Ana Sayfa YIL 15  SAYI 181  ZİLKADE/ZİLHİCCE 1425 / OCAK 2005 E-Mail

Asya depremi bütün dünyadaki insanları sarstı, fakat Batı yönetimleri kaba yardım jestleri ile onları yanıltmak istemekteler

Hilafet Dergisi

26 Aralık Pazar günü sabah 8 sularında, Hint Okyanusunun derin deniz dibine, Allah (cc), ilahi seslenişi ile, şiddetli bir şekilde sallanmasını emretti.

Ve O’nun emri ile bu dünyanın sallanışı kuvvetli dalga hareketine dönüşüp uğuldayarak denizin ortasından saatte 500 km hız ve 10larca metre yüksekliğe ulaştı ve ta ki kıyıya yakın olan kıtanın şehir ve kasabalarına yükselen gel-git olayı ulaşana kadar.

Dalgalar Hindistan, Endonezya, Malezya, Sri Lanka, Tayland, Burma ve Afrika’nın doğusundaki bir çok ülkelere beraberinde harabeleri sürükleyerek ulaştı.

On binlerce insan hayatlarını kaybetti ve yüz binlerce insan evlerini terk edip geriye yıkıcı hastalıkları ve açlığı bıraktılar.

Muhakkak ki, yalnızca Allah (cc) kara ve denizi isteğine göre yönlendirebilir, ve yine yalnızca o hayatı/canları alabilir ve ürünlerini yalnızca O üretebilir.

Bu olayın büyüklüğü; onlara ki, Allah (cc) Rahman ve Rahim olduğunun ve itaate laik olanın tek “O” olduğunun şahitliğini yapanlara bir hatırlatma görevi içermektedir.

Ve Allah (cc)’nın rahmeti ile dünyanın her yerinde bulunan Müslüman ve kafirler bütün insanlığı kolaylıkla kuşatabilen bu kuvvetle sarsıldı. Çokları, yaratıcılarına bağlı olduklarını ve yalnızca Allah (cc)’nın izni ve rahmeti ile yaşadıklarını anladılar/hatırladılar.

Aynı zamanda bizler, kendilerini pislik ve kötülüklerinde aşmaya başlayan insanların da şahidi olduk. Batı güçleri hiç zaman kaybetmeden üzüntü, sorumluluk ve Asya depreminin zararına uğrayan insanlara en hızlı bir şekilde yardım ve destek vereceklerini bildiren büyük konuşmalar düzenlediler.

Halbuki, bu batı yönetimlerinin ‘Holywood’ insancıl gösterilerine göz attığımızda içerisinde önemli bazı büyük gerçeklerin olduğunu görürüz.

1. Bu insani felaket yeni bir fenomen değil -1/3 insanın ölümünü kapsamakta- oysa senede 18 milyon insan bunu (çoğunluğu kadın ve çocuklar) yoksulluğa borçlu, bunun sebepleri olan açlık, ishal, zatürree vs. çok kolay ve ucuz bir şekilde yardımla tamamen halledilebilir.

2. 2003 Birleşmiş Milletler (UN) globalleşme döneminin beraberinde geniş eşitsizlik boşluğu ile yoksulluk derecelerini getirdi ki, burada dünyanın yüzde beş zenginleri yüzde beş fakirlerin gelirinin 114 kat fazlasına sahipler.

3. Global kapital sistemi zenginliğini sadece birkaç kişide bulundurmakta ve yaklaşık dünyanın yarısını günlük 2 dolardan azla yaşamaya (ki bu dünya genel pazarının yüzde 1,25’i) mahkum etmekte.

4. 1998’de, dünya bankası IMF ve diğer uluslararası kurumlar Endonezya’ ya 50 milyon dolardan fazla borç verdiler. Fakat bu miktarla birlikte kısıtlama kanunlarını da verdiler. IMF bir yaşam şekli dayattı ki, bu kritik durumu daha da vahimleştirdi. Dünya bankasına rağmen, 1997-1998’de Endonezya’da yoksulların sayısı ikiye katlandı.

5. Washington’da bulunan Dünya Bankası görevlisi Prof. Jeffrey D. Sachs şöyle konuştu: ‘IMF bütçe eksikliğinin makro-ekonominin sabitliğinin korumak için kısıtlanması gerçeğini başlattı. Bunun için kendi halkını bile doyuramayan ve daha da yoksullaşan ülkeler gelirlerini IMF’ye vermek zorundadır. Buna gerekçe olarak IMF, suçun sağlık ve eğitim bakanlıklarının aşırı harcamalarından kaynaklandığını ısrarla tekrarlamaktadır.’

6. Üst düzey bir görevlinin şubat 2004’de Addis Ababa’da yapılan kalkınma toplantısında belirttiği bir görüş: “Bağışta bulunanlar tehlikeli bir oyun oynuyorlar. Yapılan yardımlar son derece yetersiz ve ağır şartlara bağlı, dolayısıyla güvensizlik meydana getiriyor yardım yapılan ülkelerde. Sonra da çok değerli bir müttefikmiş gibi davranıyorlar, neticede yardım yapan ülkeler şaşırıyor arada meydana gelen güvensizlikten dolayı.”

SONUÇ

Batı yönetimlerinin özellikle de Amerika ve İngiltere, kendi inisiyatifleri üzerine Irak’tan büyük faydalar elde edebilmek için meydana getirdikleri felaketlere rağmen depremzede ülkelere yardım etmek isteyişi ne kadar da adice bir gösteriştir.

Son birkaç yüzyıldır Batı yönetimi, dünya hazinelerini kendi ellerinde bulundurarak global kapital sistemini garanti altına aldıklarını zannetmekteler. IMF ve diğer dünya bankalarını kullanarak yoksul ülkelerdeki açlığı ve fakirliği gidermeye çalışmaktalar.

Bu depremin mağduru olan ülkeler önce de yeterince büyük yoksulluk ve açlık çekmiş olduklarından dolayı bu felaketi de hazır bir şekilde karşılayamadılar. Global kapital sistem IMF gibi dünya bankalarını kullanarak sürekli yoksulluk yaşayan devletleri açlığa mahkum etmelerine rağmen onlara bu depremde yardıma koşmak için acele ediyorlar.

Batı, felakete uğrayan devletlere yardıma koşmadan önce (ki bu yardım hipokrat standartlarını biraz aşmakta olsa da) kendilerinin geri kalmış ülkelerdeki oluşan insani felaketlere sebep olduklarını bilmekteyiz.

Geri kalmış devletler ancak bütün kapital sistemlerin ortadan kalkmasıyla ve Batı’dan bağımsızlaşmalarıyla sürekli devam eden bu zilletten ve yoksulluktan kurtulacaklardır.

YIL 15  SAYI 181  ZİLKADE/ZİLHİCCE 1425 / OCAK 2005

 

Yukarı