Beyrut’taki selefi
gibi, Kahire’deki Amerikan Üniversitesi (www.aucegypt.edu)
de İslam topraklarının kalbinde, kurulan bir küfür
merkezidir. İslam Ümmeti’nden birçok gencin zihni, bu
Amerikan kurumunun bir sonucu olarak, küfür fikirleriyle
kirletiliyor. Amerikan Üniversitesi vasfıyla, Mısır
devletinin kontrol mekanizmalarından bağımsız olarak;
kendi müfredat programını uygulayabiliyor ve bundan
ötürü, kendi öğrencilerine tamamen katışıksız küfrü
sunabiliyor. Kentin gençlerin üzerindeki etkisi ise, oldukça
büyüktür. Mezunlarının çoğu, sorumluluk ve karar alma
mevkilerine yerleştiriliyor. Kişisel özgürlükler, (kız-erkek)
karışık eğitim ve küfrün siyasi mefhumları ile Kahire
kentinin antik yerlerinde, parklarda ve alışveriş
merkezlerinde düzenlenen eğlence partileri ve gösterileri
gibi, küfrün yansımaları; özellikle onlara benzeme,
sefahat (zamparalık) ve serbestçe (kız-erkek) karışımını
özendirmekte ve cesaretlendirmektedir. Bu iğrenç pislikten
ziyade Nil ırmağının üzerinde yüzmeler, bu batılı
kişiliklerin kendi gerçek yüzlerini gizlemeleri ve Kahire
halkının (kötülük düşünmeyen) saflıklarını sömürmeleri
de işin diğer bir yönüdür.
Kahire’de Vali Amr
ibn el-As (ra) tarafından inşa
edilen İslam’ın ikinci mescidinin ve İslam’ı öğretmek
için kurulan dünyanın ilk üniversitesi olan Cemiat
el-Ezher’in bulunduğu bir yerdir. Alay edilircesine
bugün Kahire, yukarıda bahsettiğimiz gibi kurulan Amerikan
kurumları vasıtasıyla, İslam toprakları üzerindeki
küfür merkezlerinden biri haline getirilmiştir. Şimdi ise,
Ezher Üniversitesi onların hizmetindedir. Amerika, Müslüman
kitlelerin zihnini, fesada uğramış kapitalist ideolojisiyle
tahrip ederek kazanamayacağını fark edince; Avrupalı
oryantalistlerin yolunu izlemeye karar vererek, Müslümanlar
üzerinde hakim olan İslami mefhumların anlaşılmasını engelleme
ve saptırma cihetine yöneldi.
Son zamanlarda Amerika,
sömürgecilikle dünyanın hakimiyetini ele geçirme girişimlerindeki
ümitsizliği ve sonunun yaklaşmasına dair endişesinin
artması üzerine, İslam Akidesi’ni hedef edindi. Ezher
Üniversitesi’ndeki kaynaklar, öğretim kadrosu tarafından
gözden geçirildi. Sonra, Amerika onlara Tevhid (İslam
Akidesi) öğretimini azaltmaları talimatını verdi ve müfredata
yeni bir ders ekledi: Batı Kültürü’nün Yanlış
Anlaşılması!
Bu, herhangi bir derin
anlayışla sonuçlanmayacaktır. Verilen bu yeni eğitim
demokrasi, özgürlükler, serbest piyasa politikaları ve
insan haklarına ilişkin bol miktarda çıkmazı içerisinde
barındırmaktadır. Üstelik bu, çok kötü bir biçimde,
Ezher şeyhlerinin (zaten halen yaptıkları gibi) Kur’an ve Sünnet
hakkında daha fazla çarpıtma yapmalarını da
gerektirmektedir. Şehid’ul Vatan (vatan şehidi) gibi küfür
mefhumlarına, kendi temel sınavlarında yer veren bir
üniversitenin ve onun hocalarının, İslami öğretime zarar
verip, küfür fikirlerini pazarladıklarını görmek
şaşırtıcı olmamalıdır. Zaten uzun süreden beri bu işle
meşguller. Bununla beraber Müslümanların, Amerika’nın
İslam’a karşı başlattığı hilekar saldırısını ve
onun gerçek yüzünü görmekte, daha uyanık olmaları
gerekmektedir.
Bu arada Amerika’nın
talimatı sadece Ezher’e has değildi. Orta Doğu’daki
diğer Arap üniversitelerine de bu direktif verildi. Sadece
Suudi üniversitelerinin bu siparişi reddettikleri haber
verildi. Yazıktır ki; Suudi üniversiteleri de Tevhid ilmini
tatbik edilmek üzere değil, sadece ezberlenen akademik bir
konu olarak öğretmektedir. Bundan dolayı bu talimatı
reddetmek, yapılan ufak bir değişikliği kabul etmemektir.
Gelinen noktada bizler,
Resulullah (sav)’in ümmetinin
iyiliği hakkında uyardığı şu iki hususu çok açık bir
şekilde idrak edebiliyoruz. Efendimiz (sav)
şöyle dedi: “İki insan vardır. Eğer onlar iyi olursa,
ümmet iyi olur. Eğer onlar kötü olursa, ümmet kötü olur.”
Sahabe (ra) sordu: Kimdir
onlar, Ey Allah’ın
Resulü? Efendimiz (sav)
şöyle cevap verdi: “Liderler
(yöneticiler) ve alimlerdir.”
buyurdu.
İslam Ümmeti, mefhumlarımıza ihanet ederek
bizi yönetenleri ve ilimleriyle onların bu ihanetlerine
ortak olanları gördüğü zaman kendi dinini, hayatını ve
şerefini korumak için harekete geçmek zorundadır. Bu gibi,
İslam ümmeti üzerine bir ahtapot gibi yapışmış olan
hain liderleri kovmalı ve küfür sistemlerini ortadan kaldırmalıdırlar.
Yerine Allah’ın indirdikleriyle hükmeden gerçek liderliği,
Raşidi Hilafeti kurmalıdırlar. Allah’ın
Resulü (sav) şöyle dedi: “Eğer
ümmetimin zalime “Sen bir zalimsin”
demekten korktuğunu görürseniz, (bilin ki) bu ümmete vedadır.”
(Ahmed bin Hanbel, Taberani, el-Hakim ve el-Beyhaki)
Ey Allah’ım! Bunu, kulak verilen bir
uyarı kıl.
|