Ana Sayfa YIL 16  SAYI 184  SAFER/R.EVVEL 1426  NİSAN 2005 E-Mail

ABD yeni atom bombaları üzerine çalışıyor!

Expliciet Dergisi'nden çeviri

Hipokratlar yine zirvede. Irakta çoğu kez denenmiş olmasına rağmen, bu ülkede nükleer silahlar yapılıyor bahanesiyle orayı ele geçirdikleri gibi (bunların hepsinin yalan olduğu ortaya çıkmıştır), ve İran’a da aynı sebeplerden dolayı baskı uygulandığı ortadadır. Halbuki ABD kendileri bütün güçleri ile yeni nükleer silahlar yapmaya çalışıyorlar. Yeni nükleer silahlarla da herkesin bildiği gibi depolarını doldurdular.

ABD’nin “non-proliferatie anlaşması” çerçevesinde açıklanmış olduğu gibi bir ülke nükleer silahlara sahip değilse onu üretmek (yapmak) içinde çalışması yasaktır, önce Irak’tı onların sopasını yiyen. Bugün ise İran kendini onların sopasını yiyor halde buluyor.

İnsaflı olalım: bir ülke bir başka ülkeye kendi sınırları içinde ne yapıp ne yapamayacağını söyleme hakkına sahip midir?

Eğer ki bu böyle ise, o zaman sömürgecilik söylenilenlerin tersine halen kabul edilmektedir.

Akabinde başka bir soru: nükleer silahlara sahip bir ülke başkalarına bu silahlara sahip olamazsınız deme hakkına sahip midir?

Sadece sorumlu ülkeler bu silahlara sahip olabilirler yorumları hiçbir anlama gelmez zira onların sorumlu olup olmadığını kim belirledi? Ayrıca Amerikan askeriye operasyonları kendi ülke sınırları dışında incelendiğinde 2. dünya savaşından bu tarafa belirlenen ölü sayısı veya mağdurların sayısı artı bu rejimden zarar görenleri düşünün - Vietnam, Nicaragua, Honduras, Arjantin ve Pinochet Chili vs. gibi, bütün bunlar göz önüne alındığında bu ülke sorumlu olmayı bırakın askeriye sorumlular listesinin en altlarında olmalıdır. Askeriye operasyonlar her zaman kendi menfaatleri için önemlidir ve her zaman o bölgede yaşayan insanların acılarını çoğaltırlar.

Non-proliferatie anlaşmasının gerçeği ve hedefi askeri ilişkileri dünyada korumak ve daha da büyütmektir. Nükleer silahlara sahip olan her ülke bunu üretmeye devam edebilirler. Ve diğer bütün ülkeler nükleer silahları bırakın üretmeyi onu düşünmeleri bile yasaktır. Yok edici nükleer silahlara sahip olan birliktelikler buna böyle karar vermişler.

Birileri nasıl böyle kararlar alabilirler başkalarının adına, kendinize soruyorsunuzdur? Çok basit, güç sahibi olanlar başkalarının adına karar verebilirler/verme hakkına sahiptirler. Ama düşündüğümüz zaman görüyoruz ki, hiçbir ülke İran’a sen nükleer silahlara sahip olamazsın deme hakkına sahip değildir. Tıpkı Botswana, San Marino vb. gibi ülkeler için geçerli olduğu gibi.

Ve kesinlikle nükleer araçların daha iyi yapılmasında çalışan ülkeler bu hakka sahip değillerdir ve herhangi bir şekilde nükleer alanda gelişim yapan bir ülkeye askerlerini zorla sokma hakları da yoktur.

Ve yine kötülüğün simgesi olarak gösterilen Irak, İran ve Kuzey-Kore gibi ülkelerin kendilerini Batı devletlerinin toplu öfkelenmelerinden ve saldırılarından korumak ve korkutmak için nükleer silahlara sahip olmaları gerekiyor. Belki kabul gören bir görüş değil ve insanların da sempatisini çekecek bir görüş değil ama gerçek bu.

Irak, o kadar sene uygulanan ambargolardan sonra kendini koruyamaz hale geldi, savaş ilan edildi ve şuanda işgal edilmiş durumda. Yok edici nükleer silahlardan dolayı değil, bunu şimdi herkes biliyor, El-Kaide ile alakası olduğu için de değil, bunları da herkes biliyor. Ve gerçekçi olacak olursak toplu kimyasal silahlar ve El-Kaide’den sonra da ortaya atılan demokrasinin yayılması amaçlı olmadığı da bir gerçektir.

İran Irak’ta bulunan Amerikan birlikleri tarafından kışkırtılıyor. Özel Amerikan birlikleri kaynaklara göre, ülke sınırları içinde bulunuyorlar, Amerikan uçaklarının uçuşları İran toprakları üzerinde kontrollü bir şekilde düzenli olarak uçmaktadır. İran’ın radar uydularını ve savunma üslerini bulmak için. (kendinize bir sorun bakalım İran aynı hareketi ABD’ye yapmış olsaydı tepkisi nasıl olurdu?)

Bunun yanına Kuzey-Kore örneğini koyun. Kapalı olan baskı ve diktatör rejim ülkesi ki, birkaç çeşit nükleer silahlara sahip olan ülke olarak da geçmekte. Her ne kadar dünyanın Kuzey-Kore’ye ve rejimine karşı bir tepkisi olsa da bu ülke sütten çıkmış ak kaşık muamelesi görmekte. Burada savaş dilinde ve tehdit isyanları ile değil de diplomatlar yoluyla işler yürütülmektedir.

Demek ki nükleer silahları ileri sürmek işe yarıyor. Bize kızmayın lütfen, bu sadece bir algılama.

Expliciet’in yorumu: Yanlış anlaşılmasın, sakın bu konuyu bizim tarafımızdan nükleer silahlar üretmek için bir çağrı olarak görmeyin, ya da başka bir şey için bir çağrı olarak da değil.

Burada söylenen ve yapılan arasındaki farktan bahsediyoruz:

Sen yapamazsın (İran), sen yapabilirsin (İsrail)…

YIL 16  SAYI 184  SAFER/R.EVVEL 1426 NİSAN 2005

Yukarı