Ana Sayfa YIL 15  SAYI 181  ZİLKADE/ZİLHİCCE 1425 / OCAK 2005 E-Mail

MESCİD-İ AKSA'DAN BİR HUTBE...

Çeviren: O. Tarık Ziyad

ŞEYH İSAM ÜMEYRA’NIN 17/12/2004 TARİHLİ KUDÜS’TEKİ AL_AQSA MESCİDİNDE İRAD ETTİĞİ HUTBEDEN ALINTILAR

BÜYÜK FIRSAT YILI

Amerika Birleşik Devletleri 2005 yılını büyük fırsatlar yılı olarak ilan etti. Zira bu 2005 yılı içerisinde Iraklı direnişçilerin işini bitireceklerini, Filistin ve Irak’ta seçim gerçekleştirerek Afganistan Karzai'si gibi kukla birini başa getirip işgal güçlerine diz çöktürülmekle bu iki beldedeki siyasi kontrolü tamamen ellerine geçireceklerini belirtmişlerdir. Yine bu yeni yılda Amerika Birleşik Devletleri İslam beldelerindeki eğitim sistemini değiştireceklerini, bu yolla İslam beldelerinde son arta kalan haya ve ahlak kurallarını da tamamıyla ortadan kaldıracaklarını, karışık aile yapısını bu beldelerde hakim kılacaklarını ve bu beldelerde kafir demokratik sistemi zorla yürürlüğe koyacaklarını ifade etmişlerdir. Amerika Birleşik Devletleri yine bu yeni yılda İslam beldelerinde ve dünyada mevcut terörizmin kökünü kazıyacağını, silahlı grupların gelir kaynaklarını keseceklerini ve bu grupları yasal siyasal parti haline getirerek hepsini birer Amerikan uydusu konumuna sokacağını ve bu yolla da bu grupların ait olduğu ülkelerin yeraltı-yerüstü zenginliklerini ve gelir kaynaklarını yağmalayıp teker teker bu beldeleri sömürgesi haline getireceklerini belirtmişlerdir. Yeni yılda Amerika, İslam beldelerinin ekonomilerini deşifre edip bu beldelerin piyasalarının kapılarını kendi çıkarları doğrultusunda sonuna kadar aralayarak, kayıtsız şartsız kendi mallarını hiçbir kontrole tabi tutturmaksızın pazarlanmasını sağlayacaklarını dile getirmişlerdir… İşte ABD 2005 yılındaki beklentilerini ardı arkası kesilmeksizin sıralayıp durmaktadır.

2005 yılındaki Yahudi varlığının beklentilerine gelince: Bu varlık bu yeni yılda Filistinlilerle ilişkilerinin tarihsel ayrılık noktasına geleceğini ifade etmelerinden dolayı bu yılı aynen ABD gibi büyük fırsat yılı olarak adlandırmaktadırlar. Ve bu varlığın ifadesine göre; işgal ettikleri bölgelerden çekilmeleri bu yılın gelmesiyle artık hayal olacağını, Filistinlilerin de şuanda sığınma kampı olarak kullandıkları bölgelerde kalmalarının gerektiğini, İsrail’in de yahudilerin devleti olduğunu ve bunun bölgenin yegane gerçeği olduğunu ve bu gerçeğin de bu 2005 yılının gelmesiyle iyice pekişeceğini belirtmişlerdir. Yine bu varlık, 2005 yılının gelmesiyle Gazze Şeridi’nden çekilmeyeceklerini ve bu konudaki bütün taahhütlerini iptal edeceklerini, zira çekilirlerse bu bölgenin karışıklıklar ormanı olarak hüküm süreceğini, belki Filistinliler bölgenin güvenliği konusunda bütün sorumluluğu alacaklarını taahhüt ederlerse, çekilmelerinin ileriki bir zamanda söz konusu olup, ayrılık duvarının kalması şartıyla da Filistin devleti hakkında görüşmeler başlatabileceklerini belirtmişlerdir. Ve yine bu 2005 yılında Mısır hükümetinin yahudi varlığı savunma bakanlığı isteği doğrultusunda Mısır-Gazze sınırındaki güvenlik güçleri adedini artırmayı ve savunma gereçlerini kuvvetlendirmeyi ertelediğini, zira Mısır’ın takviye gereçlerinin içerisinde anti tank savunma silahının yer aldığını bunun da kendileri için tehdit arz ettiğini ve bu girişimin de ertelenmesinin bu yıl için Yahudi başarısı olduğunu ifade etmişlerdir. Ve yine Yahudi varlığı yeni yılda Suriye’nin kışkırtılacağı ve bu yolla da Suriye-Urdun-Yahudi varlığı üçlü sınır boyutu dengesinin değiştirileceği hedefinden bahsetmektedir. İşte yahudi varlığı da beklentilerini bu şekilde ABD gibi sıralayıp durmaktadır…

Ve 2005 yılında Filistinlilerin beklentilerine gelince: Bu halk kendilerinin seçmediği kukla liderin lisanıyla konuşarak, Filistin yönetimiyle Filistinli gruplar arasında koordinasyonun gerçekleşmesi ve yapıcı bir tutumla İntifada’nın sona erdirilmesi hususunda antlaşma yapılması gerektiğini ifade etmektedirler. Ey mücahitler! Böylesi bir ideal süvarilerin atlarının dizginlenip ahıra bağlanacağı anlamına gelir.Yine bu halk yahudi varlığıyla her türlü olumsuzluklar bir tarafa bırakılarak görüşmelerin başlaması gerektiğini ve 2005 yahut 2006 yılı içerisinde Filistin devletinin kurulacağını bunun için de yahudi varlığıyla beraberce hareket edilebileceğini belirtmektedirler. Ve yine bu yeni yıl içinde bu halk Filistinlilerin hür seçme ve seçilme hakkına sahip olacaklarını, ulusal birliğin sağlanacağını, iç çatışmaların sona ereceğini, Mescid-i Aksa’nın batı kapısı kapatılırsa tamamen bu yıl içinde yıkılması gerektiğini, Filistin sorununun görüşülmesi için uluslararası bir toplantının yapılması amaçlandığını belirtmişlerdir. Ey insanlar, işte buradan da anlaşıldığı üzere Allah’ın indirdiği yüce kanunlara zıt bir takım istekler ve beklentilerin olduğu anlaşılmaktadır. Buna benzer birçok talepleri yer almaktadır.

Ey insanlar, her kavmin bir ideali vardır. Her insanın da tuttuğu bir yol vardır. Kuran-ı Kerim ise, Ehli Kitap’ın beklentileri hususunda şu şekilde bahsetmektedir:

“Bir de "yahudi ve hıristiyanlardan başkası asla cennete giremeyecek" dediler. Bu onların kendi kuruntularıdır (beklentileridir). Sen de onlara de ki; "Eğer doğru iseniz, haydi bakalım getirin delilinizi.” (Bakara 111)

Taberi tefsirinde bu Ayet-i Celile şu şekilde izah ediliyor: Bu (yahudi ve hıristiyanların) herhangi bir haklı gerekçeleri olmaksızın Allah-u Teâla’dan beklentileridir. Hiçbir delil öne sürmemektedirler, iddialarının ilmen yakınlığı da yoktur. Bu sadece bir iddia ve yalancı nefislerin bir beklentisidir.

Katade hazretlerinin de bu ayet hakkındaki izahatı: “Bunların (yahudi ve hıristiyanların) beklentileri sahtedir” demektedir. Ey insanlar, bir şeyleri beklenti halinde öne sürmek önemli değildir, fakat beklenti ettiğin şey hakkında beklentilerini söylediğinde, herkesin kanaat getirip seni dinleyebileceği Şer-i Delil’lere sahip olman önemlidir. Ancak, işte o zaman gerçek yönde beklentilerini yerine getirmiş olursun. Ey insanlar, otoritesi ve toprakları yahudi varlığı tarafından harabeye çevrilmiş ve otoritesi sürekli yahudi zimmetinde olacak Allah’ın hükümlerinin dışında hüküm uygulayacak bir Filistin devleti beklentisi olur mu? Yine aynı şekilde Abd’nin harabeye çevirdiği, tamamıyla tanınmaz hale getirdiği Irak’ta yeniden yönetimin teşkil edileceğini ileri sürenlerin delilleri var mıdır? Ve Allah’ın hükümlerinden başkasıyla hükmetmenin haram olduğu bir yönetim temenni edilebilir mi? Gerek Filistin gerekse Irak’ta olsun, bu iki ülkenin durumu Kukla komplocu Karzai’nin Afganistan’ının durumundan farklı midir? Ya da diğer şuandaki karton İslam ülkelerindeki durum bunlardan çok mu farklıdır? Müslümanların problemlerinin ehli olmayan kafirler çözebilir mi ? Onlar ancak Müslümanların kana ve gözyaşına boğulmasını temenni ederler. Ama bu İslam ümmeti gerçekten doğru metotla kendilerini bir arada toplayacak, servetlerine sahip çıkacak, güç ve otoritelerinin yegane kollayıcısı ve temsilcisi olacak İslam Hilafet Devleti için canla başla çalışmak için hazır olduklarını ifade ederler ve bu doğrultuda beklentilerini beyan ederlerse, işte o zaman doğru bir kararı seçtikleri kesinliği tezahür eder.

Hatibin 2. hutbesinden alıntılar…

Ey insanlar! Kafirlerin beklentileriyle, Müslümanların beklentileri arasında ne kadarda büyük farklılıklar var. Ve yine kafirler adına ajanlık yaparak ümmetin aleyhine çalışan sözde Müslüman yöneticilerle, ümmetin çıkarı için çalışan ihlas sahibi Allah'ın dininin yücelmesi için çaba sarf eden kimselerin beklentileri arasındaki mesafe ne kadar da farklı ve birbirinden uzak. Son zamanlarda içinde yaşadığımız bölge gerek ajan Arap, gerekse kafir yöneticilerle dolup taştı ve konferans gibi iktisadi toplantı gibi bir takım etkinliklere şahit oldu. Bu yöneticiler etrafa güya sırtaran dişleriyle müjdeler savurdular. Halbuki onlar gülerken azgın dişlerini göstererek bu dişlerle İslam ümmetini ve bu ümmetin tutunduğu Allah'ın Kitabı ve Resulünün Sünnetini parçalayacaklarını ifade etmişler ve bu ifadeyle de kendilerinin ne kadar da şerli kimseler olduğunu ortaya koymuşlardır. Bu ajan Arap yöneticilerden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri savunma bakanı Muhammed B. Raşid geçtiğimiz hafta Arap Strateji Zirvesinin açılış konuşmasında; Arap yöneticilerin yönettikleri halkların kendilerinden uzaklaşmalarından biran önce gerekli düzenlemeleri yapmaları, aksi takdirde tarihin acı sonuyla baş başa kalacakları uyarısında bulunmuştur. Kendisi çok yalancı olduğu halde bu defa doğru söylemiştir. Doğrusu artık İslam ümmeti böylesi yöneticilerin saraylarına doğru yol almaktadır. Bu sarayların yerle bir edilmesi anlık meseledir. Kendisi de yok edilecek bu sarayların sakinlerindendir. İşte bu noktada kendisine soruyorum; neden kabir ehli olmadan önce gerekli düzenlemeleri yaparak Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetme girişiminde bulunmuyor? Ey insanlar, işte ajan Arap yöneticilerin beklentileri böyledir. Öyleyse ey Müslümanlar, sizlerin yeni yıldan beklentisi nelerdir? Sizler nasıl beklentilerden bahsedeceksiniz? Gelecek yeni yılı nasıl büyük fırsatların yılına dönüştüreceksiniz? Nasıl bu yılı büyük kurtuluş yılı yapacaksınız? Bu yılı açıkça müjdelenen zafer yılı haline nasıl getireceksiniz? Çözüm artık elinizdedir, artık bütün işler size kalmıştır. Eğer ki sizler halisane bir şekilde şuandaki karton devletçiklerin enkazı üzerine Nübüvvet metodu üzerine Raşid-i Hilafet Devleti'nin kurulması için yüce mevlanın nidasına icabet ederek bu uğurda çalışan gençlerin safına katılırsanız, işte o zaman gelen bu yeni yıl tarihi beklentinin arzulandığı bir yıl olacaktır. İşte o zaman hakikaten bu yeni yıl büyük fırsatların yılı olacaktır. Allah-u Teâla'nın buyurduğu kesin kati deliller üzerine mebni müminlerin beklentileri bu sayede vuku bulacaktır. Allah'ın vaat ettiği zafer, emniyet ve metanet neticesinde de kafirlerin küfür, zulüm, yalan ve mesnetten uzak beklentileri yok olup gidecektir. Eğer ki, bir icraatta bulunmazsanız Allah'ın dilemesi dışında bir fayda ya da zarar sizlere dokunmaz. Zira biz Allah'a tevekkül ederiz, o bize yeter, o ne güzel bir vekildir.

YIL 15  SAYI 181  ZİLKADE/ZİLHİCCE 1425 / OCAK 2005

 

Yukarı