Amerika ve İngilizler gece-gündüz İslam
beldelerini nasıl işgal edeceklerinin planları ile uğraşırken
Müslümanlar başlarındaki yönetimlere, hain idarecilere güven
mesajları göndererek yattılar. Onlar adım adım İslam alemini
işgal ederken, Müslümanlar ekran karşısında dün Bosna’yı,
Kosova’yı, Çeçen’i bugün olduğu gibi Bağdat’ı
seyrettiler ve etmeye de devam ediyorlar. Onlar siyasi ve askeri
üstünlük peşinde koşarken Müslümanlar her nereden kredi
alabileceklerinin hesabını yaptılar. Onlar inançları
siyonizmin, kapitalizmin, sömürgenin gereği doğrultusunda
koşarken Müslümanlar kendi inançları doğrultusunda hareket
etmedikleri gibi bunları yapanları da aşağıladılar. Allah’ın
emirleri göz ardı edildi, sünnete yapışmak sadece ve sadece
ibadetlerle sınırlı kılındı. Kur’an ve Sünnet gözüyle
hayata bakmaktan çok çok uzaklaştılar. Bu uzaklaşma ümmete
çok şeyler kaybettirdi. Halende kaybettirmeye devam ediyor.
Eğer Müslümanlar Allah’a güvenmezler, Bush’un
eteklerine yapışır, tağut rejimlerde zemin aramaya kalkar,
onlarla işbirliği yaparlarsa; günümüzde olduğu gibi zilletten
asla kurtulamazlar. Resulullah (SAV) şöyle buyuruyor:
“Ümmetler ve milletler, insanların
birbirlerini sofraya davet ettikleri gibi, vahşi hayvanların bir
yiyeceğe saldırmaları gibi birbirlerini sizin üzerinize davet
edecekler ve sizin üzerinize üşüşeceklerdir.” Orada
bulunanlardan birisi;
Ya Rasulullah bizim azlığımızdan mı?
diye
sorar. Resulullah;
Hayır, aksine o gün sizin sayınız çok
olacaktır. Fakat sizin çokluğunuz selin önüne katıp sürüklediği
çer çöp gibi olacaktır. Allah düşmanlarınızın kalbinden
sizin korkunuzu çıkaracak ve sizin kalbinize vehen bırakacaktır.”
Vehen nedir? diye sorulduğunda;
“Dünyayı sevmek ve ölümü hoş
karşılamamak.” (Ebu Davut)
Bu hadis gösteriyor ki; Müslümanlar iki şeyin
esiri olduklarından kaybetmektedirler. Bu; hayatı sevmek ve
ölümden korkmaktır. Bunların değişmesi gerekir. Yani hayat
sevgisi yerine cennet sevgisi, ölüm korkusu yerine şehitlik için
atılımlar ön plana çıkmalıdır ki; hayata bakışımız
değişsin, üzerimizdeki korku kalksın, gösterilecek cesaret
kafirlerin kalbine korku salsın.
İnsan için sadece çalıştığının
karşılığı vardır. Günümüzde Müslümanlar kafir işgallerini
kolaylaşması için zihin yoracaklarına Allah’ın düşmanlarını
ve onların ümmeti korkak kılan fikirlerine saldırmaları zorunluluktur.
Müslümanlar hem fikren hem de silah açısından ilerlemesi
gerekir. Düşmanlardan daha büyük silahla silahlanmak gerekir.
Fakat bu silahların kullanılması ve kullanılacak amaçta o kadar
önemlidir. Bugün Müslümanların ellerinde en gelişmiş silahlar
olmasına rağmen ne yazık ki; bunu kafirlere karşı kullanmaktan
çekiniyorlar. Dünyanın en kalabalık orduları İslam beldelerinde,
Müslümanların elinde olmasına rağmen bu orduları kafirlere
karşı harekete geçirmiyorlar. İşte bu nedenle haçlı orduları
cesaret buluyor ve acımasızca sivil insanlara saldırıyorlar.
Hain idareciler bu orduları ya korkak hale getirmişler ya da kendi
tahtlarını korumak için tutmaktalar. Bunda etkin olan durum,
kafirlerin silah gücünün İslam aleminde büyütülmesinde/abartılmasında yatmakta,
buda doğal olarak ölüm korkusunu doğurmaktadır.
Amerika ve İngiliz mallarına boykot gibi basit
işlerle uğraşmak geçiştirme amaçlıdır. Mazlum Iraklı ve
Filistinli Müslümanların dirençlerine bir bakın! Az bir
kuvvetle koskoca kafir ordularını nasılda şaşkına çevirdiler.
Bunu dünya Müslümanlarının artık görmesi gerekir. Az bir
güçle neler yapılıyor?! Birde Müslümanların birlik içerisinde
kafirlerin karşısına çıktığını düşünün. O korkak kafir
orduları nereye ayak basıp, hangi işbirlikçiyle birleşip İslam
alemini vuracak! İlim, teknoloji, ekonomi, ticari, askeri yönden
şişirilen batılılar az bir dirençle nasılda sarsıldılar.
İran, Türkiye, Suriye ve diğerleri sırasıyla
Amerikanın darağacı önünde sıra bekleyeceklerine, tam fırsat
doğmuşken küfür ordularını çöle gömmekte neden acele
etmiyor ve birlik olmuyorlar?
Ey Müslümanlar! Bu olaylar sizleri korkutma
yerine cesaretlendirmelidir. Cesaret bizi kuvvetli kılacak,
ölürsek şehid, kalırsak İslam adına zaferlerle dolu bir sayfa
açılacaktır.
Ey Müslümanlar! Varlığınızı göstermenizin
zamanıdır. Artık kuytu köşelerde, mistik bir yaşam içerisinde
olmanın size faydası olmadığını anlayın. Bölgelerinizi birleştirin
ki; yeni Filistinler doğmasın.
Onlar, koalisyon (yani bir anlamda Haçlı
orduları) şeklinde İslam alemine saldırırken buna Saddam’ın,
Arafatın, Müşerrefin meselesi gibi bakmak çok yanlıştır.
İslam beldelerindeki bu işbirlikçiler hain oldukları ortada
dururken bunları kafirlerin gözden çıkardığını görüyoruz.
Onlar gibiler hâlâ hatalarını anlamaktan uzaktırlar. Kafirlere
uşaklıkta ölümüne yemin eden bu hainlerin uzun boylu bir yaşama
sahip olmadıklarını da görüyoruz. Yani onlarda
öldürülüyorlar. İşbirlikçilerin açtığı gediklerden İslam
beldelerine sızan kafirler adı koalisyon olan kapıdan haçlı
orduları şeklinde saldırırken hâlâ seyirci kalmanın bir
anlamı var mıdır?!
Karşımızda şanlı bir gelecek için kapı açmak
elinizdedir. Ebedi mutluluk yeri olan cennet gibi mükemmel bir
diyar sizleri beklemektedir. Hadiste de belirtildiği gibi bu
dağınık hal ümmeti bu hale getirmiştir. Dağınıklığın
çözümü İslam fikri etrafında bütünleşip İslam devletini
hakim kılmaktır.
Bunun için varlığınızı ispatlamanın
zamanı geldi ve geçiyor. Sizler yaşadığınızı gösterince
dünya sizden korkacaktır. Şanlı tarihinizi hatırlayın. Nice az
ordularla kafirleri perişan ettiğinizi ne çabuk unuttunuz!? Allah
(cc) şöyle buyuruyor:
“Nice az sayıda bir birlik Allah'ın
izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir. Allah sabredenlerle
beraberdir, dediler.” (Bakara 249)
Afganistan’daki gibi yeterince işbirlikçi
bulmadan yola çıkan süper güç Amerika, düştüğü konuma
şaşırıp kalmışken onu hâlâ şişirenler, büyütenler korkak,
kör kişilerdir. Bunlar gerçekleri görmekten uzak hayal aleminde
yaşayan insanlardır.
Toplumlarda emperyalizm karşıtı hava oluşmuş
iken, insanlığın kurtuluşu ve çıkış kapısı olan İslam’ı
onlara göstermeye engel olanlar cahiliyet döneminin bedevileri
gibidirler.
Ey Müslümanlar! Artık türbinlerde seyirci
olmaktan kurtulun. Kardeşleriniz kafirlerin zulmüne maruz kalmışken
sizler seyirci olamazsınız. Hele hele savaş benim ülkeme
dokunmasında ne olursa olsun diyen hain idarecileriniz gibi hiç
olamazsınız. Onlara isyan bayrağını kaldırmanız dahi kafirlerin
korkmasına yetecektir.
Bakın İran, Mısır, Ürdün, Suriye, Türkiye
liderlerine! Onlar (cüce insanlar) Amerika’ya yalvarırcasına şöyle
sesleniyorlar: “Ne olursun elini çabuk tut. Şu kıyımı
çabukça hallet, yoksa radikal uçlar destek ve zemin bulurlar.”
Korkak, cüce insanlar! Ümmetin kanına susamış vampirler.
Kafirlerin yaptıkları ürkütmüyor da ayağa kalmak isteyen Müslümanlardan
mı korkuyorlar?
Ey Müslümanlar! Sana verilen değer, senden
nasıl korktukları, senin hayata dönüşünün ne kadar etkili olduğunu
yukarıdaki demeçlerdende mi anlamıyorsun?! Yeter artık ayağa
kalk! Sadece İslam ümmeti değil, zulüm altında kalan bütün
dünya halkları senin gelişini bekliyor.
|