Ana Sayfa YIL 15  SAYI 179-180  ŞEVVAL-ZİLKADE 1425 / KASIM-ARALIK 2004 E-Mail

TAYLAND/PATANİ'DEKİ KATLİAM İSLAM'LA SAVAŞ'IN BAŞKA BİR CEPHESİDİR

Mehmed SAKİN (29.10.2004)

ABD Başkanı Bush’un haçlı seferlerini ilan etmesinin ardından dünyanın çeşitli kesimlerinde sistematik olarak bir savaş yürütülmektedir. Savaş alanları farklı olmasına rağmen işlev aynıdır. Savaşın taktiği, üslubu, sadece Müslüman kesimi içermekle birlikte uygulanış şekli her yerde aynıdır. Yani Amerikan modeli bir savaş Müslüman beldelerinde ateşini yakmaktadır. Bu savaşın içerisinde her tarafta Amerikan askerinin olması şart değildir.

Şart; benimsenen taktiğin Amerikanca olmasıdır ve Amerika’yı razı etmesidir. Bu olaylar Amerikanın dünyanın sıcak bölgeleri dediği İslam coğrafyası/Orta Asya’dan Güney Afrika’nın diğer ucunu kapsayan çizgide devam etmektedir.

Dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanlara karşı işlenen katliamlar ve saldırıların Amerikan teröründen kopuk olduğu düşünülemez. Saldırılardaki benzerlikler ve işkenceler bunun açık kanıtlarıdır.

Bunun bir örneğini Müslümanlar geçtiğimiz günlerde Tayland / Patani’de yaşamışlardır.

Filistin’deki, Bosna’daki, Irak'taki, Afganistan’daki, Sudan’daki, Keşmir’deki Tayland / Patani'deki ve diğer İslam beldelerinde kanlı senaryolar tek elden üretilmektedir. kİ; Afganistan’da kapalı kamyonlarda havasız bırakılarak katledilen onlarca Müslüman'ın katlinin aynısını Tayland / Patani’de Müslümanlar yaşıyor ve bu olay karşısında dünyanın sesi çıkmıyor.

İslam dünyasının çeşitli kesimlerinde yapılan bu gibi terör pazarlamacılığı ne yazık ki rağbet görmektedir. Her ülke bu senaryo ile pirim yapıp ödül alma peşindedir. Bu işe, Kafir ülkelerin hepsi dahil olduğu gibi Müslüman beldelerdeki hain idarecileri de eklemek mümkündür. Pakistan lideri Müşerref gibiler yaptıkları işlerden dolayı Amerika tarafından açıkça ödüllendirildiği herkesçe bilinmektedir.

Bu saldırılar İslam ümmetinin tümünü kapsayan şekilde cereyan ediyor. İslam beldesinin ve Müslümanların hiç biri bu saldırılardan beri değildir. Bunun iki alanda gerçekleştiğini görüyoruz.

Birincisi; bilfiil işgaller ve doğrudan katliamlar; Irak’ta Afganistan’da, Filistin’de vb. yerlerde gerçekleşmektedir. İşte, Tayland / Patani’de yaşanan olayda temiz, zarif Müslüman bedenlerinin dünya kamuoyu önünde, önce yerlerde süründürülerek tekmelenmesi ve daha sonra gayri insani bir muameleye tabi tutularak kamyonlar içerisine sıkıştırılıp yüzlerce kişinin katledilmesi…

Saldırıların bölge ayırımı yapılmadan bütün Müslümanları kapsadığı gayet açıktır.

Patani Tayland'ın güneyindeki eski Patani Sultanlığı'nın topraklarında yaşayan Malay Müslümanlarıdır. Filistin’de, Bosna’da olduğu gibi onlarda etnik soykırıma, inançlarından dolayı saldırılara maruz kalıyorlar. Budist Tayland yönetimi onların Ramazan ayı içerisinde olduklarını, oruçlu olduklarını bile bile bu zulmü işlemiştir. Tayland hapishanelerinde işkence ile öldürülen, kaybolan, kurşunlanan Patanili Müslümanların konumu Filistinli Müslümanların konumundan farklı değildir. Şaron nasıl öldürmekten, zulmetmekten zevk alıyorsa, Tayland Başbakanı Thaksin Şinavatra’da aynısıdır. Şımarık, pis kafir; "büyük iş başardıkları" için askerlerini kutlamaktan kendini alamıyor.

Kadın-erkek ayırımı yapılmadan her gün Müslümanların öldürüldüğü Tayland’ta yaklaşık 5 milyon Müslüman bulunmaktadır.

İngilizlerin Atatürk’le birlikte İslam Devleti Hilafeti yıkma çalışmalarını yaptıkları dönemlerde bölge Malezya bölgesinden koparılarak 1902'de İngiltere ile yapılan bir anlaşma sonucu Tayland'a bağlandı. Bugünkü Malezya’nın bir parçası olması gereken Patani, Tayland'a verilmiştir. Tıpkı Kıbrıs’ın İngilizlere terki gibi.

Tayland’da ABD'nin en büyük askeri varlığı bulunmaktadır. ABD'nin Irak işgalinde de yakın müttefiklerinden olan Tayland, öldürdüğü Müslümanlar karşılığında askeri yardımlar almaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun yıl dönümünü kutlarken Hilafetin ortadan kaldırılması ile ümmetin bu günkü düştüğü hali görmezlikten gelmektedir, bu olayı kınamaya dahi cesaret edememektedir. İşlenen bütün bu katliamlarda bu devletin katkısı vardır. Çünkü onun yolu ile ümmet sahipsiz kalmıştır. Bu sahipsiz kalış ki, tarihte belki bunun bir örneği dahi yaşanmış olsun. Bu sahipsizlik kafirlerin elinde Müslümanları haysiyetsiz kıldı. Bu sahipsizlik en korkak milletleri dahi Müslüman katliamı yapmada cesaretli kıldı. Bundan dolayı İslam coğrafyasının her köşesinde periyodik/düzenli olarak Müslümanlar öldürülüyor veya horlanıyor.

Sahipsizlik, haçlı çapulcularının savaşını Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika'da, Güneydoğu Asya'da sürdürmesini sağladı. Yani İslam Ümmeti tümden hedef alındı.

İkincisi; İslam ümmetinin değerlerine saldırı ki; bu dünyanın her yerinde sergilenmektedir. 11 Eylül hareketinden sonra Müslümanlar ve İslam her yerde bu saldırılardan nasibini almaktadır. Eğitim alanlarından iş yerlerine kadar, devlet dairelerinden caddelerin her köşesine kadar Müslümanlar sistematik bir baskı altına alındı. Fransa’nın okullarında başörtüsünü yasaklaması, Pakistan’ın medreseleri kapatıp laik eğitim alanlarına çevirmesi, Patani'deki medreselerde İslamî eğitimin yasaklanıp kapatılması, CIA elemanlarını Patanili Müslümanların medreselerinde İslam dersi vermeye kalkışmaları bu saldırılardan sadece bir kesittir.

Biz biliyoruz ki; ümmet tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Eğer İslam ümmeti yerinde başka bir ümmet olsa idi bu kadar baskı ve saldırılara elbette tahammül edemezlerdi. Ümmeti bu denli dayanıklı kılan şey sahip oldukları akideleridir. Onları zayıf kılansa akidelerinden neşet eden hükümlerden uzak olmalarından dolayıdır. Bunu bilen kafirler fırsatı ganimet bilerek Müslümanlara saldırıyorlar ve onları akidelerinden uzaklaştırmanın yollarını arıyorlar. Fakat nafile…

Bu ümmet İnşallah geçmişte olduğu gibi bu zorlu günleri atlatacaktır. Onlar İnşallah en yakın zamanda kalkanlarına kavuşacaklardır.

Patani’de hunharca katledilen kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Sabırsa geride kalanlar için…

Allah’ın laneti ise; eli kirli, Budist kafirlerine ve bu gibi olaylarda susan Müslümanların başlarındaki hain yöneticilerine olsun. Allah sizi kahretsin!...

Selamsa; ümmetin gören gözü, tutan eli olup yeniden izzet ve şerifine kavuşturmak için o günün aşkıyla amel edenlere olsun…

YIL 15  SAYI 179-180  ŞEVVAL-ZİLKADE 1425 / KASIM-ARALIK 2004

 

Yukarı