|
|
|
MESCİD-İ AKSA'DAN BİR HUTBE... |
|
|
Çeviren: O. Tarık Ziyad |
|
| |
ŞEYH
İSAM ÜMEYRA’NIN 17/12/2004 TARİHLİ KUDÜS’TEKİ AL_AQSA MESCİDİNDE
İRAD ETTİĞİ HUTBEDEN ALINTILAR
BÜYÜK FIRSAT YILI
Amerika Birleşik Devletleri 2005 yılını büyük fırsatlar yılı olarak
ilan etti. Zira bu 2005 yılı içerisinde Iraklı direnişçilerin işini
bitireceklerini, Filistin ve Irak’ta seçim gerçekleştirerek
Afganistan Karzai'si gibi kukla birini başa getirip işgal güçlerine
diz çöktürülmekle bu iki beldedeki siyasi kontrolü tamamen ellerine
geçireceklerini belirtmişlerdir. Yine bu yeni yılda Amerika Birleşik
Devletleri İslam beldelerindeki eğitim sistemini değiştireceklerini,
bu yolla İslam beldelerinde son arta kalan haya ve ahlak kurallarını
da tamamıyla ortadan kaldıracaklarını, karışık aile yapısını bu
beldelerde hakim kılacaklarını ve bu beldelerde kafir demokratik
sistemi zorla yürürlüğe koyacaklarını ifade etmişlerdir. Amerika
Birleşik Devletleri yine bu yeni yılda İslam beldelerinde ve dünyada
mevcut terörizmin kökünü kazıyacağını, silahlı grupların gelir
kaynaklarını keseceklerini ve bu grupları yasal siyasal parti haline
getirerek hepsini birer Amerikan uydusu konumuna sokacağını ve bu
yolla da bu grupların ait olduğu ülkelerin yeraltı-yerüstü
zenginliklerini ve gelir kaynaklarını yağmalayıp teker teker bu
beldeleri sömürgesi haline getireceklerini belirtmişlerdir. Yeni
yılda Amerika, İslam beldelerinin ekonomilerini deşifre edip bu
beldelerin piyasalarının kapılarını kendi çıkarları doğrultusunda
sonuna kadar aralayarak, kayıtsız şartsız kendi mallarını hiçbir
kontrole tabi tutturmaksızın pazarlanmasını sağlayacaklarını dile
getirmişlerdir… İşte ABD 2005 yılındaki beklentilerini ardı arkası
kesilmeksizin sıralayıp durmaktadır.
2005 yılındaki Yahudi varlığının beklentilerine gelince:
Bu varlık bu yeni yılda Filistinlilerle ilişkilerinin tarihsel
ayrılık noktasına geleceğini ifade etmelerinden dolayı bu yılı aynen
ABD gibi büyük fırsat yılı olarak adlandırmaktadırlar. Ve bu
varlığın ifadesine göre; işgal ettikleri bölgelerden çekilmeleri bu
yılın gelmesiyle artık hayal olacağını, Filistinlilerin de şuanda
sığınma kampı olarak kullandıkları bölgelerde kalmalarının
gerektiğini, İsrail’in de yahudilerin devleti olduğunu ve bunun
bölgenin yegane gerçeği olduğunu ve bu gerçeğin de bu 2005 yılının
gelmesiyle iyice pekişeceğini belirtmişlerdir. Yine bu varlık, 2005
yılının gelmesiyle Gazze Şeridi’nden çekilmeyeceklerini ve bu
konudaki bütün taahhütlerini iptal edeceklerini, zira çekilirlerse
bu bölgenin karışıklıklar ormanı olarak hüküm süreceğini, belki
Filistinliler bölgenin güvenliği konusunda bütün sorumluluğu
alacaklarını taahhüt ederlerse, çekilmelerinin ileriki bir zamanda
söz konusu olup, ayrılık duvarının kalması şartıyla da Filistin
devleti hakkında görüşmeler başlatabileceklerini belirtmişlerdir. Ve
yine bu 2005 yılında Mısır hükümetinin yahudi varlığı savunma
bakanlığı isteği doğrultusunda Mısır-Gazze sınırındaki güvenlik
güçleri adedini artırmayı ve savunma gereçlerini kuvvetlendirmeyi
ertelediğini, zira Mısır’ın takviye gereçlerinin içerisinde anti
tank savunma silahının yer aldığını bunun da kendileri için tehdit
arz ettiğini ve bu girişimin de ertelenmesinin bu yıl için Yahudi
başarısı olduğunu ifade etmişlerdir. Ve yine Yahudi varlığı yeni
yılda Suriye’nin kışkırtılacağı ve bu yolla da Suriye-Urdun-Yahudi
varlığı üçlü sınır boyutu dengesinin değiştirileceği hedefinden
bahsetmektedir. İşte yahudi varlığı da beklentilerini bu şekilde ABD
gibi sıralayıp durmaktadır…
Ve 2005 yılında Filistinlilerin beklentilerine gelince: Bu halk
kendilerinin seçmediği kukla liderin lisanıyla konuşarak, Filistin
yönetimiyle Filistinli gruplar arasında koordinasyonun gerçekleşmesi
ve yapıcı bir tutumla İntifada’nın sona erdirilmesi hususunda
antlaşma yapılması gerektiğini ifade etmektedirler. Ey mücahitler!
Böylesi bir ideal süvarilerin atlarının dizginlenip ahıra
bağlanacağı anlamına gelir.Yine bu halk yahudi varlığıyla her türlü
olumsuzluklar bir tarafa bırakılarak görüşmelerin başlaması
gerektiğini ve 2005 yahut 2006 yılı içerisinde Filistin devletinin
kurulacağını bunun için de yahudi varlığıyla beraberce hareket
edilebileceğini belirtmektedirler. Ve yine bu yeni yıl içinde bu
halk Filistinlilerin hür seçme ve seçilme hakkına sahip
olacaklarını, ulusal birliğin sağlanacağını, iç çatışmaların sona
ereceğini, Mescid-i Aksa’nın batı kapısı kapatılırsa tamamen bu yıl
içinde yıkılması gerektiğini, Filistin sorununun görüşülmesi için
uluslararası bir toplantının yapılması amaçlandığını
belirtmişlerdir. Ey insanlar, işte buradan da anlaşıldığı üzere
Allah’ın indirdiği yüce kanunlara zıt bir takım istekler ve
beklentilerin olduğu anlaşılmaktadır. Buna benzer birçok talepleri
yer almaktadır.
Ey insanlar, her kavmin bir ideali vardır. Her insanın da tuttuğu
bir yol vardır. Kuran-ı Kerim ise, Ehli Kitap’ın beklentileri
hususunda şu şekilde bahsetmektedir:
“Bir de "yahudi ve hıristiyanlardan başkası asla cennete
giremeyecek" dediler. Bu onların kendi kuruntularıdır
(beklentileridir). Sen de onlara de ki; "Eğer doğru iseniz, haydi
bakalım getirin delilinizi.” (Bakara 111)
Taberi tefsirinde bu Ayet-i Celile şu şekilde izah ediliyor: Bu (yahudi
ve hıristiyanların) herhangi bir haklı gerekçeleri olmaksızın
Allah-u Teâla’dan beklentileridir. Hiçbir delil öne
sürmemektedirler, iddialarının ilmen yakınlığı da yoktur. Bu sadece
bir iddia ve yalancı nefislerin bir beklentisidir.
Katade hazretlerinin de bu ayet hakkındaki izahatı: “Bunların (yahudi
ve hıristiyanların) beklentileri sahtedir” demektedir. Ey insanlar,
bir şeyleri beklenti halinde öne sürmek önemli değildir, fakat
beklenti ettiğin şey hakkında beklentilerini söylediğinde, herkesin
kanaat getirip seni dinleyebileceği Şer-i Delil’lere sahip olman
önemlidir. Ancak, işte o zaman gerçek yönde beklentilerini yerine
getirmiş olursun. Ey insanlar, otoritesi ve toprakları yahudi
varlığı tarafından harabeye çevrilmiş ve otoritesi sürekli yahudi
zimmetinde olacak Allah’ın hükümlerinin dışında hüküm uygulayacak
bir Filistin devleti beklentisi olur mu? Yine aynı şekilde Abd’nin
harabeye çevirdiği, tamamıyla tanınmaz hale getirdiği Irak’ta
yeniden yönetimin teşkil edileceğini ileri sürenlerin delilleri var
mıdır? Ve Allah’ın hükümlerinden başkasıyla hükmetmenin haram olduğu
bir yönetim temenni edilebilir mi? Gerek Filistin gerekse Irak’ta
olsun, bu iki ülkenin durumu Kukla komplocu Karzai’nin
Afganistan’ının durumundan farklı midir? Ya da diğer şuandaki karton
İslam ülkelerindeki durum bunlardan çok mu farklıdır? Müslümanların
problemlerinin ehli olmayan kafirler çözebilir mi ? Onlar ancak
Müslümanların kana ve gözyaşına boğulmasını temenni ederler. Ama bu
İslam ümmeti gerçekten doğru metotla kendilerini bir arada
toplayacak, servetlerine sahip çıkacak, güç ve otoritelerinin yegane
kollayıcısı ve temsilcisi olacak İslam Hilafet Devleti için canla
başla çalışmak için hazır olduklarını ifade ederler ve bu doğrultuda
beklentilerini beyan ederlerse, işte o zaman doğru bir kararı
seçtikleri kesinliği tezahür eder.
Hati bin 2. hutbesinden alıntılar…
Ey insanlar! Kafirlerin beklentileriyle, Müslümanların beklentileri
arasında ne kadarda büyük farklılıklar var. Ve yine kafirler adına
ajanlık yaparak ümmetin aleyhine çalışan sözde Müslüman
yöneticilerle, ümmetin çıkarı için çalışan ihlas sahibi Allah'ın
dininin yücelmesi için çaba sarf eden kimselerin beklentileri
arasındaki mesafe ne kadar da farklı ve birbirinden uzak. Son
zamanlarda içinde yaşadığımız bölge gerek ajan Arap, gerekse kafir
yöneticilerle dolup taştı ve konferans gibi iktisadi toplantı gibi
bir takım etkinliklere şahit oldu. Bu yöneticiler etrafa güya
sırtaran dişleriyle müjdeler savurdular. Halbuki onlar gülerken
azgın dişlerini göstererek bu dişlerle İslam ümmetini ve bu ümmetin
tutunduğu Allah'ın Kitabı ve Resulünün Sünnetini parçalayacaklarını
ifade etmişler ve bu ifadeyle de kendilerinin ne kadar da şerli
kimseler olduğunu ortaya koymuşlardır. Bu ajan Arap yöneticilerden
biri olan Birleşik Arap Emirlikleri savunma bakanı Muhammed B. Raşid
geçtiğimiz hafta Arap Strateji Zirvesinin açılış konuşmasında; Arap
yöneticilerin yönettikleri halkların kendilerinden uzaklaşmalarından
biran önce gerekli düzenlemeleri yapmaları, aksi takdirde tarihin
acı sonuyla baş başa kalacakları uyarısında bulunmuştur. Kendisi çok
yalancı olduğu halde bu defa doğru söylemiştir. Doğrusu artık İslam
ümmeti böylesi yöneticilerin saraylarına doğru yol almaktadır. Bu
sarayların yerle bir edilmesi anlık meseledir. Kendisi de yok
edilecek bu sarayların sakinlerindendir. İşte bu noktada kendisine
soruyorum; neden kabir ehli olmadan önce gerekli düzenlemeleri
yaparak Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetme girişiminde
bulunmuyor? Ey insanlar, işte ajan Arap yöneticilerin beklentileri
böyledir. Öyleyse ey Müslümanlar, sizlerin yeni yıldan beklentisi
nelerdir? Sizler nasıl beklentilerden bahsedeceksiniz? Gelecek yeni
yılı nasıl büyük fırsatların yılına dönüştüreceksiniz? Nasıl bu yılı
büyük kurtuluş yılı yapacaksınız? Bu yılı açıkça müjdelenen zafer
yılı haline nasıl getireceksiniz? Çözüm artık elinizdedir, artık
bütün işler size kalmıştır. Eğer ki sizler halisane bir şekilde
şuandaki karton devletçiklerin enkazı üzerine Nübüvvet metodu
üzerine Raşid-i Hilafet Devleti'nin kurulması için yüce mevlanın
nidasına icabet ederek bu uğurda çalışan gençlerin safına
katılırsanız, işte o zaman gelen bu yeni yıl tarihi beklentinin
arzulandığı bir yıl olacaktır. İşte o zaman hakikaten bu yeni yıl
büyük fırsatların yılı olacaktır. Allah-u Teâla'nın buyurduğu kesin
kati deliller üzerine mebni müminlerin beklentileri bu sayede vuku
bulacaktır. Allah'ın vaat ettiği zafer, emniyet ve metanet
neticesinde de kafirlerin küfür, zulüm, yalan ve mesnetten uzak
beklentileri yok olup gidecektir. Eğer ki, bir icraatta
bulunmazsanız Allah'ın dilemesi dışında bir fayda ya da zarar
sizlere dokunmaz. Zira biz Allah'a tevekkül ederiz, o bize yeter, o
ne güzel bir vekildir. |
|
YIL 15 SAYI
181 ZİLKADE/ZİLHİCCE 1425 / OCAK 2005
|
|
|
|
|
|
|