerin verilmesine neden olan işlerin yüklenicisi oldu.

SAVAŞ DEVAM EDİYOR

Birleşik Devletler ordusunun 1890’da 300 Lakotalıyı katletmesinden bu yana, Amerikan kuvvetleri, dünya üzerinde birçok yere yüzlerce defa müdahale etti. Bilinmektedir ki; Amerika İngiltere’den bağımsızlığını kazandıktan sonra 216 defa diğer ülke topraklarına ya asker gönderdi ya da askeri saldırıda bulundu. 1945’ten bugüne kadar tüm dünyada 20’den fazla ülkede açtığı savaşlarda sivilleri katletti. Bugün yine Amerika müttefiki İngiltere ile birlikte, açtığı zulüm savaşında Afganistan Müslümanları üzerine saldırmaya ve bu defa da onları katletmeye hazırlanıyor.

ADANA’DA HİZB-UT TAHRİR OPERASYONU

Adana Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yapılan operasyonda yakalanan Hizb-ut Tahrir adına faaliyet gösterdikleri iddiasıyla DGM’ye çıkartılan 9 kişiden 7’si tutuklandı.

Edinilen bilgiye göre sorgulamaları tamamlanan imamlar Ekrem Uslu ve Cumali Yağmur ile Mustafa Toklu, Mustafa Kurt, Ramazan Kabaklı, Adnan İzgi ve İbrahim Karataş, DGM nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Sanıklar ilköğretim okulu öğretmeni Hanefi Nazlı ile Muhsin İnceler ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu arada, aynı operasyon çerçevesinde örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle jandarma tarafından yakalanan 6 kişinin ise savcılıkta ifadelerinin alınmasına devam ediliyor.

Adana’da düzenlenen operasyonlarda yakalanan, yasadışı Hizb-ut Tahrir örgütü üyesi 15 kişiden 13’ü tutuklandı.

Adana Polisi’nin Jandarma ile birlikte Seyhan İlçesi’nde düzenlediği operasyonda; örgüt adına bildiri dağıttığı gerekçesiyle Mehmet Ali Çelebi gözaltına alındı. Sanık Çelebi’nin sorgulaması doğrultusunda, Hizb-ut Tahrir’le ilişkisi olduğu öne sürülen 10 kişi daha yakalandı. Zanlılar arasında 2 cami imamı ile bir öğretmenin de bulunduğu belirtildi. Yakalananlardan ikisi serbest bırakılırken Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne sevk edilen 9 sanıktan 7’si tutuklandı.

Jandarmanın kentte sürdürdüğü operasyonlar çerçevesinde de Hizb-ut Tahrir örgütünün lideri olduğu belirtilen Mustafa Güler’in de aralarında bulunduğu 6 kişi daha yakalandı. DGM’ye sevk edilen sanıkların mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

BURSA’DA ‘HİZB-UT TAHRİR’E 7 TUTUKLAMA

Bursa Emniyet Müdürlüğü’nün, düzenlediği operasyonda, yasadışı “Hizb-ut Tahrir” örgütüne mensup oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 12 kişiden 7’si tutuklandı.

5 Ekim- Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin çalışmaları sonucu kentin 7 ayrı bölgesinde örgüt imzalı bildiri dağıttıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 12 kişi, emniyetteki sorgulamalarının ardından adliyeye sevk edildiler.

Nöbetçi mahkemeye çıkarılan Bekir Kurtuluş, Nihat Türkoğlu, Ahmet Tayşi, Reşit Şenkan, Nihat Kurtalan, Gürkan Engin, Mithat Bezek tutuklanırken, Cumali ve Ferit Hürriyet, Muammer Çokçalış, Abdurrahman Şenkan ile Hasan Salihoğlu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.

Hizb-ut Tahrir örgütüne mensup oldukları iddia edilen kişilerin Davet-Cemaat-Cihat diye adlandırdıkları üç aşamalı strateji ile “Raşid-i Hilafet Devleti” kurmak için faaliyetlerde bulundukları bildirildi.

Bursa Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, bu örgüte yönelik operasyonların süreceğini bildirdiler.

ANKARA’DA HİZB-ÜT TAHRİR OPERASYONU!

Hizb-ut Tahrir adlı terör örgütüne mensup oldukları ve örgüt adına faliyette bulundukları belirtilen 15 kişi gözaltına alındı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler bir süre önce “Amerika ile birlikte hareket etmek İslam’ın haram kıldığı büyük bir cürümdür” diye bildiri dağıtan Hizb-ut Tahrir örgütüne yönelik dün gece bir operasyon düzenledi. Operasyon sonucu örgüt mensubu olduğu bildirilen 15 kişi yakalandı. Yakalanan kişilerle birlikte örgütsel dokümanlar ve çok sayıda bildiri ele geçirildi. Gözaltına alınan kişilerin sorgulamasının sürdüğü bildirildi.

Hizb-ut Tahrir örgütü adına propaganda yaptığı ve bildiri dağıttığı bildirilen Salih Çınar adlı kişi geçen hafta yakalandıktan sonra Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından tutuklanmıştı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün yasadışı Hizb-üt Tahrir örgütüne yönelik operasyonunda gözaltına alınanların sayısı 21'e çıktı.

Hizb-üt Tahrir örgütünün, "Amerika ile Birlikte Hareket Etmek İslam'ın Haram Kıldığı Büyük Bir Cürümdür" başlığını taşıyan bildiriler dağıtması üzerine düzenlenen operasyon kapsamında gözaltına alınanlardan birinin Türkiye sorumlusu ve bir kamu kurumunda memur olduğu kaydedildi.

İslami esaslara dayalı birleşik bir hilafet devleti kurmayı amaçlayan yasadışı örgütle ilgili soruşturmanın tamamlandığı bildirildi.

ANKARA’DA HİZB-ÜT TAHRİR OPERASYONU DEVAM EDİYOR

Ankara'da, cumhuriyet aleyhine propaganda yapan ve bildiri dağıtan, yasadışı Hizb-üt Tahrir örgütü üyesi 22 kişi yakalandı. Gözaltına alınarak sorguları tamamlanan bu kişiler, DGM'ye gönderildi.

Edinilen bilgiye göre, 28 Ekim günü Ankara'nın çeşitli yerlerinde, "Cumhuriyet Bayramı kutlamaları hem sefihlik, hem de küfürdür" başlığıyla ve Hizb-üt Tahrir adı altında bildiri dağıtıldığı tespit edildi. Bunun üzerine, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı terörle mücadele şube ekipleri, bir operasyon başlattı. Operasyon kapsamında, 22 kişi gözaltına alındı. Yakalanan kişiler sorgulamalarında, örgüt sorumlularının talimatı üzerine bildiri dağıttıklarını ifade ettiler. Emniyetteki sorguları tamamlanan örgüt üyeleri, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne (DGM) gönderildi.

PAKİSTAN'A AB'DEN DE DESTEK

ABD'nin Afganistan operasyonu dolayısıyla, ülke içinde zor günler geçiren Pakistan'a bir destek de, Avrupa Birliği'nden geldi. AB Komisyonu, birlik pazarlarının Pakistan'a daha fazla açılması için bazı önlemler alınacağını bildirdi. Bu önlemler arasında, tekstil sektöründeki kotaların yükseltilmesi ve bu alandaki gümrük vergisinin kaldırılması var.

Komisyonun ticaretten sorumlu üyesi Pascal Lamy, Brüksel'de yaptığı açıklamada, Pakistan ile ticari ilişkiler konusunda kapsamlı bir öneriler paketi hazırladıklarını duyurdu.

Pakistan'ın, 11 Eylül olaylarından sonraki durumunun göz önünde bulundurulduğunu ve konuya öncelik verildiğini ifade eden Lamy, tekstil ve giyim sektörünün, Pakistan'ın AB'ye ihracatının dörtte üçünü oluşturduğunu, bu alandaki kotaların yükseltileceğini bildirdi.

AB pazarlarının Pakistan'a daha fazla açılması için, tekstil ve giyim sektöründe uygulanan yüzde 7'lik gümrük vergisinin, gelecek Ocak ayından itibaren kaldırılacağını anlatan Lamy, bunun, Pakistan'a, yılda 150 milyon euroluk gelir sağlayacağını belirtti.

Tekstil kotalarında da yüzde 15 oranında artış yapılacağını kaydeden Lamy, bunun da, 2004 sonuna kadar, Pakistan'a 150 milyon euroluk bir gelir artışı sağlayacağını bildirdi.

"Ticaretin, barış için bir silah olduğunu" söyleyen Lamy, "Umarım Pakistan'a verdiğimiz bu büyük taviz, bu ülke ile ekonomik ve siyasi bağlarımızın güçlenmesini sağlar" dedi.

ABD’DEN İSRAİL’E KIRMIZI KART

ABD’nin, İsrail’in düzenlediği, Filistinli eylemcileri hedef alan öldürme eylemlerine karşı olduğu bildirildi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Philip Reeker, ABD’de 11 Eylül’de meydana gelen terörist saldırılar sonrasında ilk defa Filistinli bir eylemcinin, İsrail askerlerince düzenlenen operasyonla öldürülmesinden sonra yaptığı açıklamada, “Biz, kişileri hedef alan öldürme eylemleri düzenleme siyasetine karşıyız. Bu konudaki görüşümüz değişmedi” dedi.

ABD’DE ÇATLAK VAR

Beyaz Saray’ın şahin sivilleri, bir an önce kara harekâtına geçilmesini istiyor, askerler direniyor: “Bin Ladin’in yeri bile belli değilken olmaz”

BÜYÜ BOZULDU

ABD’nin, günlerdir masum Afganlıları katlederek “terör” estirmesi, dünyanın gözünü açtı... Belçika’dan sonra, S. Arabistan ve Pakistan da saldırının derhal durdurulmasını istediler. Rusya ise, verdiği desteği gözden geçirmeye hazırlanıyor

DÜNYA “GERÇEK TERÖR”Ü GÖRDÜ

ABD’nin “Haçlı Savaşı” olarak başlattığı ve “terörle mücadele” adına “terörist saldırılar” gerçekleştirdiği ortaya çıkınca, dünya ülkelerinden “isyan” sesleri yükselmeye başladı...

BM İnsan Hakları Koordinatörü Jean Ziegler, milyonlarca sivilin hayatını tehlikeye soktuğu için, saldırının derhal durdurulmasını istedi...
Suudi Arabistan İçişleri Bakanı Prens Naif ise, “Krallığımız terörizme karşıdır, ancak ABD’nin verdiği karşılığı da onaylamamaktadır” dedi.
Pakistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da, “Taliban’ı hiçbir zaman terörist olarak görmedik. Saldırı kısa tutulmalı” denildi.
Rusya Federasyonu eski Başbakanı Yevgeni Primakov ise, “İntikam hareketi, Afganistan dışına çıkarsa, o zaman Rusya, ABD’ye verdiği desteği düşünmek zorunda kalacaktır” dedi. Tüm bunlar, ABD Başkanı Bush’un arkasındaki desteği kaybettiğini ortaya koyuyor.

PENTAGON DA İKİYE BÖLÜNDÜ

Dünya halkları da “devlet terörü”nü görmeye başladı... Daha önce; ABD’nin “misilleme”de bulunmasını destekleyen Fransızların oranı yüzde 78 iken, bu oran, yüzde 49’a düştü... Öte yandan; Taliban’ın, “karşı propaganda” atağı ile “sivillerin katledildiği”ni belgelemesi, İngiltere’yi de, Amerika’yı da ikiye böldü. İkili, kara harekatından endişeli. İngiltere Başbakanı Tony Blair, Ortadoğu’da şiddetin durdurulması için BM kararlarının uygulanması gerektiğini söyledi ve Ortadoğu barışıyla sadece 11 Eylül saldırılarının ardından, teröre karşı koalisyona Arapları da dahil etmek için ilgilendikleri iddialarını reddetti. Blair, 11 Eylül öncesi İsrail-Filistin barışının sağlanması için harcanan çabalara dikkat çekti.

Blair, Usame bin Ladin’in Filistin davasını temsil etmediğini de vurguladı. Usame Bin Ladin’in son günlerde propaganda amacıyla bu konuyu kullandığını belirten Blair, “Bu kişi bir teröristtir ve Filistinlileri de, onların davalarını da temsil etmiyor” dedi. Blair, Usame Bin Ladin’in bu sözlerinin Ortadoğu’da zaten hassas olan dengeleri daha olumsuz biçimde etkilediğini ifade etti.

Blair, Bin Ladin’in, ABD ve İngiltere’nin Filistin davasında çözüm aramalarını da “Arap dünyasına yaranma çabası” olarak nitelediğini hatırlatırken, “Bu da yalan, zira ABD ve diğer bütün Batılı ülkeler 11 Eylül saldırıları öncesinde sorunun çözümü için kollarını sıvamış, ellerinden gelen çabayı gösteriyorlardı” dedi.

ARAFAT: DEVLET DESTEKLİ TERÖRİZMİ DE KINIYORUZ

Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat da Başbakan Blair ile son derece yapıcı bir toplantı yaptıklarını ifade etti. Sözlerinin başında 11 Eylül saldırılarını lanetleyen Arafat, “Her türlü terörizmi, devlet destekli terörizm de dahil olmak üzere lanetliyoruz” dedi.

Terörizm yaratmanın sadece bir ırk, din ya da coğrafyanın işi olmadığını, terörist saldırıların her kesimden gelebileceğini belirten Arafat, İslam’ın sevgi, hoşgörü ve barış dini olduğunu vurguladı. Kur-anı Kerim’in de sevgi ve hoşgörünün önemine işaret ettiğini hatırlatan Arafat, Allah’ın en sevgili kullarının barış ve hoşgörü içinde yaşayanlar kabul edildiğini kaydetti. Arafat, uluslararası kamuoyunun barış için büyük destek verdiğini de hatırlatırken, Başbakan Blair’e bu çabalar çerçevesinde Filistinlilerin yaşadıkları bütün olumsuzlukları anlattığını ifade etti. Yaser Arafat, ilan ettikleri ateşkese tümüyle uyduklarını belirtti ve İsrail devletine, hemen bir araya gelerek kalıcı bir barışı sağlamanın gereklerini yerine getirme çağrısında bulundu. Böyle bir görüşmede aralarında Kudüs sorunu, göçmenlerin durumu, güvenlik meseleleri ve su sorunu gibi konuların bulunduğu bütün sorunların görüşülmesi gereğine işaret eden Arafat, BM kararlarının uygulanması ve İsrail’in işgalinin sona erdirilmesinin de şart olduğunu ifade etti. Arafat, “Böylece hem bizim çocuklarımız, hem de İsrail’in çocukları barış içinde yaşasın” dedi.

Filistin lideri, Başbakan Tony Blair ile yaptığı görüşmenin ardından İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw ile de bir araya geldi. BBC’ye demeç veren Straw, “Filistin devleti barışa giden yolda tanınmalı” dedi.

Straw, Mitchell planının uygulamaya sokulamadığını da belirterek, “Bundan sonra her iki taraftan da çok daha etkin adımlar atmalarını bekliyoruz” ifadesini kullandı.

Mitchell planında, şiddet olaylarına son verilmesi ve görüşme masasına oturmadan önce karşılıklı güven artırıcı önlemler alınması öngörülüyor.

WASHİNGTON-ABD’NİN YENİ TERÖRLE MÜCADELE YASASININ DA YARDIMIYLA, İSTEDİĞİ HER BİLGİSAYAR KLAVYESİNDEKİ VURUŞU İZLEMEYE ALACAĞI BELİRTİLDİ

ABD Başkanı George W. Bush, terörizmle mücadele yasasını, Cuma günü imzalamıştı. Buna göre, ABD Adalet Bakanlığına bağlı Federal Soruşturma Bürosu FBI yetkililerinin, izleme ve dinleme faaliyetleri inanılmaz ölçüde genişletildi. Bush`un imzasının kurumasını beklemeden ve haftasonu olmasına bakmadan Washington`daki en üst düzey hukukçular, ülkedeki federal savcılara, 30 sayfalık bir e-mail göndererek, hükümetin, yüksek teknoloji aletlerinin nasıl kullanılacağını anlattılar. Amerikan basınına yansıyan e-mailde, sadece bir yargıç tarafından verilecek izinle, şüphelinin e-mailleri, hatta bilgisayar klavyesine her vuruşu, özel bir sistemle takip edilecek. Polis, üç aydan fazla bir süre boyunca, gizlice bir kişinin evinde çeşitli defalar arama gerçekleştirebilecek. Şüphelinin bilgisayarının içine, izlemeyi kolaylaştırıcı aletler yerleştirilebilecek. Bu sayede, başka türlü keşfedilmesi neredeyse imkansız olan, gizli dosyalara giden şifrelerin de çözülmesi bekleniyor. Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA`in de, özellikle Arapça dilinde bütün dünyada yayın yapan televizyon ve radyo yayınlarını, uzmanların izlemesi için İngilizceye çeviren programlar geliştirdiği belirtiliyor. Ancak bu sistemin, her beş kelimede bir hata yaptığına da dikkat çekiliyor.

11 EYLÜLDEN BU YANA ABD İLE MÜTTEFİKLERİ ARASINDAKİ EN BELİRGİN ANLAŞMAZLIKLARDAN BİRİ SUUDİ PRENSİ NAİF’TEN GELDİ

Naif, Suudi Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada ABD’nin teröristleri, bombardıman yapmaksızın etkisiz hale getirmesi gerektiği yönünde görüş bildirdi. Naif, “Bu bombardıman masum insanları öldürüyor. Bundan hiç memnun değiliz” diye konuştu.

Prens Naif’in bu açıklamaları, bölgedeki siyasi desteğini korumak isteyen ABD’nin üstündeki diplomatik baskıyı artırdı. Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref ile İslamabad’da görüşen Dışişleri Bakanı Colin Powell da, Pakistan’ın kendilerine verdiği desteği överek askeri ilişkileri güçlendirmeyi taahhüt etti.

Ancak Powell’ın ziyareti sırasında Pakistan’daki protestolar, Müşerref’in ABD’ye daha fazla destek veremeyeceğini ortaya koydu.

PAKİSTAN’DAKİ İÇ KARIŞIKLIK

Pakistan İçişleri Bakanı Muiniddin Haydar, Afganistan’da ABD öncülüğünde yürütülen savaşın uzamasının, Pakistan’daki iç karışıklığın önlenmesi çabalarına zarar vereceğini söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile görüşen Haydar, can kayıplarının artması ve savaşın uzaması halinde, Pakistan’ın “bazı kurumlarının” bundan zarar göreceğini belirtti.

BÖLGEDE TANSİYON YÜKSELİYOR

10 aylık ateşkesi bozan Hindistan’ın dün Keşmir’de ateş açması ve 1 kişinin ölmesiyle bölgedeki gerilim yeniden tırmandı. 11 Eylül’den beri en sert açıklamasını yapan İran Dini Lideri Ayetullah Hamaney de ABD’nin Taliban’a karşı düzenlediği harekatın, “tüm dünyayı savaşın içine doğru çektiği”ni ifade etti.

ANALİSTLER, SUUDİ ARABİSTAN’DA DA OPERASYONA TEPKİNİN GİDEREK ARTTIĞINA İŞARET EDİYORLAR

Reuters’ın görüşünü aldığı Riyadlı bir kişi, bu kadar kısa zamanda sempatinin öfkeye dönüşmesine inanamadığını anlatıyor. 11 Eylül’den beri Riyad yönetimi, kendi hava sahasından Afganistan’a karşı düzenlenecek operasyonlara izin vermedi. Prens Abdullah, Başkan Bush ile görüşmekten kaçındı, Müslüman din adamları ABD’ye karşı fetva yayınladı, 11 Eylül soruşturmalarında Suudi bağlantısı aranması ABD’ye karşı tepkiyi artırdı.

New York Times gazetesinde Pazar günü yer alan bir haber, ABD’nin bu konudaki duygularını dile getirdi. Suudi Arabistan’ın tutumunu ‘zararlı’ olarak nitelendiren New York Times, yıllardır yürütülen “olumsuz” pazarlığın -Suudi rejiminin petrol akışı karşısında koruması- artık ‘savunulamaz’ olduğunu yazdı.

Washington’a bulunan Amerikan Yatırım Enstitüsü’nde Ortadoğu çalışmaları direktörü David Wurmser, ABD’nin bölgedeki politikasının tamamıyla Suudi Arabistan üzerine kurulu olduğuna işaret ederek, “Eğer duyduğumuz her şey doğru ise tehlike ile karşı karşıyayız” öngörüsünde bulundu.

Wurmser savaşın tekrar gözden geçirilmesi gerekeceğini, Suudi desteğinin çökme ihtimaliyle paralel olarak Pakistan’ın da geri adım atabileceğini savundu.

ARAFAT KAN BAĞIŞI YAPTI

Amerika’da binalar bombalanınca Arafat hemen kan bağışı yaptı. Halbuki, Amerika tarafından beslenen Yahudiler her gün Filistin de bir kaç Müslüman’ı öldürüyor ve bir çok Müslüman’ı yaralıyorlar. Arafat hiç bir zaman onlara bir kan damlası bile bağışlamış değildir.

10/10/01’de Filistin’de Amerika’ya karşı ve Afganistan’daki kardeşleri için Müslümanlar yürüyüşler düzenleyince Arafat polisi bunları dağıtmak için bunlara Yahudiler gibi saldırıp bu Müslümanlardan 3 kişi öldürdüler ve bir çok kişiyi yaraladılar.

HAİN İDARECİDEN ABD’YE TAM DESTEK

12/10/01’de BBC şu haberleri nakletti: Azerbaycan Amerika’ya tam desteğini göstermek için El-Kaide örgütüne mensup olabilecek bir Mısırlı Müslüman’ı Mısır’a teslim etti. Bu haberle birlikte şu haberi aktardı: Öte yandan geçen ağustos ayında Azerbaycan emniyet teşkilatları Hizb-ut Tahrir’e bağlı olan bir grup kişilerin tutuklandığı haberini verdi. (Sayının ne kadar olduğunu söylemedi). Bunların milli emniyeti tehdit ettiklerine dair ithamlar yöneltildi.

Pakistan da Müşerref rejimi Müslümanların Afganistan’a girip kardeşleri yanında cihad etmelerini engellediği gibi yürüyüşleri düzenleyenlere ateş açarak bir kaç kişiyi öldürdü ve bir çok kişiyi de yaralamıştır. Aynı anda Müslüman memleketi olan Pakistan’ın topraklarını Amerika’ya açıyor ve Afganistan’daki Müslümanları öldürmeye müsaade ediyor. Müşerref Atatürk’ü örnek edindiğini daha önce açıklamıştı. Atatürk’ü örnek alan kimseden başka ne beklersiniz.

ABD VE İNGİLTEREYE DESTEK VEREN MÜRTED VE KAFİR OLUR

Suudi Arabistan’da Riyada yakın Beride adlı yerde oturan Hammud bin Ukula Eşueybi adlı bir hoca şu açılamada bulundu: “Amerika’ya ve İngiltere’ye destek veren mürted ve kafir olur.”

Suudi Arabistan rejimi bu alimi soruşturmaya aldı. İkinci Körfez savaşında buna benzer bir fetva vermiş ve akabinde hapse atılmıştı.

YIL 12  SAYI 143  ŞABAN 1422  KASIM 2001

Yukarı