Hipokratlar yine zirvede. Irakta çoğu kez denenmiş olmasına rağmen,
bu ülkede nükleer silahlar yapılıyor bahanesiyle orayı ele
geçirdikleri gibi (bunların hepsinin yalan olduğu ortaya çıkmıştır),
ve İran’a da aynı sebeplerden dolayı baskı uygulandığı ortadadır.
Halbuki ABD kendileri bütün güçleri ile yeni nükleer silahlar
yapmaya çalışıyorlar. Yeni nükleer silahlarla da herkesin bildiği
gibi depolarını doldurdular.
ABD’nin “non-proliferatie anlaşması” çerçevesinde açıklanmış olduğu
gibi bir ülke nükleer silahlara sahip değilse onu üretmek (yapmak)
içinde çalışması yasaktır, önce Irak’tı onların sopasını yiyen.
Bugün ise İran kendini onların sopasını yiyor halde buluyor.
İnsaflı olalım: bir ülke bir başka ülkeye kendi sınırları içinde ne
yapıp ne yapamayacağını söyleme hakkına sahip midir?
Eğer ki bu böyle ise, o zaman sömürgecilik söylenilenlerin tersine
halen kabul edilmektedir.
Akabinde başka bir soru: nükleer silahlara sahip bir ülke
başkalarına bu silahlara sahip olamazsınız deme hakkına sahip midir?
Sadece sorumlu ülkeler bu silahlara sahip olabilirler yorumları
hiçbir anlama gelmez zira onların sorumlu olup olmadığını kim
belirledi? Ayrıca Amerikan askeriye operasyonları kendi ülke
sınırları dışında incelendiğinde 2. dünya savaşından bu tarafa
belirlenen ölü sayısı veya mağdurların sayısı artı bu rejimden zarar
görenleri düşünün - Vietnam, Nicaragua, Honduras, Arjantin ve
Pinochet Chili vs. gibi, bütün bunlar göz önüne alındığında bu ülke
sorumlu olmayı bırakın askeriye sorumlular listesinin en altlarında
olmalıdır. Askeriye operasyonlar her zaman kendi menfaatleri için
önemlidir ve her zaman o bölgede yaşayan insanların acılarını
çoğaltırlar.
Non-proliferatie anlaşmasının gerçeği ve hedefi askeri ilişkileri
dünyada korumak ve daha da büyütmektir. Nükleer silahlara sahip olan
her ülke bunu üretmeye devam edebilirler. Ve diğer bütün ülkeler
nükleer silahları bırakın üretmeyi onu düşünmeleri bile yasaktır.
Yok edici nükleer silahlara sahip olan birliktelikler buna böyle
karar vermişler.
Birileri nasıl böyle kararlar alabilirler başkalarının adına,
kendinize soruyorsunuzdur? Çok basit, güç sahibi olanlar
başkalarının adına karar verebilirler/verme hakkına sahiptirler. Ama
düşündüğümüz zaman görüyoruz ki, hiçbir ülke İran’a sen nükleer
silahlara sahip olamazsın deme hakkına sahip değildir. Tıpkı
Botswana, San Marino vb. gibi ülkeler için geçerli olduğu gibi.
Ve kesinlikle nükleer araçların daha iyi yapılmasında çalışan
ülkeler bu hakka sahip değillerdir ve herhangi bir şekilde nükleer
alanda gelişim yapan bir ülkeye askerlerini zorla sokma hakları da
yoktur.
Ve yine kötülüğün simgesi olarak gösterilen Irak, İran ve Kuzey-Kore
gibi ülkelerin kendilerini Batı devletlerinin toplu
öfkelenmelerinden ve saldırılarından korumak ve korkutmak için
nükleer silahlara sahip olmaları gerekiyor. Belki kabul gören bir
görüş değil ve insanların da sempatisini çekecek bir görüş değil ama
gerçek bu.
Irak, o kadar sene uygulanan ambargolardan sonra kendini koruyamaz
hale geldi, savaş ilan edildi ve şuanda işgal edilmiş durumda. Yok
edici nükleer silahlardan dolayı değil, bunu şimdi herkes biliyor,
El-Kaide ile alakası olduğu için de değil, bunları da herkes
biliyor. Ve gerçekçi olacak olursak toplu kimyasal silahlar ve
El-Kaide’den sonra da ortaya atılan demokrasinin yayılması amaçlı
olmadığı da bir gerçektir.
İran Irak’ta bulunan Amerikan birlikleri tarafından kışkırtılıyor.
Özel Amerikan birlikleri kaynaklara göre, ülke sınırları içinde
bulunuyorlar, Amerikan uçaklarının uçuşları İran toprakları üzerinde
kontrollü bir şekilde düzenli olarak uçmaktadır. İran’ın radar
uydularını ve savunma üslerini bulmak için. (kendinize bir sorun
bakalım İran aynı hareketi ABD’ye yapmış olsaydı tepkisi nasıl
olurdu?)
Bunun yanına Kuzey-Kore örneğini koyun. Kapalı olan baskı ve
diktatör rejim ülkesi ki, birkaç çeşit nükleer silahlara sahip olan
ülke olarak da geçmekte. Her ne kadar dünyanın Kuzey-Kore’ye ve
rejimine karşı bir tepkisi olsa da bu ülke sütten çıkmış ak kaşık
muamelesi görmekte. Burada savaş dilinde ve tehdit isyanları ile
değil de diplomatlar yoluyla işler yürütülmektedir.
Demek ki nükleer silahları ileri sürmek işe yarıyor. Bize kızmayın
lütfen, bu sadece bir algılama.
Expliciet’in yorumu: Yanlış anlaşılmasın, sakın bu konuyu
bizim tarafımızdan nükleer silahlar üretmek için bir çağrı olarak
görmeyin, ya da başka bir şey için bir çağrı olarak da değil.
Burada söylenen ve yapılan arasındaki farktan bahsediyoruz:
Sen
yapamazsın (İran), sen yapabilirsin (İsrail)…